Gündem Ayşe tatile böyle çıktı!

Ayşe tatile böyle çıktı!

20.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kıbrıs Barış Harekâtı’nda adaya ilk ayak basan ekip SAT komandolarıydı. Çıkarma gemilerinin girebileceği uygun plajı bulmak için en önde giden ve sıkılan ilk kurşunların hedefi olan emekli SAT komandoları çıkarmanın ilk anlarını Milliyet’e anlattı...

Ayşe tatile böyle çıktı

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘Ayşe tatile çıksın’ parolasıyla gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekâtı’nda, Girne’deki Pladini Plajı’nın temizlenmesi ve çıkarma gemilerinin çıkmasına hazırlanması için görevlendirilen 40 kişilik SAT (Sualtı Taaaruz Timi) ve SAS (Sualtı Savunma) komandoları adaya ilk çıkan birlikti. O birliğe Binbaşı Yılmaz Cengiz komuta ediyordu. Cengiz, ‘Dün gibi hatırlıyorum’ dediği o günü şöyle anlattı:

Plajı bulduran türkü
“Plajı temizlemek ve çıkarma gemilerine uygunluğunu kontrol etmek için iki jandarma botuyla harekete geçtik. Fakat bize eşlik eden TCG Çakmak muhribiyle telsiz bağlantımız koptu. Ekibimin el telsizlerini de muhribe veremedik ve kendi başımıza devam ettik. Işıldakları kullanarak savaş gemilerimizle iletişim kurduk. 2 botla ilerlerken Girne kalesi önüne kadar geldik. 1959’da askeri öğrenciyken Savarona gemisiyle Magosa’ya gelmiştim. Kıbrıs Türklerinin söylediği ‘Çıkıp Girne dağının kale burcuna’ türküsü aklıma geldi. Plajın Girne’ye göre 7.5 km batıda olduğunu bildiğimden kaleyi kerteriz (başlangıç noktası) alarak plajı buldum. Tarif edildiği gibi geniş bir koy vardı. Daha sonra plajın adı şehit asker Yavuz Sokullu nedeniyle Yavuz adını aldı.”

‘25 dakika boyunca çatıştık’
Seçilen plajın en doğru plaj olduğunu kaydeden Cengiz, şöyle devam etti: “Saat 05.45’te 15 SAT astsubayını balıkadam giysileri ile 25 metre aralıklarla denize indirdim. Böylece 400 metre alanı tarayacaktık. Tim sualtından ve üstünden giderek hem derinlik ölçecek hem de mayın gibi patlayıcıları belirleyecekti. Harekâtın ilk ateşini bu tim aldı. Sudaki timi korumak için bottan ateş ettik. Pladini köyünün her yerinden yoğun makineli tüfek ateşi başladı. 25 dakika boyunca karşılıklı ateş açıldı. Yavuz muhribi yetişerek plajı top yağmuruna tuttu ve SAT timi karaya çıktı. Geri döndüler ve çıkarma için engel olmadığını rapor ettiler. Çıkarma gemileri tüm birlikleri böylece karaya çıkardı.”

Haberin Devamı

‘Üzerlerinde MKE damgaları vardı’

Askeri tarih araştırmacısı Levent Karataş, 3. Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem’in kaleme aldığı anılarında, Türk silahlarının Türk askerlerine karşı kullanılma öyküsünü yer verdiğini söyledi.
İki süper güç ABD ve SSCB’nin Türk askerinin adaya çıkmasını hiç istemediğine dikkat çeken Karataş, kitapta yer alan o bölümü şöyle aktardı: “Sovyetler Birliği Kıbrıs Rumlarına cephane satarken, NATO üyesi Yunanistan da NATO’ya ait silahları el altından Kıbrıslı Rumlara aktarıyordu. Ordudan Tuğgeneral rütbesiyle emekli olan Turan Erdem, 3. Paraşüt Tabur Komutanı olarak katıldığı hareketta Rum Bozdağı’na taaruz emri alır.
2. ve 3. Paraşüt taburları ve bir Jandarma Komando Bölüğü saat 14.30’da taaruza başlar. Kanlı bir savaştan sonra Rum Bozdağı konrolümüze geçer. Bu taaruz sırasında birliklerimiz ellerinde bulunan mühimmatların yüzde 90’ını harcar. Mermi sıkıntısı önlerinde büyük bir problem olarak durmaktadır. Rum Karargahı yakınında gizlenmiş olan cephanelikte bütün harekâta yetecek havan, uçaksavar, 7.62 makinalı tüfek ve piyade silahı fişeği ele geçirildi. İşin acı yanı, mermi sandıklarının üzerlerinde MKE (Makina Kimya Endüstrisi) damgaları vardı. Yani, Türkiye’de üretilen mermiler savaşta Türk askerlerine karşı kullanılıyordu.

Haberin Devamı

ÖMER KAMACI: Yağmur gibi mermi yağıyordu

Emekli SAT astsubayı Ömer Kamacı, katıldığı çıkarmayı, “Suda ilerlediğimizi gören Rumlar makineli tüfek yuvalarından ateşe başladılar. Pladini’ye çıkarken üstümüze yağmur gibi mermi yağıyordu.
Aldığımız eğitim ölümden korkmamamızı gerektiriyordu. Yine de plajda ilerledik. Adaya çıktıktan sonra Türk bayrağını yakındaki bir otele astık ve atlattığımız tehlikeler ve yorgunluk o an unutuldu” sözleriyle anlattı.