Ankara Bakan Çavuşoğlu: "Beklentimiz Biran Önce 8 Haini Türkiye'ye İade Etmeleri Ve Yargıya Teslim Edilmeleridir”

Bakan Çavuşoğlu: "Beklentimiz Biran Önce 8 Haini Türkiye'ye İade Etmeleri Ve Yargıya Teslim Edilmeleridir”

14.12.2016 - 15:21 | Son Güncellenme:

.

Bakan Çavuşoğlu: Beklentimiz Biran Önce 8 Haini Türkiyeye İade Etmeleri Ve Yargıya Teslim Edilmeleridir”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Yunanistan’a da bir kere daha sesleniyoruz; bunlar darbecidir, sizde darbeden çok çektiniz. Bu darbecileri daha girer girmez geri iade etmeniz gerekiyordu. Ama şimdi beklentimiz biran önce bu 8 haini Türkiye’ye iade etmeleri ve yargıya teslim edilmeleridir” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatı Uluslararası Eğitim Yöneticileri Çalıştayı kapanış töreni, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleşti. Kapanış toplantısında konuşan Bakan Çavuşoğlu, 2016 yılının kolay bir yıl olmadığını belirterek, birçok sebepten dolayı dünyada birçok insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını kaydetti. Çavuşoğlu, “Sadece Türkiye olarak biz 3 milyondan fazla kişiye evsahipliği yapıyoruz. Aynı şekilde dünyada hepimizi endişelendiren gelişmeler var. Giderekte artan gelişmeler. Yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı, kendisinden olmayana karşı hoşgörüsüzlük gibi değerlerimizi tüm ortak değerlerimizi erozyona uğratan ve demokratik kurumları ve işleyişleri de artık yıpratmaya başlayan bu eğilimlerle de birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Terör din, dil ayrımı yapmaksızın herkesi hedef alıyor. Türkiye olarak bizde terörden etkileniyoruz. Terör örgütleriyle, terörün her türlüsüyle mücadele ediyoruz. Onlar da bizi hedef alıyorlar. Biz bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Cumartesi günü İstanbul’da gerçekleştirilen hain terör saldırısı sonucu şehit olan evlatlarımıza, polis ve vatandaşlarımıza da rahmet diliyoruz” diye konuştu.

“Yunanistan’a da bir kere daha sesleniyoruz; beklentimiz biran önce bu 8 haini Türkiye’ye iade etmeleri ve yargıya teslim edilmeleridir”
Bakan Çavuşoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Bir taraftan DEAŞ dini istismar ediyor. PKK ideolojiyi istismar ediyor ve Kürt vatandaşlarımızın duygularını istismar ediyor. Bir taraftan yine dini istismar ederek 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ terör örgütü uluslararası küresel bir örgüt haline geldi. Bunların hepsiyle de mücadele etmemiz gerekiyor. FETÖ ile mücadele içeride olduğu kadar dışarıda da bizim önceliğimizdir. Bu mücadele de Milli Eğitim Bakanlığımız yine MEB’in önderliğinde kurulan Maarif Vakfıyla ve sizlerle yakın işbirliği içindeyiz. Bizim FETÖ ile mücadelemizin üç boyutu var. Birincisi bu terör örgütünün ne olduğunu ve Türkiye’de de ne yaptığını tüm muhataplarımıza anlatmak. Sizler de görev yaptığınız ülke ve şehirlerde bunu büyükelçiliklerimizle, konsolosluklarımızla birlikte işbirliği içinde çok iyi anlatıyorsunuzdur. FETÖ’yü yurtdışında ne olduğunu anlatırken gerçek yüzünü de ortaya çıkarmamız lazım. Bu çabalarımız sonuç vermeye başladı. Çok önemli örgütler FETÖ’yü terör örgütü ilan etmeye başladı. Önce Riyad’ta Körfez İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısında FETÖ’yü mücadele edilecek terör örgütleri listesine aldı. Hemen arkasından Taşkent’te İslam İşbirliği Teşkilatı, 56 ülkenin üye olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları toplantısında da FETÖ’yü terör listesine alındı. En son Asya Parlamenter Asamblesi toplantısında da FETÖ terör örgütü ilan edildi. İkinci önceliğimiz başta FETÖ’nün kendisi olmak üzere yurt dışına kaçan veya yurt dışında yaşayan FETÖ yöneticilerini Türkiye’ye getirmek ve adalete teslim etmek. Bu konuda da önemli sonuçlar elde etmeye başladık. Biz hepsini açıklamıyoruz, ülkelerde rica ediyor ama epeyce sayıda FETÖ’ye bağlı kişileri ülkemize getirdik. FETÖ’nün kendisini de getirmek için Adalet Bakanlığımızla yoğun çalışma içindeyiz. Yunanistan’a kaçan 8 haini de getirmek için çabalarımız sürdürüyoruz. Yunanistan’a da bir kere daha sesleniyoruz; bunlar darbecidir, sizde darbeden çok çektiniz. Bu darbecileri daha girer girmez geri iade etmeniz gerekiyordu. Ama şimdi beklentimiz biran önce bu 8 haini Türkiye’ye iade etmeleri ve yargıya teslim edilmeleridir.”

