Gündem Aşı karşıtları bilimsellikten uzak

Aşı karşıtları bilimsellikten uzak

02.09.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’de aşı reddi hızla artıyor. 2016’da 11 bin ebeveyn aşı yaptırmayı reddederken, bu sayı geçen yıl 23 bini geçti. Aşı karşıtları çocuğuna aşı yaptırmamanın ebeveynlerin hakkı olduğunu savunurken, uzmanlar aksini söylüyor: Aşı karşıtlığının bilimsel dayanağı yok.

Aşı karşıtları bilimsellikten uzak

Aşı yaptırmanın zorunlu olmadığı Türkiye’de aşı reddi hızla artıyor. Anayasa Mahkemesi’nin 24 Aralık 2015’te “Zorunlu Aşı Uygulamasına İlişkin Halime Sare Aysal Kararı”na göre, ebeveynlerin çocuklarına aşı yaptırmama ya da yapılmasını reddetme hakları bulunuyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2016’da 11 bin olan aşıyı reddeden aile sayısı, 2017’de 23 bini aştı. Milliyet’e konuşan uzmanlar ise aşı karşıtlığının bilimsel hiçbir dayanağı olmadığını söylüyor. Hepatit B, verem, difteri, boğmaca, tetanoz, inaktif polio, beşli karma aşı, pnömokok, kızamık, kızamıkçık, kabakulak aşıları ücretsiz olarak devlet tarafından karşılanıyor. MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan, geçen günlerde TBMM Başkanlığı’na kanun teklifi vererek, aşılanmanın zorunlu olmasını istedi. Aycan, buna gerekçe olarak da “Aşı yaptırmayan kişilerin toplumda sayısının artması halinde, salgınlar kaçınılmaz bir durum olarak ortaya çıkacaktır ve bu da tüm toplumu tehdit edecektir. Bir kişi aşı yaptırmadığında sadece kendi sağlığını tehdit etmemekte, tüm toplumu tehlikeye sokmaktadır” dedi. MHP’li Aycan’ın, kanun teklifinin yasalaşması durumunda “Genişletilmiş Bağışıklama Programı”ndaki aşıların çocuklara ve yetişkinlere yapılmasına karşı çıkan, yaptırmayan, engelleyen kişi ve ebeveynler 6 aydan 2 yıla kadar hapis ile cezalandırılacak. Olayın tekrarlanması durumunda ise bu ceza, yüzde 50 artırılarak 3 yıla çıkacak.

Haberin Devamı

‘Ucuz kahramanlık’

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Selim Badur Milliyet’e yaptığı açıklamada aşı karşıtlığının bilimsellikten uzak olduğunu söylüyor:

“Postmodern dünyada bilimselliğe karşı çıkarak, ‘İlaç firmalarının oyununa gelmemek’ şeklinde sunulan aşı karşıtlığı, ucuz kahramanlıktan başka bir şey değil. Böyle bir yaklaşım ülkemizde, hacamat-sülük tedavilerinin yaygınlaşıp, belirli çevrelerde rağbet görmesi ile paralellik gösteriyor. Otoriteye karşı çıkmak, alternatif tıbba yönelmek, sonuçta bilerek ya da bilmeyerek bilime karşı çıkmak moda oldu. ‘Ben, ilaç firmalarının adamı, sözcüsü değilim, ben modern çağın Robin Hood’uyum’ diyenlere itibar edilmemeli. Çocukları, olası hastalıklara karşı korumak için uygulanan ürünün zararlı madde içerdiğini düşünmek ancak cahil, komplo teorilerine yatkın toplum ve ülkelerde görülür. Aşılanmadığı için hastalık geçiren çocukların bir bölümü iyileşirken, bir bölümü ya ölüyor ya sakat kalıyor.”

Haberin Devamı

‘YILDA 1.5 MİLYON ÇOCUK ÖLÜYOR’

Prof. Dr. Selim Badur, Milliyet’in sorularını şöyle cevaplandırdı:

- Aşının çocuklar için önemi nedir?

