Gündem Avrupa kapısını Erasmus’la açtık

Avrupa kapısını Erasmus’la açtık

14.02.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Hayatımın en büyük kararını vererek İngiltere’deki Kent Üniversitesi’nde bir dönem öğrenci oldum. Eğitimin yanı sıra farklı bir kültürle tanışarak unutulmaz anılar biriktirdim

Avrupa kapısını Erasmus’la açtık

UNDAN yirmi yıl sonra yaptıklarınızdan çok, yapmadıklarınızdan pişman olacaksınız. Bu yüzden, halatlarınızı atın. Güvenli limandan ayrılın. Yelkenlerinizde rüzgarı yakalayın. Gezin. Düşleyin. Keşfedin.”
ABD’li yazar Mark Twain’in bu sözünden ilham alarak, 3. sınıfın güz döneminde 4 ay gibi geçici bir süreliğine ayrılıp yeni rüzgarlar keşfetmek amacıyla İngiltere’ye, Erasmus yolculuğuma çıktım.
Üniversitemden aylık 500 Euro hibe alarak gittim. İngiltere’de ilk günler, yemek yeri bulmak gibi en temel ihtiyaçlarımı karşılamak, etrafı keşfetmek, bir yandan okula ve ülkeye alışmaya çalışmak bir yandan da Türkiye’yi özlemek arasında gidip gelmekle geçti. Tabii bir süre sonra her şey yerli yerine oturdu.
‘Hayallerim gerçekleşti’
Üzerinde güneş batmayan ülke İngiltere, tahmin ettiğimden daha düzenli, huzurlu ama bir o kadar da canlıydı. O zamana kadar beslenmekten çok hoşlandığım İngiliz kültürünün bizzat içine girdiğimi fark ettim. Dinlediğim müzikler, okuduğum kitaplar ve izlediğim filmlerden sahneler bir bir gözümde canlanmaya başladı orada.
Bu süreçte Erasmus deneyiminin en eğlenceli kısımları da arkadaşlıkların oluşmasıyla başladı.
‘Cadı bile oldum’
Arkadaşlarımla ev partileri düzenledik, Cadılar Bayramı’na renkli kostümlerimizle katılarak unutulmaz bir deneyim yaşadık. Sadece oranın havasına, suyuna, tersten akan trafiğine değil; birbirimize de çok alışmıştık. İngiltere’de bulunduğum sürede her ne kadar param ucu ucuna yetse de ülkenin farklı şehirlerini gezdim.
İngiltere için anormal derecede kurak geçen bir sonbahardan sonra aralık ayının ortası, yani orada dönem sonu, geldi çattı. Essayler teslim edildi, sınavlara girildi ve artık ayrılık vakti kapıdaydı. İnsanın, bir şeyin değerini kaybedince anladığı düşüncesinde doğruluk payı var. Son günlerde hep ‘an’ı yakalamaya çalıştım. Bu yolculuğa çıkma ve yolculuğu sürdürme cesareti gösterdiğim için kendimle gurur duydum.
O günlerde dinlediğim bir şarkıyı tekrar dinlediğimde, orada çektiğim fotoğraflara baktığımda veya tuttuğum ders notlarına göz gezdirdiğimde içimde oluşan o tatlı-acı nostalji hissini duyunca ‘İyi ki gitmişim’ diyorum.

Haberin Devamı

‘Alışmakta zorlandım’

Alper Çevirgel (Boğaziçi Üniversitesi - Moleküler Biyoloji ve Genetik): Geçtiğimiz dönem İngiltere’de Kent Üniversitesi’nde Erasmus programına katıldım. Erasmus’un en büyük artılarından biri dünyanın her yerinden insanla tanışma fırsatı bulmak. Amerika’dan Uruguay’a, İspanya’dan Çin’e, yaklaşık 20’den fazla ülkeden insanla tanıştım ve farklı kültürlerin aslında ne kadar büyük bir zenginlik olduğunu gördüm. Öğretmen-öğrenci ilişkisi konusunda çok başarılar. Öğrencilerin isteği üzerine profesörler öğrencilerle birebir ofislerinde ilgileniyor, düzenli aralıklarla buluşup dersleri konusunda yol gösteriyor. İngiltere’nin yemek kültürü çok farklı. Özellikle zeytin ve ayran bulmak zordu. En çok ayranı özledim. Türkiye’ye döndüğümde de bir süre büyük şehre alışma sorunu yaşadım ve yeşil alanları koruma konusunda ne kadar başarısız olduğumuzu tekrar fark ettim.