“12 ülkede 79 kuruluş ya kapatıldı ya devredildi”
Yurt dışındaki FETÖ bağlantılı kuruluşların, derneklerin, STK’ların ve okulların kapatılması ya da devredilmesi konusunda yoğun çaba sarf ettiklerini bildiren Çavuşoğlu, “Burada MEB ve Maarif Vakfımız en iyi ortağımızdır. Bunda da sonuç elde etmeye başladık. 12 ülkede 79 kuruluş ya kapatıldı ya devredildi. Maarif Vakfımız 5 okulu devraldı, bunlardan 2 tanesine de şehidimiz Ömer Halisdemir’in ismi verildi. Bu okulların mevcudiyetinden endişe duyan çok ülke var. Bu ülkeler özellikle buradan mezun olanların kendi devlet kurumlarına girmesinden de endişe duyuyor. Çünkü gerçek yüzünü nasıl Türkiye’de orduya, polisin içine, yargıya, bakanlığımıza nasıl sızdığını çok iyi anlatıyoruz. Bunların nasıl bir tehdit oluşturduğunu, arkasında kimlerin olduğunu, hangi gizli ajanlarla işbirliği yaptıklarını da elimizdeki bilgi ve delillerle anlatıyoruz. Teslim etmek isteyen, hatta kapatmak isteyen ülkeler var, devralmak isteyen ülkeler var. Bu ülkeler de bizden yardım istiyor. Öğretmen yardımı, maddi yardımlar istiyor ki okullar kapanmasın, çünkü çok sayıda da öğrenci var. Sadece Pakistan’da 10 bin öğrenci var. Türkiye’de bu konuda gerekli adımları bakanlığımız başarılı bir şekilde attı. Bizde bu bizden yardım isteyen ülkelere yardımları ulaştırmamız lazım” ifadelerini kullandı.

“15 günden bu yana ateşkesin sağlanması konusunda gerek Rusya’yla, gerek İran’la uzmanlar düzeyinde en son Paris’te fikirdaş ülkelerle çaba sarfettik”
Suriye’de son 5 yılda 600 bin insanın sadece rejim tarafından öldürüldüğünü, zulümlerin, işkencelerin devam ettiğini aktaran Bakan Çavuşoğlu, “İnsanlık dışı ne kadar hayal edebileceğiniz şeyler varsa hepsi Suriye’de görebilirsiniz. Biz Türkiye olarak gerek DAEŞ’le mücadele, gerekse ateşkesin sağlanması ve siyasi çözüme geçirilmesi, aynı şekilde insani yardımların ulaştırılması konusunda her zaman yapıcı olduk. Her zaman somut önerilerde bulunduk. Çok temaslı temaslarımızın dışında buradaki aktörler olumlu ya da olumsuz rol oynayan aktörlerle ikili görüşmelerimizde de sonuç elde etmeye çalıştık. Son 15 günden bu yana ateşkesin sağlanması konusunda gerek Rusya’yla, gerek İran’la uzmanlar düzeyinde en son Paris’te fikirdaş ülkelerle çaba sarfettik. Bazı sonuçlar elde ettik ama henüz tam sonuç elde edebileceğimizi söyleyemeyiz. Çünkü uygulamayı görmemiz lazım. Anlaşmalar var yapıyoruz, 10 gün önce de yaptık ama dün gece de, dün geceden önce de yapıldı. Ama uygulamada bazı aksaklıklar var. Herkes suçu birbirine atıyor. Bu hepimizin sorumluluğudur. Ama biz bu temaslarımızı bugün de devam ettireceğiz. Oradaki o sivillerin kurtarılması için yoğun çaba sarf edeceğiz. Bu bizim insani ve vicdani sorumluluğumuzdur. Herkes sussa biz susmayız. Herkes gözünü kapatsa biz görmezden gelemeyiz, duyarsız kalamayız. Bu insani duygularla izlediğimiz dış politika sadece Suriye ile de sınırlı değil. İnsan odaklı dış politika önceliklerimizden bir tanesidir. Küresel insani yardım 2016 raporuna göre Türkiye 2015 yılında 3,2 milyar dolarlık insani yardım yaptı. Yardımlarımız bununla da sınırlı değil. TİKA verilerine göre ise yine gerçekleştirdiğimiz kalkınma projelerinin toplam değeri 3,9 milyar dolar. Türkiye olarak artık 1 yılda 7 milyar dolardan fazla kalkınma ve insani yardımı yapıyoruz. 15 sene önce Türkiye 1 milyar dolar almak için IMF’ye yalvaran bir ülkeydi. Şimdi yılda 7 milyar dolardan fazla insani ve kalkınma yardımı yapıyoruz” açıklamasında bulundu.
Çadır ve konteyner kamplarının dünyanın en iyisi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, şimdi bu insanlar için nasıl ev yapabilecekleri üzerinde çalıştıklarını kaydetti. Çavuşoğlu, “AB’nin verdiği paraya kalacak olursak, bir gün Bakanımız aradı AB para göndermek istiyor Suriyelilere ama yeni okul yapılmasını istemiyor. Niye göndermek istiyorsun bu parayı? 500 binden fazla çocuk okula gidemiyor. Yeni sınıflara ihtiyacımız var. Fesatlık var ya, o Türkiye’nin büyümesini istememe, kıskanma, bu okullar bu çocuklar için yapılacak. Biz kendi okullarımızı vermişiz Suriyeli çocuklarımıza. Bizim insani çabalarımızı özellikle tüm dünyaya duyurmak için çok önemli etkinlikler de düzenliyoruz” dedi.

