Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kutuyu açtık, kötüyü gördük... Asteras ezberimizdeki Yunan takımlarından biri değildi. Avrupa’da namı yürümemişti.. Bilinmeyen, tanınmayan, analizi zor bir takımdı, eyvallah!
Ama gördüğümüz kötü, kapalı kutu Asteras’tan çıkmadı.
Beşiktaş, kutuyu açtığında hiç bir sürprizle karşılaşmadı. Yabancı oyuncuların sınırsız oynadığı Avrupa’da küçük diye bilinen takımlar da en azından standart futbol oynayabiliyorlar. Biraz fizik güç, biraz mücadele, biraz da fırsat kovaladıklarında puanı koparabiliyorlar. Gördüğümüz kötü, Beşiktaş’ın henüz oturtmadığı oyun organizasyonu. Hücumda ve savunmadaki dağınıklığı, kopukluğu. Bireysel hataların çokluğu...
O nedenle Beşiktaş gün geçtikçe seviye kaybediyor. Hatırlayın Feyenoord ve Arsenal’le oynanan Şampiyonlar Ligi eleme maçlarını. O maçlarda Beşiktaş olağanüstü disiplinli, iştahlı, coşkulu, dirençli ve etkili bir takımdı. Kaybetse dahi oynadığı oyuna saygı duyulan yepyeni bir heyecan takımıydı.
Artık öyle değil!
Beşiktaş Gökhan’ın golü gelene kadar körlemesine baskı kurdu. Oğuzhan’ın akıllı topuk asistiyle Gökhan harika bir gol atınca, bekledik ki devamı gelir. Hayır, üzerlerindeki baskı kalkınca adeta gevşediler. Oyunu çift kale idmanında gırgıra dönüştürdüler. Buna karşılık Asteras savunmasında alan daraltıp golü engellerken kazandığı toplarla kontra pozisyonlara girdi. O pozisyonlarda Veli’den Pedro’ya, Sivok’a uzanan kopukluklar sergilendi. Yunan takımının kontradan kaçırdığı goller, kimseyi uyandırmaya yetmedi. Sonunda yine taç atışıyla başlayan pozisyonda golü yediler.
Mustafa Pektemek’e geçmiş olsun... Tek santrfror oynarken, gole en yakın halinde sakatlanıp çıktı. Cenk Tosun girdi oyuna, hiçbir katkı sağlamadı. Oğuzhan’ın yaratıcı aklı üst düzeyde, kabul. Fizik gücü o ağır sahaya yetmedi. Gökhan ve Olcay girdikleri pozisyonda gol vuruşlarını bir türlü beceremediler. Tottenham - Partizan da golsüz berabere kalınca, Beşiktaş’ın grupta ne kadar büyük bir balığı kaçırdığını anladık. Belki grup maçları bittiğinde daha iyi anlayacağız.
Jose Sosa, Oğuzhan’la değişip görücüye çıktı. İlk izlenimler olumlu. Çabukluğu, oyun alanının her yanını düşünerek, iki ayağını da kullanarak oynaması güzel. Önümüzdeki günlerde daha iyi tanıyacağız onu. Bu arada tozlu raflarda kalmış beylik Beşiktaş sorusunu da soralım: Oğuzhan’la Sosa birlikte oynar mı ? El cevap: Oynar!
Bilic’in ağır sahada çekimser davranıp Demba Ba’yı oyuna sürmemesini anlayabilirim. Ama şunu da söylemeli: Demba Ba’sız Beşiktaş zor kazanır!