Siyaset Başbakan Yıldırım'dan Baykal'a sert eleştiri

Başbakan Yıldırım'dan Baykal'a sert eleştiri

17.03.2017 - 17:16 | Son Güncellenme:

Başbakan Binali Yıldırım, Bayburt'ta halka hitap etti. Yıldırım konuşmasında Baykal'ın o sözleri için sert eleştiride bulundu.

Başbakan Yıldırımdan Baykala sert eleştiri

Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde partisince Cumhuriyet Caddesi'nde düzenlenen mitingde halka hitap etti.

Haberin Devamı

Yıldırım, "Bugün günlerden cumadır, cuma" adlı türkünün bir kısmını okuyarak, Bayburtluları selamladı.

"Ben bu toprakların evladıyım. İklimi sert, insanı mert toprakların evladıyım." diyen Yıldırım, bu bölgede yaşayan insanların çektiği çileleri iyi bildiğini belirtti.

Yüzyıl önce düşman geldiğinde, Erzincan, Erzurum ve Bayburt'un destansı bir mücadele verdiğini hatırlatan Yıldırım, "Bir yandan Erzincan, 'Vermem Bayburt'u.' dedi, dedelerimizin bir kısmı burada kahramanca mücadele ettiler, bir kısmı Çanakkale'de düşmana 'dur' dediler. Ülkenin doğusunda da batısında da destan yazdık. Vatan topraklarının her karışını şehit kanıyla suladık. Can verdik ama düşmana geçit vermedik." diye konuştu.

Haberin Devamı

Şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Yıldırım, "Rabbim şehitlerimizi, gazilerimizi mükafatlandırsın. Rabbim, bizi kahraman ecdadımızın izinden ayırmasın. Allah Bayburt'umuzu, 81 vilayetimizi, güzel vatanımızı muhafaza etsin." dedi.

"Bayburt, Bayburt olalı böyle zulüm görmedi." ifadesinin Bayburt'tan Türkiye'ye yayılan bir serzeniş olduğunu hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bayburt çok sıkıntı, çok çile çekti. Bayburt'la birlikte bütün illerimiz, Türkiye çilelere göğüs gerdi. Yolları, köprüleri, tünelleri, barajları yapmadılar. Bırakın köyleri, ilçelere, şehirlere bile hizmet getirmediler ancak bir gün, gür bir ses yükseldi. Milletin adamı, AK Parti lideri, kurucu genel başkanı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın size selamını getirdim. AK Parti iktidarıyla 81 vilayetin de Bayburt'un da çehresi değişti. Şimdi o söz değişiyor, 'Bayburt Bayburt olalı böyle hizmet görmedi.' diyoruz."

"Naci Ağbal'ı kasanın başına getirdik"

Bayburt'un kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Onun için Bayburtlu kardeşimizi, Naci Ağbal'ı, Maliye'nin, kasanın başına getirdik." diye konuştu.

"Üç dönemde Türkiye çok büyük mesafe katetti"

Türkiye'de üç dönemin önemine değinen Yıldırım, şunları söyledi:

"Birincisi, 1950-1960. Demokrat Parti, Adnan Menderes dönemi. Türkiye'nin kalkındığı, yolların, çeşmelerin, barajların yapılmaya başlandığı dönem. İkinci dönem, ihtilalden sonra Turgut Özal'ın Anavatan Partisi dönemi. Geliyoruz üçüncü döneme, bizim dönemimiz, sizin döneminiz, AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan dönemi. Bu üç dönemde Türkiye'de istikrar, büyüme, kalkınma vardı. Bu üç dönemde, Türkiye çok büyük mesafe katetti ancak 1960 ile 1970 arası, 1970 ile 1980 arası, 1990 ile 2002 arası kazandıklarımızı tekrar kaybettik. 2001'de kriz oldu, bankalar battı, faizler aldı başını gitti. Kazandıklarımızı, zayıf iktidarlarda kaybediyoruz."

Haberin Devamı

"Planları, tezgahları bozuldu"

Reformların, yatırımların, yeni hizmet ve projelerin kuvvetli, tek başına iktidarların olduğu dönemde yapıldığını belirten Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Huzur, refah, güvenlik güçlü hükümetler döneminde oluyor ama ne yaptılar, 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti'yi darbeyle alaşağı ettiler. 1991'de merhum Özal vefat edince, 28 Şubat'ta merhum Necmettin Erbakan'a da darbe yaptılar. Bizim dönemimizde de denediler, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti döneminde de partiyi kapatmak istediler. Gezi olayları çıkardılar, 17-25 Aralık dediler, hızlarını alamadılar, 15 Temmuz'da geldiler. Bayburt ne yaptı? Vilayet Meydanı'nın önünde toplanarak darbecilere darbe indirdi. 15 Temmuz'da darbecilerin canına okudu. Planları, tezgahları, her şeyi bozuldu. 27 Nisan muhtırası, Gezi olayları ve 15 Temmuz, hepsi bu iktidar döneminde, yerle bir oldu."

Haberin Devamı

Gezi olaylarında Türkiye'nin her tarafında gösteriler yapıldığını ancak Bayburt'un hiçbir şekilde onlara pabuç bırakmadığını, dimdik durduğunu belirten Yıldırım, Bayburtlulara taşıdıkları memleket sevdası için teşekkür etti.

Yıldırım, 15 yıl içerisinde ülkenin istikrarına, istikbaline saldıranlara karşı köklü önlemler aldıklarını dile getirerek, "darbeciler bir daha geri gelmesin, zayıf iktidarlar bir daha memleketin başına dert olmasın" dediklerini ve MHP ile anayasa değişikliğini hazırladıklarını söyledi.