“Dünyada 235 temsilciliğimiz var, 6’ıncı sıradayız”
Çavuşoğlu, dış politikanın en önemli unsurlarından bir tanesinin de ticareti geliştirmek olduğunu anlattı. Afrika’da 12 olan büyükelçiliğin 39’a çıktığını bildiren Çavuşoğlu, “40’ıncıyı açıyoruz. 41’i de açmak için düğmeye bastık. Kararını dün imzaladım. Bakanlar Kuruluna göndereceğiz. Bakanlar Kurulu uygun görürse açacağız. Türk Hava Yolları 48 ülkeye uçuyor. Ticaretimiz 2.9 milyar dolardı bundan 14 sene önce, şimdi 23 milyar, 10 kat arttı. Latin Amerika’da 800 milyon dolardı ticaretimiz, 8,5 milyar dolara çıktı. Orada da büyükelçilik sayımızı 13’e çıkardık. Dünyada 235 temsilciliğimiz var, 6’ıncı sıradayız. Açılmasına karar verdiğimiz büyükelçilik, başkonsolosluk gibi yeni misyonlarımızla birlikte 253’e çıkarak inşallah dünyada 5’inci sıraya çıkacağız” şeklinde konuştu.

“Biz diyoruz ki onlara, biz bu maliyeti karşılamaya hazırız, siz yeter ki Türkçe derslerini devam ettirin”
Yurt dışında yaşayan vatandaşların sorunlarının öncelikleri olduğuna dikkati çeken Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Vatandaşlarımızın en çok ihtiyaç duyduğu alanlardan bir tanesi eğitim. Eğitim konusunda bazı ülkelerin zorluk çıkardığını görüyoruz. Almanya’da bunların içine katılmaya başladı. Danimarka, Hollanda gibi bazı ülkeler özellikle Türkçeyi müfredattan çıkarmaya başladılar maliyeti var diye. Biz diyoruz ki onlara, biz bu maliyeti karşılamaya hazırız siz yeter ki Türkçe derslerini devam ettirin. Ama onların derdi başka, gerekçeleri doğru değil. Diyorlar ki; ‘Anadil öğrenme konusunda eğer Türkçe koyarsak Almancayı ya da o ülkenin dilini öğrenme konusunda sorun oluyor.’ Bu hiç doğru yaklaşım değil. Aslında bu bir bahane. Türkçeyi öğretmeden adeta asimilasyon anlayışının bir yansıması olarak sadece o dilleri öğrenmesini istiyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığıyla işbirliği yapmaya çekimser ülkeler var. Bazı ülkelerde 1915 olaylarını, bu yalanı ders olarak anlatan anlatmaya çalışan ülkeler var. Bazı ülkelerde özellikle Türk çocuklarının okuduğu okullarda da bunu koymaya çalışıyorlar ki o çocuklar kendi ülkesiyle milletiyle utansın. Burada çok dikkatli olmamız lazım. Yurt dışında görev yapmak kolay değil. Öğretmenlerimiz geçici görevle değil, nasıl bizim diplomatımız gittiği zaman hakları varsa maaş dahil öğretmenlerinize de böyle çalışmanız olduğunu biliyorum. Bu hakkı öğretmenlerimize de verelim ki geçim derdi sorunu olmasın."
Bakan Çavuşoğlu’nun konuşmasının ardından soru-cevap bölümü basına kapalı gerçekleştirildi. Bu bölümde eğitim yöneticileri, bakanlara sorular yöneltti. 12 Aralık’ta başlayan Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatı Uluslararası Eğitim Yöneticileri Çalıştayı’nda yurt dışında çalışan eğitim yöneticilerinin görev yerlerinde karşılaştıkları sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili bakanlık yetkilileriyle görüş alışverişinde bulunuldu.