Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hep beraber eğleşip oynuyoruz, oyalanıyoruz.
Süper Lig eğlenceli bir hal aldı.
Galatasaray, beklendiği gibi bir büyük maçı daha kaybetti. Beşiktaş rakibini adeta ezdi. Başakşehir nihayet liderliğe yerleşti. Fenerbahçe kontrollu oyunun sınırlarını aşıp keyfince oynadı.
Kayserispor, Bursaspor, Göztepe de yılın büyüyen takımları. Heyecan var, rekabet var, eh futbol da var.
Şimdii... Gelelim madalyonun öteki tarafına.
Süper Lig’in 18 takımı da doların beklenmeyen yükselişi, euro/ dolar paritesindeki artışlar nedeniyle, hiç beklemedikleri bir darbe yediler. Kur farkları öngörüleri aşıp anormal arttı. Kulüpler gelirlerinde dolara karşı mücadele ederken, öte yandan TL’yi Euro’ya çevirip ödeme yaparken zorlanıyorlar.
Hesabı biraz açalım: beIN Sports, yayın ihalesine girdi ve 590 milyon dolarlık bir taahhütle kazandı. Ancak ödemeler, farklı biçimde uygulamaya kondu. Kulüplerin alacakları yayın ücretinin yarısı TL olarak ödeniyor. Diğer yarısı da doları 3.26’ya sabitleyen bir kur üzerinden hesaplanıp, karşılığında TL olarak ödeme yapılıyor. Doların dünkü değeri 3.87 TL idi.
Spor ekonomisti dostum Tuğrul Akşar, kulüplerin sadece yayın gelirlerinden yüzde 20 zarar ettiklerini, Euro ile özellikle yabancı futbolculara ve antrenörlere ödedikleri ücretlerde de artan kur yüzünden yüzde 20 kayba uğradıklarını söylüyor. Böylece bütçeler yüzde 40 törpülenmiş oluyor. Öte yandan yerli antrenör ve futbolcuların büyük çoğunluğu da anlaşmalarındaki Euro’dan vazgeçmiş değil!
Türkiye’de futbol, çok pahalı bir spor... Süper Lig’in yayıncı kuruluş uzmanları tarafından belirlenen değeri aslında 250 milyon dolar. İhalede bir önceki döneme göre artış yaparak yayın hakkını elde ettiler.
Maç bileti Fransa’da 3.5 Euro... Türkiye’de ortalama fiyat 21.00 Euro. Büyük takımların bilet uygulaması 60 TL ile 1100 TL arasında değişiyor. Harçlığını biriktiren öğrencilerle, yövmiyesinden artıran işçilerin stadyumlardaki yeri artık daha üst tüketici taraftarlara geçmiş durumda. Taraftarların bilet dışındaki katkısı da pahalı. Bir formaya adınızı yazdırıp 170 TL’ye kadar para ödüyorsunuz. Forma dışındaki ürünler de çok pahalı!
Süper Lig’in isim hakkı halen boşta. Bakmayın siz, herkesin genel bir kabulle kullandığı Spor Toto Süper Lig adına. Yayıncı kuruluş, isim hakkına sahip ama, satamıyor. Bazı kulüpler göğüs reklamına 10,5 milyon TL alırken, formasına reklam bulamayan büyük kulüpler var. Sponsorluk anlaşmaları da sıkıntılı. Tıpkı beIN Sports gibi dolar kurunu sabitleyerek ödemeler söz konusu.
Kulüplerin ekonomik labirentlerden çıkıp nefes alabilmesi çok zor. Maç günü gelirleri düğümlenmiş durumda. Sponsorluk ve reklam gelirleri de öyle.
Tek çıkış yolu Avrupa. Şampiyonlar Ligi ya da UEFA Avrupa Ligi’ne katılabilirseniz, kur farkını da aşabiliyorsunuz, ekonomik sıkıntıları da. Beşiktaş’ın bu yıl 55 milyon Euro gelir elde etmesi bekleniyor. UEFA’daki temsilcilerimiz Başakşehir ve Atiker Konyaspor da 14 milyonluk bir gelir şansına sahip.
Peki ötekiler ne olacak? Sadece Dört Büyükler’in borcu 6 milyar TL’yi aşmış durumda. Süper Lig’imizde borçsuz kulüpler var... Var da ötekilerin çok büyük kamburu var.
Şimdi akla gelen çözümü de ben söyleyim:
Evet “Devlet Baba” en büyük destekçidir ama... Artık o kapı da kapalı!

Haberin Devamı

Dilinin esiri olmak

Haberin Devamı

Gençlerbirliği Teknik Direktörü Ümit Özat, Ankara’da bir grup seyircinin aleyhinde tezahürat yapmasıyla ilgili tepkilerini dile getirirken, “Yahudi takımı olsa ekmeğini yediğim yere laf etmem” demiş. Eyvah ki eyvah! O sözleri analiz edip ırkçılığa kadar uzanan algılar yaratma hastalığı vardır bu ülkede. Neyse ki yahudi toplumundan özür dilemiş hoca.
Buradan çıkaracağımız ibret dersi: Düşündüğünüz kelimeler sizin esirinizdir. Ağızdan çıktığında siz, dilinizin ve kelimelerin esiri olursunuz, dikkat!

Haberin Devamı

Atarlanma, evlat!

Cenk Tosun’u severim. Çalışkan, yetenekli, kendini sürekli geliştiren, kariyerini başarıyla sürdüren bir evlattır. Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki pırlantasıdır.
Bir süredir, ceza alanında kendini atmalarından rahatsızdım. Neyse ki onları düzeltti.
Şimdi de hakemlere sürekli atarlanıyor. Sarı kart gördüğünde bile kontrol edilemez bir öfke içinde. Cenk Tosun aynaya baksın, o davranışların kendisine nasıl yakışmadığını bir daha düşünsün.
Hadi evlat, atarlanma.
Sadece gol at!...

Selam olsun Eroğlu’na

Kolları yok. Ama azmi var. İradesi var. İsteği var, emeği var. İdealleri var.
İşte bütün bunlar kolu - kanadı olmuş Beytullah Eroğlu’nun.
Meksika’daki Paralimpik Dünya Yüzme Şampiyonası’nda 50 metreyi 38.35 saniyede dünya rekoruyla aşıp altın madalyayı kazanmış. Artık ona “Balık Adam” diyorlar.
Selam sana Eroğlu... Dersimiz sensin. O kadar çok şey öğretiyorsun ki, sadece teşekkür edebiliyoruz.