Değişikliğin milletin önüne geleceğini aktaran Yıldırım, "Siz sadece Anayasa'yı değiştirmeyeceksiniz. Siz, aynı zamanda darbeler dönemini de tarihe gömeceksiniz. 'Evet' diyerek istikrarsızlığı sona erdireceksiniz. 'Evet' diyerek zayıf hükümetler dönemine son vereceksiniz. 'Evet' diyerek Türkiye'nin istiklalini perçinleyecek, gücüne güç katacaksınız." dedi.

Haberin Devamı

Türkiye genelinde güçlü bir "evet" çıkacağına inandıklarını ancak Bayburt'un bir farkının bulunduğunu belirten Yıldırım, Bayburt'un bu halk oylamasında "evet" oylarında rekor kıracağını kaydetti.
AK Parti, MHP ve BBP'ye gönül verenlerin halk oylamasında "evet" oyu kullanacağını ifade eden Yıldırım, "Ama bu yetmez. Mesele memleket meselesi. Bayburt'ta CHP'ye, Saadet Partisi'ne, diğer partilere oy vermiş kardeşlerimiz de 'evet' diyecek, sizin kervanınıza katılacak. Bayburt rekor kıracak." diye konuştu.

"Zayıf hükümetler dönemi artık bitsin istiyoruz"

Yıldırım, Türkiye'de artık zayıf, çok parçalı hükümetler döneminin bitmesini istediklerine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de tıpkı Menderes, Özal, AK Parti dönemi gibi bundan böyle devamlı tek başına iktidar olsun istiyoruz. Kalıcı istikrar olsun istiyoruz. Ekonomi büyüsün istiyoruz. İstiyoruz ki kardeşliğimiz zarar görmesin, huzur, refah, güvenliğimiz daim olsun. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi işte bunları getiriyor. Sürekli güçlü iktidar gelecek.

Ekonomi koşar adımlarla büyüyecek. Milli gelirimiz inşallah 10 yıl içinde iki katını geçecek, kişi başına 25 bin doları aşacak. Bayburtlu bundan payını alacak. Terörle mücadelemiz daha da güç kazanacak. Soframızdaki ekmek büyüyecek, cebimizdeki kaynak artacak, tarladaki bereket artacak, artık lüzumsuz tartışmalar bitecek. Hükümet kurulmadı, yeniden seçim, yeniden hükümet artık bunlar tarihe gömülecek. Darbe diye bir tehdit artık Bayburt'ta, Türkiye'de olmayacak. Cumhurbaşkanı seçildiydi, seçilmediydi diye bir kriz olmayacak çünkü siz seçeceksiniz. Gençler, beyefendiler siz seçeceksiniz. Güçlü ülkelerde güçlü demokrasilerde nasıl bir sistem varsa Bayburt'ta da Türkiye'de de aynı olacak."

Yeni sistemde meclisin, milletvekillerinin daha güçlü olacağını, hükümetin halktan aldığı güçle daha hızlı iş yapacağını, projeleri bitireceğini belirten Yıldırım, yargının hem bağımsız hem tarafsız olacağını söyledi.

Başbakan Yıldırım, "Bu anayasa değişikliğine 'evet' demek için yüzlerce sebep var ama 'hayır' diyenlerin tek bir söyleyecek sözü yok. Ana muhalefet partisi salon salon geziyor, 'anayasaya hayır deyin' diyor ama kendisi bile neye 'hayır' dediğinin farkında değil. Anayasa değişikliğini bile okumamış, anlamamış." değerlendirmesinde bulundu.

16 Nisan'da "evet" çıkması halinde ana muhalefetin işinin zor olduğunu dile getiren Yıldırım, "Yan gelip yatmak artık bitiyor. Çalışacak, gayret edecek, gözünüze girerse memlekete hizmet edecek. Bugün olduğu gibi yattıkları yerden siyaset yapamayacaklar. Bundan korktukları için bunlar 'hayır' diyor. Hayırdan hayır gelmez, evette bereket vardır." dedi.

Konuşması sık sık tezahüratlarla kesilen Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan söz ettiğinde alandan yuhalama sesleri yükselmesi üzerine, "Boş verin, bırakın" ifadelerini kullandı.

BAYKAL'A SERT ELEŞTİRİ

"CHP'nin önceki genel başkanı bir konuşma yapıyor, konuşma baştan aşağı ofsayt. Bir tane doğru bir şey yok. Ama öyle bir laf etti ki inanın çok üzüldüm. Şöyle diyor; 'böyle bir yetkiyi peygambere versen peygamberi bozarsın.' Haşa. Peygambere saygısızlık ne haddine. Bunların, bu aziz milletin inançlarına bile saygıları yok. Ağzından çıkanı bunların kulakları duymuyor."

Saygısızlığı bırakın. Milletin seçtiğini bunlar hiç bir zaman hazmedemediler.

Bir şarkı yapmışlar, 'inşallah, maşallah, Allah Allah' lafızlarıyla doldurmuşlar. Bolca istismar... Bir yandan kutsalları istismar edip diğer yandan Peygamber'e saygısızlık yapacaksın. Buradan sesleniyorum; Hazreti Peygamberimizi ağzınıza almayın, saygısızlığı bırakın. Milletin seçtiğini bunlar hiçbir zaman hazmedemediler. Milletin değerlerini bir türlü içlerine sindiremediler."