Ankara Başkan Tuna, Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme Ve Yönetimi Konferansı'na Katıldı

Başkan Tuna, Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme Ve Yönetimi Konferansı'na Katıldı

03.02.2018 - 17:06 | Son Güncellenme:

.

Başkan Tuna, Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme Ve Yönetimi Konferansına Katıldı

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, "Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı"na katıldı.
Ankara Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalı’nın ev sahipliğinde Başkent’te düzenlenen konferansta; gayrimenkul sektöründe hizmet veren sektör temsilcileri ile çok sayıda yerli ve yabancı akademisyen bir araya geldi. Kentsel dönüşümün ve insan odaklı projelerin masaya yatırıldığı konferansta konuşan Başkan Tuna, kentsel dönüşüm ihtiyacının neden doğduğu, mevcut sıkıntıların çözümü ve yeni sıkıntıların oluşmaması için neler yapılması gerektiği konusunda görüşlerini paylaştı.

Köyden kente göç sorunu ve gecekondulaşma
Büyük kentlerde gecekondulaşma sorununun 70’li yıllarda köylerden kentlere göçün başlamasıyla ivme kazanmaya başladığını belirten Tuna, "Bu göçlerin nedeni kasaba ve köylerdeki yaşam standartlarının şehirlerdeki gibi sağlanmamasıdır. İnsanlar şehirlere göç etmek zorunda kaldı. Şehir planlamalarında hesaplanamayan nüfus hareketleri ise şehirlerde ciddi sorunlar oluşturdu" dedi.

"Apartman gecekonduda Demetevler örnektir"
İmar ve dönüşüm projelerinin yıllar önce İmar İskan Bakanlığı aracılığıyla tek elden yürütüldüğünü hatırlatan Tuna, şunları söyledi:
"O yıllarda tüm ülkenin imar çalışmaları bakanlık aracılığıyla yapılıyordu. Bakanlık, neye karar verirse şehirlerde o uygulanırdı. Bunun en bariz örneği ise Ankara Yenimahalle’deki Demetevler Mahallesidir. Burası o zamanki İmar İskan Bakanlığının hatasından oluşmuştur. O zamanlar o bölgenin gelişmesi gerekli görülmediği için imar verilmemiştir. Ankara’ya göç edenler ise konut ihtiyaçlarını buradan sağlamışlardır. Vatandaşlar elinde ne kadar demir varsa o kadar da kat çıkmış. Şimdi Demetevler bölgesi 8 katlı, 10 katlı, 12 katlı ruhsatsız, iskansız binalarla doludur. Arsası da kendine ait değil üstelik. Tabiri caizse buraları apartman gecekondular ile doldurulmuştur. 70’li yılların en önemli hadiselerden biri budur."
Köyden kente göçü rakamlarla anlatan Tuna, 70’li yıllarda yüzde 30 olan şehir nüfusunun köyden kentlere olan göç dalgası nedeniyle bugün yüzde 92’ler seviyesine çıktığını söyledi. Tuna, çok hızlı gelişen bu süreç nedeniyle belediyelerin de bunun altından kalkamadığına dikkat çekti. Çarpık ve plansız yapılaşan alanların çıkarılan kanunlarla yeniden yapılandırıldığını vurgulayan Tuna, "Önümüzdeki süreçlerde yeni sıkıntıların oluşmaması için dikkat edilmesi gereken şeyler var. Olay sadece fiziki yapıların düzeltilmesi şeklinde düşünülmemelidir. Bunun sosyal ve ekonomik boyutlarının da ele alınması gerekir. Kentsel dönüşüm alanlarında yaşayan insanlar yok farz edilmemeli. O bölgede yaşayan insanların da hayatlarını normal şartlarda idame ettirecekleri konutlara sahip olmaları gerekir" diye konuştu.

Kentsel dönüşümde Sincan modeli
Sincan Belediye Başkanlığı döneminde Sincan Saraycık bölgesi ile Sincan Küçük Sanayi Bölgesi’nde tüm tarafların görüşlerini alarak ortak bir proje gerçekleştirdiklerini anlatan Tuna, "Bu alanlarda yaptığımız dönüşüm çalışmalarında Ankara Üniversitesi işbirliğinde öncelikli olarak bölgedeki demografik yapıyı araştırdık. Bölgedeki hak sahipleri tespit ettik. Orada yaşayan insanların aynı yerde yaşamalarına imkan sağlayacak, yeni düzenli yapılaşmalar nasıl olmalıyı akademik çalışma yaparak projelendirdik. Projeler tamamlandığında, insanlarımız daha sağlıklı yapılarda, yine o bölgede yaşama imkanı bulacaklar. Yeni yapılaşmadan dolayı yeni nüfus da gelmiş olacak. Tabi bunların bir koordinasyon içinde düşünülerek yapılması gerekiyor" şeklinde konuştu.

"Çok yüksek binalarla şehri boğmamak gerekiyor"
Kentsel dönüşümlerin sadece binaları yenilemek, yeni yollar açmak şeklinde düşünülmesi halinde yeni sorunların devam edeceğinin altını çizen Tuna, planlama yaparken sosyal ve ekonomik boyutlarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi. Tuna, kentsel dönüşüm projelerinin, hak sahipleri, yerel yöneticiler ve üniversiteler başta olmak üzere tüm paydaşlarla birlikte yapılmasının da önemini vurguladı. Kentsel dönüşüm projelerinde üretilecek konutların çevreye uygun ve çok yüksek olmaması gerektiğini belirten Tuna, "Çok yüksek binalarla şehri boğmamak gerekiyor. Örneğin bir binada risk var vatandaşlar yıkılmasını istiyor. Tamam bu binayı yıkayım ama müteahhit yüzde 50 vereyim, 10 katlı bina olsun yarısını alayım diyor. Şimdi buna dönüşüm denmez, bu başka bir felaketin habercisidir. Bu bir dönüşüm olmaz. Tüm bunları değerlendirerek, o çevreye uygun yapılaşmaların planlaması gerekiyor. Rant esas olmamalı" dedi.