Siyaset ‘Asıl sorun işgalin kendisi’

‘Asıl sorun işgalin kendisi’

20.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Trump ve Netanyahu yönetimlerinin sorumsuz ve popülist politikaları yüzünden barışın, bugün her zamankinden daha uzakta olduğunu belirten Kalın, “Filistin’de asıl sorun işgalin kendisidir. İşgal sona erdirilmeden kimse için ne barış, ne güvenlik ne de kalkınma mümkün olabilir” dedi.

‘Asıl sorun işgalin kendisi’

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Müslüman ülkelerin, Avrupalılar, Afrikalılar, Asya ve Latin Amerika ülkelerinin, bir araya gelerek İsrail’in uluslararası hukuk ihlallerini ve Filistinlilerin mağduriyetini engellemesi gerektiğini belirterek, “Filistin’de asıl sorun işgalin kendisidir. İşgal sona erdirilmeden kimse için ne barış, ne güvenlik ne de kalkınma mümkün olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Kalın, dün Daily Sabah gazetesinde kaleme aldığı Filistin konulu yazısında ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararının hasar ve acı üretmeyi sürdürdüğünü belirterek, İsrail askerlerince 14 Mayıs’ta 62 Filistinlinin şehit edildiğini, yüzlerce kişinin de yaralandığını ifade etti.

Haberin Devamı

Filistinlilerin bu ABD yönetimiyle görüşmek istemediğini ve tavırlarında sonuna kadar haklı olduklarını belirten Kalın, şu ifadeleri kullandı: “Zira Trump yönetimi Filistinlilere umut, destek veya onları müzakere sürecinde tutacak hiçbir şey sunmadı. ABD yönetiminin üyeleri aylardır hiçbir detay paylaşmadan, ‘yeni bir barış planı üzerinde çalışıyoruz’ diyordu. Neticede bu planın yalnızca bölgeyi ateşe verme potansiyeline sahip olduğu ortaya çıktı. ABD’nin Kudüs kararı bazı Evanjelist Amerikalıların ve siyonistlerin tuhaf teolojik inançlarını desteklemiş olabilir ama şimdiden ciddi zarar verdi. Sözde batılı liberal düzen ve onun hükümetleri ise mesele İsrail işgali olunca ya sessiz ya da çaresiz kalıyor. İsrail’in her iddiasını doğru kabul ederken, politikalarını İsrail lobilerinin talepleri doğrultusunda şekillendiriyorlar. Ne ABD ne İsrail ile yüzleşecek, onlardan sorumsuz, provokatör ve suç niteliği taşıyan hareketlerinin hesabını soracak arzuları veya cesaretleri var. Bunun yerine sorunlar kendiliğinden ortadan kaybolsun istiyorlar. Bu süreçte İsrail işgalini kınayan sayısız BM kararı bir kenara bırakıldı. Dünyada başka hiçbir ülke veya işgal gücü, İsrail kadar çok BM kararını ihlal etmemiştir.”

Haberin Devamı

‘Örtbas edemez’

Kalın, “İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, ‘İsrail yok olmanın eşiğinde’ kartını oynarken asıl Filistinliler, bir askeri makine ve apartheid devletinin ellerinde yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Esasen İsrailliler, resmen bir topluluk olarak tanımadıkları Filistinlilerin adını bile anmıyor” ifadelerini kullandı. Netanyahu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a saldırarak ne işlediği suçları ne de içeride yaşadığı sorunları örtbas edebileceğini vurgulayan Kalın, “Belki uluslararası toplumun kısmi sessizliğini ve Arap dünyasındaki bölünmeyi kullanabilir ama Filistin halkının iradesini ve bizim onlara yönelik desteğimizi ortadan kaldıramaz. Netanyahu, Erdoğan’a İsrail şiddetinin işgal altında yaşayan bir halkı yok etme çabası olduğunu söyleyen tek lider olduğu için saldırıyor. Cumhurbaşkanımız, demokratik yollardan göreve gelmiş bir lider olarak İsrail’in Filistin halkına karşı işlediği suçları eleştiriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Haberin Devamı

Kalın, Türkiye’nin bu durumu göz önünde bulundurarak İslam İşbirliği Teşkilatı’nı olağanüstü toplantıya çağırdığını ve Müslüman ülkeleri, İsrail şiddetine karşı Filistinlileri savunmak için harekete geçirdiğini, ayrıca üç günlük yas ilan edildiğini, Washington ve Tel Aviv’deki büyükelçilerin geri çağrıldığını ve TBMM’nin olağanüstü toplandığını anımsattı. Trump ve Netanyahu yönetimlerinin sorumsuz ve popülist politikaları yüzünden barışın, bugün her zamankinden daha uzakta olduğunu belirten Kalın, “Müslüman ülkeler, Avrupalılar, Afrikalılar, Asya ve Latin Amerika ülkeleri, bir araya gelerek İsrail’in uluslararası hukuk ihlallerini ve Filistinlilerin mağduriyetini engellemelidir. Filistin’de asıl sorun işgalin kendisidir. İşgal sona erdirilmeden kimse için ne barış, ne güvenlik ne de kalkınma mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

‘Taş atan kadınlardan korkuyor’

Kalın, şu görüşleri dile getirdi: “Bir an eğer 14 Mayıs’ta İsrailliler değil Filistinliler 62 kişi öldürseydi dünyanın nasıl tepkiler vereceğini hayal edin. Böyle bir olay sıradan bir haber olmazdı. Bölgesel ve küresel dengeler değişir, Batılı devletler suçluları cezalandırmak için tüm imkanlarını seferber ederdi. Ordular sahaya sürülürdü. Ama fail İsrail, kurbanlar da Filistinli olunca bunların hiçbiri olmuyor. Ortadoğu’nun en ölümcül ordusuna ve koşulsuz ABD desteğine sahip olan İsrail, taş atan kadınlardan ve çocuklardan korkuyor. Oysa Filistin halkının kendilerini, ailelerini, yaşlılarını, evlerini, zeytinliklerini, hayatlarını ve haysiyetlerini koruyacak başka hiçbir şeyleri yok.”