Atina’ya gitmek isteyenlere tavsiyeler

Atina

Batı uygarlığının en görkemli sembolü olan Atina, 3000 yıldan fazla süren şahane bir tarihe sahiptir. Kent, Klasik Antik Dönem’de gelişmiştir ve Sokrates, Perikles ve Sophocles'in doğum yeri olmuştur. Zamanında büyük düşünürlere ev sahipliği yapmış olan Atina bugün hareketli ve modern bir başkenttir. Pastoral Yunan adalarından tamamen farklı bir atmosfere sahip olan Atina, muhteşem kültürel ve tarihi mekânlarıyla size mükemmel bir tatil sunacaktır.

Büyüleyici Akropolis nasıl bir yerdir?

Yüzlerce medeniyete ev sahipliği yapmış olan Atina’da bulunan Akropolis Hisarı kayalık bir çukurluğun üzerinde yer almaktadır. Antik Atina'nın ihtişamını hatırlatan Akropolis, antik kentin merkeziydi ve korunaklı tepenin bulunduğu yerde bir kale işlevi görmüştür. En sembolik yapı, M.Ö. 447'den M.Ö. 338'e tarihlenen Klasik Antik Dönem’e ait en büyük tapınak olan Parthenon'dur. Anıtsal Dor sütunları ve çarpıcı heykel detaylarıyla tapınak, hayranlık uyandıran bir manzaraya sahiptir. Doğu tarafındaki frizde kabartmalar, tanrıça Athena'nın doğuşunu tasvir etmektedir. Akropolis'in diğer kalıntıları arasında M.Ö. 421 - 395 yılları arasında inşa edilen antik tapınaklardan oluşan Erechtheion bulunmaktadır. Erechtheion kompleksinin en ünlü özelliği, Doryat sütunları yerine altı heykelcik heykeli ile Caryatids'in Porchidir.

Akropolis Müzesi

Akropolis tepesinin altındaki 15 Dionysiou Areopagitou Caddesi'ndeki Akropolis Müzesi'ni kesinlikle ziyaret etmelisiniz. Bu müze, dünyada Antik Yunan sanatının en değerli koleksiyonlarından birini içerir.

Bizans olmadan Atina’ya Atina denemez: Bizans Müzesi

Bu ilginç müze, Bizans dönemindeki Yunan tarihi dönemine dair etkileyici bilgiler sunuyor. Fransa'nın Charles-François Lebrun eşi Duchesse de Plaisance için inşa edilen 19. yüzyıldan kalma bir sarayda yer alan müze, Bizans Sanatı’nın değerli bir koleksiyonunu sergilemektedir. Atina, Bizans İmparatorluğu yıkıldıktan sonra Roma İmparatorluğu’nun doğu yarısının mirasıydı; geniş imparatorluk resmi olarak Ortodoks Hıristiyan’dı ve Yunanca konuşuyordu. Üçüncü yüzyıldan 15. yüzyıla kadar Bizans İmparatorluğu, şu anda Balkanlar, Yunanistan ve Küçük Asya'nın topraklarına hükmetti. Bu süre zarfında dini sanat çok değerliydi. Bizans sanatçıları ayrıntılı, ışıltılı mozaikler ve yaldızlı ikonların başyapıtlarını yarattılar.

Sergilenen 25.000'den fazla eserle Bizans Müzesi, Bizans döneminden kalan dini eserlerin yanı sıra erken Hıristiyan, Orta Çağ ve Bizans döneminden kalma eserlerin bir hazinesidir. Koleksiyonda heykeller, resimler, ikonlar, tekstiller ve mozaikler bulunur. Önemli noktalar, erken Hıristiyan bazilika ve Bizans kiliselerinden mimari parçalar ve Dafní Manastırı'nda tasvir edilen bir çeşmenin yeniden üretilmesidir. Müzenin avlusu beşinci yüzyıldan kalma bir mozaik zeminin muhteşem bir parçasına sahiptir.