Gündem O da ‘Hain darbe girişimi’ dedi!

O da ‘Hain darbe girişimi’ dedi!

05.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Akıncı davasında savunma sırası, darbe girişiminin önemli ismi eski Orgeneral Akın Öztürk’teydi. İzleyiciler, ‘Hain darbe girişimiyle hiçbir ilgim yok’ diyen Öztürk’e, ‘Amerika’nın köpeği’ diye bağırdı

O da ‘Hain darbe girişimi’ dedi

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin davada, suç tarihinde orgeneral rütbesiyle Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) üyesi olan Akın Öztürk savunmasını yaptı. Öztürk, askerlik yeminine sadık kaldığını, hain darbe girişimiyle hiçbir ilgisi olmadığını söyledi. Savunması sırasında bazı müştekiler Öztürk’e “Geber!” ve “Amerika’nın köpeği!” diye bağırdı.

Haberin Devamı

Öztürk, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Sincan Cezaevi kampüsündeki salonda görülen duruşmada, “bayrak, vatan, cumhuriyet uğruna, gerekirse canını seve seve verebileceği yönündeki askerlik yeminine sadık kaldığını” iddia etti. Öztürk, şunları kaydetti:

‘Verilecek en büyük ceza’

“Gerçekleştirilen hain darbe girişimiyle ilişkilendirilerek, hain suçlamasıyla yargılanmak bana bu dünyada verilecek en büyük cezadır. 46 yılını üniforma içinde geçiren biri için bundan üzücü ne olabilir? Bu rütbe ve yaşa gelmiş biri olarak silah arkadaşlarıma, devletin kurumlarına silah doğrultacak kişi değilim. Yüce milletim, komutanlarım, silah arkadaşlarım ve çok değerli aileler bilsinler ki bu hain girişimle hiçbir ilgim yok.”

Haberin Devamı

Darbe teşebbüsüyle ülkenin ve insanların travma yaşadıklarını, çok üzücü olaylar meydana geldiğini belirten Öztürk, “Şehitlere rahmet, yaralılara şifa, ulusa başsağlığı diliyorum” dedi. Öztürk, darbe teşebbüsüne katılan, katkısı olan, gerçekleşmesi için bilerek veya isteyerek maddi ve manevi çaba gösterenlerin cezalandırılmaları gerektiğini, bu yapılırken evrensel hukuk kurullarının uygulanması, suçlu ve suçsuzun kesin kriterlerle saptanması, sonuca göre eyleme katılanların cezalandırılması gerektiğini ifade etti.

Akın Öztürk savunmasında, darbe girişiminin hemen ardından, neyin ne olduğu belli değilken basın ve yayın organlarında yapılan linç kampanyası haberlerinin delil olarak değerlendirilmesi halinde adil yargılamadan bahsedilemeyeceğini öne sürdü.

‘Çorlu’ya kız istemeye gittim’

İddianamenin, basın yayın organlarının propagandası ve tanımadığı kişilerin gerçeğe aykırı beyanları baz alınarak hazırlandığı iddiasında bulunan Öztürk, 29 Haziran ve 21 Temmuz 2016 arasında Gümüldür’de askeri kampta tatil planı yaptığını, ancak Güney Kore’den dönmesi nedeniyle 3 Temmuz’da kampa katıldığını söyledi. Kamptan, 9 Temmuz’da kardeşinin oğluna kız istemek amacıyla İzmir’den Çerkezköy’e gittiğini, ardından kampa döndüğünü anlatan Öztürk, eşinin rahatsızlığı nedeniyle tatili kısa kesip, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’a tahsisli uçakla Ankara’ya geldiklerini kaydetti.

Haberin Devamı

Öztürk, 9 Temmuz’daki Trakya seyahati dışında, 3 ve 15 Temmuz arasında kampta olduğunu ifade ederek, general olduğu belirtilen gizli tanığın İzmir’de verdiği ve kendisinin darbe girişiminden önce Ankara’da darbe toplantılarına katıldığı iddiasının doğru olmadığını savundu.

Savunması sırasında salonda bulunan bazı müştekiler Öztürk’e, “Geber!” ve “Amerika’nın köpeği!” diye bağırıp tepki gösterdi.

