Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

7 Aralık Cumartesi... Antalyaspor - Beşiktaş ‘ın Eto’o pazarlığında kısa bir açılış arası...

Antalya Belediyesi’nin Antalyaspor için yaptırdığı tesislerin açılış töreni düzenleniyor.. Hafta içinde çok sevdiğim Belediye Başkanı Menderes Türel açılışa davet ediyor. Görevli arkadaşlara başkanı kutladığımı söylemelerini, hemen her açılışla sergilenen geleneksel ayakta bekleme, yürüyüş, uzun konuşmaların artık beni yorduğunu belirterek özür diliyorum.

O açılışa Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ve yönetici arkadaşları da davetli.. Salonun bir ucunda, sahnedeki konuşmaları izliyorlar.

Haberin Devamı

Bugüne kadar köprü, otoyol açılışlarında bile görmediğimiz bir şov başlıyor. Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk, hemşehrilerine açıklıyor: “Eto’o’yu da vermiyoruz... Haa, nerdesin Eto’o? Söyle bakalım burası neresi? (Antalya) Sen nerelisin? (Antalyalı) Antalya’dan ayrılıyor musun? (Hayır, gitmiyorum!) Salon alkıştan kırılırken, töreni yayınlayan kameralar, gayet ustaca bir yapımcı (ya da resim seçici) becerisiyle Beşiktaş Başkanı Orman’ı ve yönetici arkadaşlarını yansıtıyor.

Bu ayrıntılara Belediye Başkanı Sevgili Dostum Menderes Türel’in de aynı teatral sahneyi Eto’o’yla tekrarlamasını da ekleyin. (Maalesef siyaset ve popülizm bazen böyle tablolar yaratıyor.)

Spor adamı olması beklenen Sayın Ali Şafak Öztürk’e gelince..

Beşiktaşlı muhatabına karşı yaptığı elbette saygısızlıktır.

Bu arada kolayca söylenip geçiştiriliveren saygı sözcüğünün açılımını da yazalım: Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu. Değeri, üstünlüğü,yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu. Hürmet, ihtiram.

Anlaşılıyor ki Sayın Ali Şafak Öztürk, saygıyı oluşturan durumlardan en az birine sahip olmamakla (ya da sahip olduğu halde göstermemekle) saygısızlık etmiştir. Olabilir. Ama asıl hazin durum görgüsüzlüktür!. Ali Şafak Öztürk, kürsüdeki davranışıyla “Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik kurallarına” uymamıştır.

Haberin Devamı

Bu görgüsüzlüğü bir yere not etmemiz gerekiyor. Saygısızlık özür dilemeyi gerektirir. Görgüsüzlük, kişinin her şeyden önce kendine ve temsil ettiği kuruma karşı sergilediği bir eksikliktir.

O nedenle işte Ali Şafak Öztürk’ün ödemesi gereken özür borçları vardır!

Bunun adı görgüsüzlük

Yeni Dünya’ya buyrun

Gençliğimizden kalan bir öğreti hâlâ belleğimizdedir: Kapitalizm, gölgesini satıp para kazanamayacağı ağacı keser!” (Karl Marks) Şimdi şu giderek liberalleşen, küreselleşen dünyada da gördük ki, gölgesiyle para kazandıran ağaç, kesilmek şöyle dursun, dallanıp budaklanıyor. Yanına yeni ağaçlar dikiliyor.

...Ve bize “bire orman gibi kardeşçe yaşamak” düşüyor.

Sportif pencereden bakarsak... Dünya futbolunun devlet kadar güçlü yönetim organı FİFA dün Zürih’deki tarihi oylamayla 32 takımlık Dünya Kupası organizasyonunu 48 takıma yükseltti.

Daha çok ülke.. Daha çok maç... Daha çok oyuncu... Daha çok seyahat... Daha çok lojistik... Daha çok TV satışı, daha çok maç yayını, daha çok reklam.... Daha çok... Daha çok.. Daha çok!

Haberin Devamı

Yine de bu durumdan şikayetçi olduğumu söyleyemem... Hiç değilse 16 takım daha bu dünyada yaşayan çocuklardan kurulacak.

Formatlara gelince... 80 maça kadar yükselen. temaşa zenginliği var.

Bize bakarsak... Orada yer almamız da zor görünüyor. Wild Card da olsa, iyi gider değil mi!

ÜÇ İNAT ADAM

Endüstriyel futbol Bosmann kurallarıyla futbolcuya geniş bir hareket alanı kazandırdı, futbolcuyu bir yere kadar mal olmaktan kurtardı. Yine de arızalar var. Örneğin çoğu futbolcu, kulüplerindeki sözleşme süresi bitmeden kiralık gönderilme durumuyla karşı karşıya. Kiralık gönderilme pek az futbolcu için kariyerini geliştirme fırsatı... Büyük çoğunluğu, sıçradığı noktanın çok altında bir yere düşüyor. Geri dönemeden savrulup gidiyor.

Futbolcu kiralık gitmeyi reddederse, teknik direktörü ya da yöneticisi tarafından tehdit edilebiliyor. Dirk Advocaat’ın, Trabzonspor’a gitmeyi reddeden Aatıf’a artık forma vermeyeceğini açıklaması böyle bir tehdit örneği.

Beşiktaş’ta Kerim Frei, Eto’o pazarlığında kiralık malzeme olmayı reddetti. Nasıl bire tavırla karşılaşacak, bilemiyoruz.

Galatasaraylı Yasin ise ikinci defa kadro dışı bırakılarak istenmeyen adam ilan edildi. Ne var ki Podolski’nin Çin’e uzanma olasılığı Yasin’i yeniden “eldeki değerler “ arasına kattı. Af yolda... Huysuzluğun ve inatçılığın olumlu sonuçları da olabilir... Göreceğiz.