Kültür Sanat Aşkın işaretleri

Aşkın işaretleri

21.01.2014 - 14:52 | Son Güncellenme:

Aşkın işaretleri var mıdır? İşaretleri nasıl anlarız? Bir doğum lekesi mi, bir sanrı, bir dejavu ya da bir renk mi?

Aşkın işaretleri

Merak edenler için ilginç bir kitap. Bir kitaptan çok aşk puzzle’ı. Mesele parçaları (işaretleri) birleştirebilmekte.

Haberin Devamı

Kitapta farklı zamanlarda, farklı ülkelerde geçen birbirinden bağımsız dört hikaye anlatılıyor. Ancak sona doğru birbirinden tamamen bağımsız olan bu hikayelerin aslında tek bir hikayenin parçaları oldukları anlaşılıyor. Altınpost Yayınevi’nden çıkan Kamer Özbucak’ın kitabında yer alan özet bölümündeki uyarıya göre “Büyük "puzzle"ın parçaları bir bir yerli yerine oturacak ve okuduktan sonra belki de yanınızdaki kişiye farklı bir gözle bakmanızı sağlayacak.”

BENZERLİKLERİ BULUN

Bazen dikkat sorusu olarak birbirinin aynısı gibi görünen iki fotoğraftaki farklı unsurları bulmak gerekiyor. İşte bu kitaptaki dört ayrı hikaye, aşkı anlatan dört ayrı fotoğraf gibi de düşünülebilir. Ancak bu kez benzerlikleri bulmak gerekiyor.

Haberin Devamı

Kitabın bir diğer ilginç yanı, dört bölümü 1, 2, 3, 4 ya da 4, 3, 2, 1 olarak da okumanın mümkün olması. Yani ister baştan sona, ister sondan başa. Dikkatli okuyucu için sonuç değişmeyecektir.

ŞİLİ’DEN BOZCAADA’YA

Aşkın İşaretleri”, “aşkın gizemi ölümün gizeminden büyüktür” deyimine ilginç bir gönderme. Aşkı hatırlamayı, işaretlerini görünce anlamayı anlatan kitapta, Şili’de başlayan ve Bozcaada’ya uzanan yüz yılı aşkın bir süreyi kapsayan bir aşkın farklı zaman ve farklı mekanlarda garip yolculuğu yer alıyor.

Ön söz yerine geçen “özetle” bölümünde ise okuyucunun nelerle karşılaşacağı hakkındaki ipucu şöyle veriliyor:

“Bazı sorular vardır... Hep cevapsız kalırlar.

Neden yaşarız, neden ölürüz?

?...

Evrenin bittiği yerde ne başlar?

?...

Sonsuzluk nasıl bir şeydir?

?...

Neden aşık oluruz?

Pek çok cevap verildi elbette. Kimi bilimsel, kimi felsefi.

Oysa bu sorunun cevabı en basit, en eski olanıdır belki...

Bir elmanın iki yarısı.”

ARKA KAPAK YAZISI

"Benim adım June. Ama ben daha çok sonbahara benzerim. Paris'te bir sonbahara, ormanda sonbahara benzemem. Ben, bir tatil kasabasındaki sonbahara benzerim. Kumsalları terk edilmiş, binaları bomboş, sokakları ıssız, havası gri. Martıların acı çığlıklarıyla, rüzgarın uğultusundan başka bir şey bozmaz sessizliği. Yağmurdan ıslanmış çıplak ağaç gövdeleri, kollarını gökyüzüne uzatmış merhamet dilenen iskeletlere benzerler. Aslında sonbahara benzediğimi kimse bilmez. Çünkü harika bir ailede dünyaya gelmiş olan, güzel bir evi, sevdiği bir işi, arkadaşları olan bir kadının içinde büyük bir boşluk olabileceğini tahmin edemezler. Bazen o boşluk tuhaf bir yalnızlığa, kimi zaman özleme dönüşür... Kimi özlediğimi bilmeden özlerim ve hüzünlenirim derinden. Şimdilerde buna depresyon diyorlar. Modern çağın hastalığı! Oysa ben hiç depresif olmadım. Sadece sevmek ve sevilmek istedim. Gerçek bir aşkla. Quasimodo'nun Esmeralda'yı sevdiği gibi... Ne yazık ki beyaz atlı prensle yollarımız hiç kesişmedi.

Haberin Devamı

Bu kitabı bu yüzden yazdım. Beklediğim ama hiç karşılaşmadığım adamı anlatmak istedim.

Kim bilir, belki bir başka hayatta karşılaşır mıyız?"