‘15 Temmuz TSK’daki FETÖ’cülerin işi’

Akın Öztürk, çapraz sorgusu sırasında Akıncı üssünde damadı Hakan Karakuş ile görüşmediğini ve karşılaşmadığını, Ömer Faruk Harmancık, Kubilay Selçuk, Hakan Evrim, Kara Havacılık Komutanı Ünsal Coşkun ve karacılık giysisi olan ismini hatırlamadığı 5 general dışında kimseyle muhatap olmadığını söyledi. Öztürk, “Hakan Karakuş’un FETÖ/PYD ile bir ilgisi olduğuna dair bilginiz var mı?” sorusuna da, “Olsa, ben damadım olmasına müsaade eder miyim?” yanıtını verdi.

Haberin Devamı

143. filoya 3-4 kez giden Öztürk, “Sivil bir tek kişi görmediğini” iddia etti. Öztürk, Mahkeme Başkanı’nın 6 klasör fotoğraf olduğu ve yarısında sivil bulunduğunu söylemesi üzerine, “Hemen karşımda 3-4 generali gördüm, kim var kim yok bakmadım” ifadesini kullandı. Darbeyi kimin yaptığına ilişkin soru üzerine Öztürk, “Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bulunan FETÖ’cü bir grubun, başkalarının desteğiyle dış güçlerin de desteğiyle... Ben buna kanaat getirdim” dedi. Dördüncü celsesi sona eren Akıncı Üssü davasına, pazartesi günü Öztürk’ün çapraz sorgusu ile devam edilecek.

‘Çocuklarımın adını bile karıştırıyorum’

Akıncı Üssü’ne, hayvanlarla ilgili film çekmeye gittiğini iddia eden sivil imamlarından Nurettin Oruç da, çocuklarının isimlerini bile karıştırdığını, Kahramankazan’a gitmek için Ulus’tan bindiğini söylediği otobüs durağını, çalıştığı yerin adresini, görüştüğü kasapları hatırlayamadığını söyledi. Oruç, çapraz sorgusunda 15 Temmuz akşamı eşi ya da FETÖ şüphelisi halen firari olan jandarma üsteğmen kardeşiyle haberleşmediğini belirtirken, “Kardeşimle çok görüşmüyoruz zaten” dedi.

Haberin Devamı

‘Limoni ayrıldık’

14 ülkede yapacakları çekimlerle ilgili seyahat edeceği için yanına pasaportunu aldığını iddia eden Oruç, üs civarında, “Küçükbaş ve büyükbaş. Öncelikle küçükbaş ağırlıklı” belgesel çekimi yapacağını söyledi.

Ev arkadaşlarından sadece “Halil” ismini hatırladığının söylenmesi üzerine Nurettin Oruç, “Ben çok isim tutamam. Şu anda bile çocuklarımın isimlerini karıştırıyorum” diye konuştu. “FETÖ’cü değilim ve bunlardan çok çektim demişsiniz. Para mı çektiniz, sıkıntı çektiyseniz anlatabilir misiniz? Ne sıkıntısı çektiniz” sorusu üzerine Oruç, “Ayrılırken limoni ayrıldık biraz” yanıtını verdi.

‘Bu bir FETÖ darbesi’

Oruç, bunun üzerine Mahkeme Başkanı’nın yönelttiği, “Tazminatınızı mı vermediler, niye ayrıldın?” şeklindeki soruyu, “2003-2004’te ayrılma sürecinde biraz sıkıntı yaşadık. Onu da ben çok açmak istemiyorum. Bende kalsın” diye yanıtladı. “Fetullah Gülen’in bir vatan haini olduğuna inanıyor musunuz” sorusunu da Oruç, “Bu soruya cevap vermiyorum. Dün savunmamda da söyledim. Cevap vermeyeceğim, oradan bakılabilir” diye yanıtladı.

Kahramankazan’da köye değil kombinaya gittiğini, bu kombinanın ve kombinada görüştüğü kasapların ismini hatırlamadığını söyleyen Oruç, Kahramankazan’a gitmek için Ulus’tan bindiğini söylediği otobüs durağını ve otobüsün nereden kalktığını da hatırlamadığını kaydetti.

Çalıştığı “Soyut Medya” adlı firmanın sahibi Fetullah Çatal’ın FETÖ’nün askeri imamlarıyla birlikte yakalandığının hatırlatılması üzerine de Oruç, patronunun ilişkilerini bilemeyeceğini, çalıştığı yerin adresini de hatırlayamadığını beyan etti.

