Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Atletizmde Avrupa Yıldızlar Şampiyonası 13 - 17 Temmuz 2016 tarihlerinde Tiflis’te düzenleniyor. Türkiye’nin yarınlara hazırladığı genç atletler için önemli bir sıçrama noktası... Ne var ki orada asıl sıçrayan Mersin Vali Yardımcısı Ogün Bahadır oluyor. Kendisi, Serap Aktaş’ın uhdesindeki kafile başkanlığını son anda üstleniyor. Kimse bu yeni görevlendirmeden bir şey anlamıyor. Serap Aktaş, sıradan yönetici konumunda Tiflis’e gidiyor.
Sıçramaya gelince...
Mersin Vali Yardımcısı Ogün Bahadır, şampiyonanın bitişini beklemeden, 15/16 Temmuz darbe girişiminin akamete uğramasıyla kayıplara karışıyor.
Kafile var da başkanı yok!
Anlaşılıyor ki Kafile Başkanı Bahadır, Gürcistan’ın başkenti Tiflis’ten Türkiye’ye dönmek yerine Ukrayna’nın başkenti Kiev’de kalmayı tercih ediyor.
Oradan sonraki rotasını bilmiyoruz.
Bildiğimiz, Ukrayna makamları tarafından gözaltına alındığı ve Türkiye’ye iade işlemlerinin başladığıdır. Mersin’de 5 vali yardımcısı ile birlikte “FETÖ”den yargılanacaktır.
Yine atletizmden örnek verelim: Erzurumlu Başkan Fatih Çintımar’ın 2013’de seçimle işbaşına gelen federasyon yönetim kurulundaki Erzurumlu üye İsmail Elgaz, sahibi ya da kurucusu olduğu okullardaki çalışmalarının yanı sıra Atletizm Federasyonu’nda da pek de normal karşılanmayan işlerle dikkati çekmektedir. Şubat ayında istifası istenir ve TAF’la ilgisi kesilir. Şimdi o da gözaltında.
KnowHow’ın önemi
Bugünlerde hayatın her alanında böyle binlerce örnek var. Bu durum özellikle kamu kurumlarında ya da kamusal hizmetler sunan özel okul, hastane, spor kulübü ve federasyon gibi yapılanmalarda çok yoğun ve yaygın bir yerleşmişliği, kök salmışlığı ortaya koyuyor. Sözün özü, FETÖ/PDY yapılanması, içimize işlemiş durumda!
Peki neden bu hallere düştük? Hepimiz için, ortak kültürümüz adına bir özeleştiri yapmanın zamanıdır. KnowHow değil, KnowWho kültürü bizi buralara taşıdı.
KnowHow, bilgiye ve liyakata dayalı evrensel bir anlayış... Neyi ne kadar biliyorsun? Bilginle neler üretebiliyorsun? O bilgiyle hangi başarıları gerçekleştirdin? Bir marka, sistem, patent ya da fark yaratma yeteneğin var mı ?
KnowWho ise bize özgü bir şey... Ne bildiğin değil, kimleri bildiğin (tanıdığın) kimlerle beraber olduğun, hangi aidiyeti taşıdığın önemli.
O nedenle kafile başkanları, federasyon üyeleri, spor uzmanları, antrenörler, sporcular ve de hakemler için KnowWho yetenekleri, hayatın hemen her alanında olduğu gibi daha önemli ve öncelikli bir hal almış durumdadır. Askerlik dahil... Polis dahil... Doktorluk, öğretmenlik, mühendislik, bürokratlık ve de gazetecilik... Her meslekten binlerce insan!
15/16 Temmuz’un yüzümüze tuttuğu aynada bunları görmek, ihanetin belki de tek yararlı sonucu olacaktır. Türkiye arınacak ve spor da dahil, “sadakat” sürecinden “liyakat” sürecine geçecektir.

Haberin Devamı

Hakemin de dili var!

Haberin Devamı

En az 20 yıl sonra Moda’daki Koço’ya gidip nostaljik bir gece yaşadık. Masanın lezzet ve kalitesi belli ki hiç değişmemiş... Peki sohbet? O da eşine az rastlanır zenginlik ve güzellikteydi.
Lig Radyo Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ayan, spiker arkadaşımız İlker Duralı, Hakem İşleri eski Müdürü Burçin Keskin...
Vee Cüneyt Çakır, Tarık Ongun...
Sohbetin ana konusu elbette hakemlikti bu durumda. Bir yakınını kaybeden Bahattin Duran aramızda yoktu. Rio Olimpiyat Oyunları’na giderken, en güvendiğimiz takımla aynı masadaydık.
Cüneyt Çakır, hakemlikte başarı hedefine asla varılamayacağını, bu idealle ancak yol alınabileceğini söylerken, Euro 216’dan huzur ve başarıyla döndüğünü söylüyordu. Beş dünya kupasına karşılık tek olimpiyat şampiyonluğu bulunmayan Brezilya’nın Neymar’ı göreve çağırdığını, Arjantin’in ise Messi’siz bir dönem yaşayacağını, sonrasında Lionel’in takıma döneceğini düşünüyordu. Adıyla üretilen dedikodulara gülüyordu sadece. Onu keyifli, neşeli, moralli gördük. Penaltı kararlarıyla ilgili yeni yorumu çok kişinin yanlış anladığını söyleyerek “Kötü niyet ve arkadan müdahale yine eskisi gibi kırmızı kart gerektiriyor. Sadece kalecilere kusurlu hareketten sonra sarı kart gösterilecek” dedi. Biz anladık da bunların takımlara, futbolculara, antrenörlere anlatılması da gerekecek. Yeni sezonda göreve başlayacak İtalyan Hakem Hocası Rosetti’nin Uilenberg’den sonra başarıyı sürdüreceğini söyledi masadaki dostlar. Bu arada Burçin Keskin, Uilenberg’in görevden ayrılma nedenlerinden birinin profesyonel hakemlikle ilgili olduğunu anlattı. Keskin’in şu sözü de ilginçti:
“Türk hakemliğinin güven sorunu kalmadı. Federasyonumuz sayesinde maşallah daha dik duruyorlar. Ama kalite sorunu henüz aşılamadı!”
Laf aramızda Burçin Keskin’in devr-i sabık yaratmadan TFF’den, başkan ve yöneticilerden tek olumsuz ifade kullanmaması da dikkatimizi çekti. Tarık Ongun mu ? Onun derdi başkaydı: “Cüneyt’le birlikte Avrupa’da sadece iki statta görev alamadık. Porto ve Monaco’da... Bu sezon tamamlarız inşallah!”
Bizim düdük ve bayrak ehli dostlar yarın Rio’ya uçuyorlar... Başarsınlar, biz de burada uçalım!

Haberin Devamı

Bülent Eken

Türk futbolunun hayattaki en eski efsanesiydi... Kolay değil, 2 olimpiyat 1 dünya kupasında görev aldı. Londra 1948’de Atatürk’e küfür eden Yugoslav rakibine yumruğu atıp ihraç edildi... 93 yaşında tığ gibi bir delikanlıydı. Öldüğü güne kadar çalıştı... İtalya’ya transfer yapan yıldızlarımızın öncüsüydü. Hepsi bir yana inanılmaz nezaketi ve güler yüzü ile hepimizin kalbinde yer aldı. Işıklar içinde uyu Galatasaraylı Bülent abi!