Haberin Devamı

‘Yaşadığım yerin insanı oldum’

Ahmet Burak Akman (İstanbul Teknik Üniversitesi-İşletme Mühendisliği): Eylül ayından beri İspanya’nın Ciudad Real şehrindeyim. Her Erasmus öğrencisinin klasiğidir “Şimdi ben buraya ne yapmaya geldim” paniği. Ciudad Real biraz küçük bir yer, bazen canınız sıkılabiliyor ama herkesin birbirini tanıdığı samimi bir arkadaşlık ortamı var. İspanyollarla genel olarak benzesek de bazı küçük farklar var aramızda. Günde 5 öğün yemek yiyorlar ve akşam yemeklerini 10’dan önce yemiyorlar. Tabii bir de siesta! Saat 14.00 ile 17.00 arasında her yer kapalı; tüm ülke uykuda. İspanyollar eğlenceye bizden daha çok düşkünler. Buradayken Barcelona, Madrid gibi şehirlere, bir haftalığına da Portekiz’e gittim. Erasmus yapmak, neler yapabileceğimi görmemi sağladı. Kısmen yaşadığınız yerin insanına da dönüşüyorsunuz. Sevilla’daysanız Sevillalılı, Valencia’daysanız Valencialı oluyorsunuz. Ben de yavaş yavaş bir Ciudadrealli oluyorum. Ciudadrealli dediysem yanlış anlamayın, özümüz Tekirdağ be ya!

Küçük şehirde öğrencilik

Burak Cimrenli (Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü): Slovenya’nın başkenti Ljubljana’ya gittim. Başkent ama İstanbulla kıyaslandığında bir ilçe olabilecek büyüklükte. Ülke, Balkanlar’a, İtalya, Almanya, Avusturya veya Macaristan’a gitmek isteyenler için çok uygun bir konumda. Ülkede ödev ve sunuma dayalı öğrenciyi zorlayan bir eğitim sistemi var. Buraya geldiğinizde Sloven arkadaş bulmak için çok hevesli olmayın çünkü onlar daha çok kendi dilini konuşan insanlarla zaman geçirmeyi tercih ediyorlar. Onun dışında da gruplaşma oldukça yoğun.
Ljubljana diğer Avrupa şehirlerine göre gayet ucuz bir şehir. Bu bakımdan da bir Erasmus öğrencisi için bulunmaz nimet.

Haberin Devamı

‘Şehiriçinde bisiklet yolu’

Rayyan Can (Uludağ Üniversitesi-Psikolojik, Danışmanlık ve Rehberlik): Bursa’da şehiriçi ulaşımın pahalı olduğunu düşünüyorum. Ben de hem bu nedenle hem de bisiklet kullanmayı seven biri olduğum için üniversiteye bisikletle gidip gelmek istiyorum fakat Uludağ Üniversitesi’ne giden bisiklet yolu olmadığından isteğimi gerçekleştiremiyorum. Bu hafta bu konuyu ve gerekli yerlere nasıl bildirebileceğimi araştırdım. Ayrıca kadına şiddet ve ifade özgürlüğüyle ilgili çeşitli yazılar okudum.
Genel olarak gündemim bunlardı. Türkiye gündeminin ise çok karışık ve içinden çıkılmaz bir halde olduğunu düşünüyorum, takip etmekte bile zorlanıyorum.

Haberin Devamı

‘Katlamalı harçlar’

Dilan Görür (Necmettin Erbakan Üniversitesi-Harita Mühendisiliği): Bu hafta bütün gündemim katlamalı harçlardı. Çünkü ben ve arkadaşlarım için önemli bir gelişmeydi. En başta ertelenip sonra da geri çekilmesi bizi mutlu etti. Bunun dışında seçim dönemine girerken yapılan parti çalışmalarını ve görevlerinden istifa eden kamu görevlilerini de takip ettim. Gündemim Türkiye gündemiyle aynıydı diyebilirim.

‘İç güvenlik paketi’

Yalkın Balkan (İstanbul Aydın Üniversitesi-Gazetecilik): İç güvenlik paketi bu hafta bizim de gündemimizdeydi. Bu gelişmenin üniversiteler için önemli olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde gerçekleşen siyasi olayları yakından takip ediyorum. Benim gündemim Türkiye’nin gündemiyle aynı çünkü ben de bu ülkede yaşadığımdan doğrudan etkileneceğim için gelişmelerden haberdar olmam gerektiğine inanıyorum.

Haberin Devamı

SOSYAL TREND

‘Hocam derse beni seçin’

Yoğunluktan çöken sistemler, kotası dolan dersler gibi nedenlerden, çoğu üniversitede ders kayıt dönemi öğrenciler için çile anlamına geliyor. Boğaziçi Üniversitesi bu durumu eğlenceli hale getirmeyi başarmış. ‘Consent request’ (rıza isteği) uygulamasıyla hocalara bu dersi neden alması gerektiğini en güzel şekilde anlatan öğrenci, ders kotasını da alıyor. Kimi şiir yazıyor kimi “Arabanıza dikkat edin çizilebilir” diye gizliden tehdit ediyor. Size “Künefe ısmarlarım” şeklinde rüşvet teklif eden bile var. Ama benim favorim “Hocam, yaklaşık bir ay önce ailem bana evlatlık olduğumu açıkladı. Gerçek ailem aslında Fransızmış. Sizin de yardımınızla onlarla bir kere olsun konuşabilmek istiyorum” gibi yaratıcılık sınırlarını aşan arkadaş oldu. Üniversitenin sosyal medya ekibi bu konuda bir yarışma düzenledi. En ilginç isteklere ödül verilecek.