Oruç, çalıştığı yönetmen veya kameramanların adını vermesinin istenmesi üzerine, soy isimlerini hatırlayamadığını öne sürdüğü bazı kişilerin adını verdi. Oruç, sanık Ahmet Özçetin’in avukatının, “Bu bir FETÖ darbesi mi?” sorusu üzerine, “Şu an itibarıyla FETÖ olarak görüyorum” dedi.

‘Kavgayı ayırırken sopa yiyen adamım’

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı ve YAŞ üyesi Orgeneral Akın Öztürk, soruşturma sırasında verdiği ifadelerini tekrarladı. İfadesinde, darbe bildirisinin altında imzası bulunan Yurtta Sulh Konseyi üyelerinden sanık Tümgeneral Mehmet Partigöç ile teması olmadığını vurgulamaya çalışması dikkat çeken Öztürk, rehin alınan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın talimatıyla darbecileri ikna etmek için 143. filoya gidişini, ancak Kubilay Selçuk ve Ömer Faruk Harmancık’ın kararlı olduğunu anlayınca geri döndüğü yönündeki ifadesini yineledi.

Ancak Öztürk, mahkemedeki ifadesinde, emniyet ve savcılıkta söylemediği bir olayı da anlattı. Öztürk, Mahkeme Başkanı Selfet Giray’ın “Bu kişilerin kararlılıklarını nasıl anladınız?” sorusu üzerine, “Ömer Faruk Harmancık, ‘Arkamızda durulsaydı başarılı olurduk’ falan, buna benzer şeyler söyledi” diye konuştu.

‘Vitrini süslemek için’

FETÖ ile mücadelesini anlatan Öztürk, en son FETÖ’cü olduğu öne sürülen 60 kişilik bir listeyi MİT Müsteşarı’na sunduğunu anlattı. Yurtta Sulh Konseyi üyeliğine seçilmesinin kendi bilgisi, rızası ve iradesi dışında gerçekleştiğini öne süren Öztürk, darbeciler tarafından “vitrini süslemek amacıyla” kullanıldığını savundu.

Öztürk, Genelkurmay Başkanı Akar ve Hava Kuvvetleri Komutanı talimatları doğrultusunda hareket ettiğini belirterek, “Hava Kuvvetleri Komutanı üsse gitmemi rica ettiği zaman ‘Hayır’ deyip gitmeseydim şimdi burada yargılanmayacaktım. Suçum sadece 45 yıllık silah arkadaşıma ‘Hayır’ diyememek ve torunlarımı görmeye gitmek olmuştur. Ben bu davada aslında kavgayı ayırmaya çalışırken, sopa yiyen adam konumuna düştüm” diye konuştu.

İtirafçı pilot o ifadeleri reddetti

Darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığı’ndaki eylemlere ilişkin 152’si asker, 3’ü sivil 155 sanık hakkındaki davaya da devam edildi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi’ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar, taraf avukatları ile müştekiler katıldı.

Darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulu’ndan Genelkurmay Başkanlığı’na personel taşıdıktan sonra darbenin yönetildiği Akıncı Üssü’ne 1 ton mühimmat götürdüğü belirlenen tutuklu sanık eski Pilot Binbaşı Deniz Aldemir, hâkim karşısına çıktı.

Aldemir, darbeye hazırlık toplantılarına katılmadığını, emir üzerine okuldan aldığı kursiyer teğmenleri helikopterle Genelkurmay Başkanlığına getirdiğini ifade etti. Kursiyer teğmenlerin naklini tamamlamasının ardından helikoptere yüklenen malzemeleri Akıncı Üssü’ne götürdüğünü anlatan Aldemir, söz konusu malzemenin silah mühimmatı olduğunu sonradan öğrendiğini iddia etti.

‘İradem dışında alındı’

Aldemir, darbe girişimi sırasında yaptığı uçuşların emrini hatırlayamadığı bir harekât merkezinden aldığını söyledi. Aldemir, Sulh Ceza Hâkimliği’nde kameraya alınan ifadeleri ile savcılık sorgusu sırasında el yazısıyla kaleme aldığı ifadelerinin de “iradesi dışında alındığını” ileri sürerek söz konusu ifadeleri reddetti. Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, “Hâkim huzurunda kameraya alınan bunca sayfa ifadeni kabul etmiyor musun” sorusu üzerine Aldemir, baskı altında ifade verdiğini söyledi.

Yazarlar