Bulaşıcı hastalıklarla mücadelede, aşıların en etkili koruma yöntemi. 1974 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından başlatılan “Genişletilmiş Bağışıklama Programı” kapsamında, difteri, boğmaca, tetanoz, kızamık, çocuk felci ve tüberküloz aşılarının yaygın kullanımı milyonlarca ölümü engelledi. Çocuk felci (polio) gibi bazı hastalıklar, Avrupa kıtası başta olmak üzere belirli coğrafyalarda ortadan kalktı. Bu olumlu gelişmelere karşın birçok aşı için farklı toplumların dönem dönem direnç gösterdiğini ve aşı karşıtı söylemlerin ortaya çıktığını görüyoruz. DSÖ’nün sayısal değerlerine göre, yılda 1.5 milyon kadar çocuk, aşıya erişemediği için “aşıyla korunabilen hastalıklar” nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bu çocukların büyük bölümü yoksul ülkelerde yaşıyor. Maddi zorluk içinde olan ancak aşıları uluslararası kuruluşların yardımı ile temin eden bazı ülkelerdeki aşılama oranları, Fransa ve İngiltere gibi sanayileşmiş ülkelerden daha yüksek.

Haberin Devamı

Bu çelişkili durum, gelişmiş ve sanayileşmiş Batı ülkelerindeki aşı karşıtı söylemlerinden kaynaklanıyor.

- Avrupa’da durum nedir?

1998’de İngiltere’de Andrew Wakefield adında bir İngiliz cerrahın “Kızamık aşısı otizme yol açıyor” şeklindeki açıklaması ve konu ile ilgili yayına dönüştürdüğü çalışması büyük yankı uyandırdı. Bu dönemde otistik çocukları olan aileler Wakefield’i gerçek bir halk kahramanı olarak ilan ettiler ve söz konusu çalışmadan etkilenip kızamık aşısını kullanmamaya başladılar. Bu durumun sonucu olarak gelişmiş batı ülkelerinde uzun yıllardır görünmeyen ve önemi nerede ise unutulan kızamık salgınları başladı. Sonuçta 900 çocuk Avrupa’da yaşamını yitirdi. Aradan bir yıl geçti ve söz konusu çalışma ve sonuçlarının düzmece olduğu, gerçekleri yansıtmadığını ortaya çıktı ve Wakefield’ın doktorluk yapma yetkisini elinden alındı.

AŞILAR DAHA SAFLAŞTIRILDI

- Aşıda risk var mı, varsa bu risk nedir?

Dünyada her yıl 6 aydan küçük yaklaşık 4 milyon çocuk yaşamını yitiriyor. Halen tüm dünyada aşıya erişim olanağı bulunmadığından saatte 450 çocuğu kaybediyoruz. Çocukları aşılatmamanın çocuk felcinde olduğu gibi ciddi riskleri var. Kızamık, menenjit veya zatürre etkenleri ile oluşacak hastalanmalar ciddi sağlık sorunları yaşatır. “Aşı yaptırmayalım, hastalığı geçirerek bağışıklık kazanalım” şeklinde bir yaklaşımın tehlikeli olduğu, büyük bir risk taşıdığı unutulmamalı. Yeni teknolojiler ile çok daha saflaştırılmış aşılar kullanıyoruz ve uygulanan aşıların içeriğindeki etkin madde sayısı azalmış durumda. Üstelik bağışıklık sistemimiz, 10-20 aşıyı değil, on binlerce yabancı maddeyi tanıyıp yanıt verme yetisine sahip. Bu nedenle “Aşıların sayısı artınca bağışıklık sistemimiz yorulur” yaklaşımı bilimsel değil.

Haberin Devamı

- Grip aşısının etkisiz olduğu öne sürülüyor?

“Aşı yaptırdım ve aşı nedeniyle hastalandım” veya “Aşı oldum ama yine de gribe yakalandım” diyenleri duyuyoruz. Aşı, sadece gribe etkilidir ve geri kalan etkenlere karşı korumaz. Benzer şikayetlere yol açan nezle veya soğuk algınlığı gibi hastalıklara baktığımız zaman ölümcül ve tehlikeli bir taraflarının olmadığını söyleyebiliriz. Gribin oluşturduğu bağışıklık doğada da çok kalıcı ve etkili değil. Nitekim özellikle çocukluk çağında bir yıl içinde birkaç kez gribe yakalanmak olağan. Bu yüzden her yıl aşılama yapılması gerekiyor.

Haberin Devamı

YARIN: Prof. Ceyhan, “Aşı yaptırmayın demek, taammüden adam öldürmekten farksız”