08.11.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı dünyasının uyguladığı gizli açık ambargoların, taktığı çelmelerin Türkiye’yi sıkıntıya soktuğunu, ancak bu sıkıntıların geçici olduğunu ifade etti. Erdoğan, dün Ak Parti grup toplantısında özetle şu mesajları verdi:
DURMAK YOK: Arkadaşlarımız kar, kış demeden Hakkâri’de, Tendürek’te, Cudi’de, Gabar’da sürekli olarak askerimizle, polisimizle, jandarmamızla, korucularımızla birlikte oralarda. Ve öyle; ‘Kış mevsimine giriyoruz, duralım.’ Yok böyle bir şey. Devam. Bütün komuta kademesi hepsi oradalar. Şu anda bütün siyasi kademelerimiz, bakanlarımız, komuta kademesi hepsi, işte bu hafta yine hepsi oralardaydı.
KESİLEN SAKAL GÜR ÇIKAR: Sokullu Mehmet Paşa’nın, Venedik Büyükelçisi’ne söylediği şöyle bir söz vardır; ‘Biz Kıbrıs’ı almakla sizin kolunuzu kestik, sizse İnebahtı’nda bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen sakal daha gür büyür, kesilen kol yerine gelmez’. Uygulanan gizli açık ambargolar, ayaklarımıza takılan çelmeler, ikiyüzlü tavırlar elbette bizi sıkıntıya sokmaktadır... Ama bu sıkıntılar sakalımızın tıraşı mesabesindedir. Buna karşılık biz asırlık bir planı bozarak onların kollarını buduyoruz.
BÜYÜKLÜK TOPLA TÜFEKLE PARAYLA OLMUYOR: Türkiye’nin gücünü, milletimizin potansiyelini küçümseyenler, ısrarla felaket tellallığı yapmaya devam ediyorlar... Tarih bize göstermektedir ki büyüklük öyle sadece topla, tüfekle, parayla, sayıyla olmuyor. Büyük olmak için önce koca bir yüreğe, sağlam bir imana, güçlü bir iradeye sahip olacaksın.
KILIÇDAROĞLU ÖĞRENDİN Mİ?: Rabiamızı ana muhalefetin başındaki zat anlayabilmiş değil. Tekrar söyleyeyim, yavaş yavaş öğrenecek. Sonuna kadar tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyeceğiz. Var mı itirazın? Kılıçdaroğlu öğrendin mi? Karşı karşıya olduğumuz meseleler konusunda projesi olan fikir çilesi çeken bir ana muhalefet olmayışı bizi üzüyor. Bu parti çok partili hayata geçtiğimizden beri cumhuriyet, laiklik, çağdaşlık gibi kavramları kendisine siper etmiştir. Bu tavrıyla aslında tembelliğini, faşizan eğilimlerini, milletin değerlerine olan düşmanlığını saklamaya çalışan ana muhalefet partisinin foyası artık ortaya dökülmüştür. Kendi kifayetsizliklerini, arızalarını bir kenara bırakıp Ak Parti’nin yenilenme sürecini ağızlarına pelesenk etmeleri bu parti yönetiminin yolun sonuna yaklaştığını gösteriyor.
ELİNDE SON ZARF KALDI: Yeni göreve başlayan sadrazam masasının üstü bir not, altında üç zarf görür. Notta, ‘başın sıkıştığında mektupları sırayla aç’ yazmaktadır. Halkın homurdanmaya başlamasıyla ilk zarfı açar. İçinde, ‘yapamayacak olsan bile sürekli vaatte bulun’ yazmaktadır. Sadrazam vaatleri sıralar biraz rahatlar. Bir müddet sonra homurtular yükselince açtığı ikinci zarfta, ‘geçmiş yönetimleri suçla’ diye yazmaktadır. Tekrar sıkıştığında açtığı üçüncü zarfta, ‘kendinden sonra gelecek kişi için üç mektup da sen hazırla’ diye yazmaktadır.
Ana muhalefetin başındaki zatın elinde sadece sonuncu zarfın kaldığı anlaşılıyor. Çünkü önce ‘başbakan olacağım’ diye vaatte bulundu. Olamadı. Sonra değişim diyerek suçu eskiye yüklemeye çalıştı o da olmadı. Şimdi sıra kendisinden sonra partisinin başına gelecek kişiye bırakacağı zarfları hazırlamaya geldi. ‘Bal, bal diyerek ağız tatlanmaz’ der atalar. Bunu öğren. ‘Başbakan olacağım’ diyerek başbakan olunmaz, ‘değişim’ diyerek de değişim gerçekleşmez.