Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün Başkanlık sistemini niye tartışıyoruz?

Yok, aklınıza ilk gelen “Erdoğan istediği için” cevabı doğru değil...

Başkanlık sistemini tartışıyoruz zira seçimlerden birinci çıkan partiden daha fazla oy alan bir Cumhurbaşkanı görevde.

Yani halktan alınmış yetki ve sorumluluk var iki makamda da...

Peki Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi AK Parti’nin tercihi miydi?Sanılanın aksine bunun cevabı da hayır.

2007’de Anayasa Mahkemesi, Baykal’ın başında olduğu CHP’nin başvurusu üzerine

Abdullah Gül’ün aday olduğu ve 357 oy aldığı Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu iptal etti.

Gerekçe Cumhurbaşkanı seçimi yapılabilmesi için Genel Kurul’da 367 milletvekilinin bulunması gerektiği kararıydı.

İkinci tur oylamada da 367 vekil bulunamayınca Cumhurbaşkanı seçilemedi.

Haberin Devamı

Oysa aynı Anayasa’ya göre, 1989’da yapılan seçimde, Turgut Özal, 450 milletvekilinden 285’inin oylamaya katılmasıyla seçilmişti.

Her neyse bunun üzerine de AK Parti, Anayasa değişikliği önerisini referanduma sundu ve Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi bu şekilde hayatımıza girdi.

Deniz Baykal, “Başkanlık değerlendirilmeli” sözünü, “Ben karşıyım aslında, CHP’ye rağmen geçerse diye söylemiştim” şeklinde açıklayınca geldi bunlar aklıma.

Siz çok yaşayın Deniz Bey...

Zabıtanın ‘dayak atma’ hakkı...

BAŞKANLIK SİSTEMİNDE BAYKAL İZLERİ...

Yönetmeliklere göre zabıtanın, 25 belde düzeni, 12 imar, 7 de yardım diye tanımlanan görevi var.

Toplam 44 görev var ama bunlar arasında suç işlemiş olsalar dahi vatandaşa dayak atmak yok.

Ama İstanbul Büyükşehir ve Kadıköy Belediyesi zabıtaları bunun tam aksini yaptılar.

Dayak atan zabıta memurları hakkında başlatılan soruşturmalar ve çıkacak kararlar sonucu değiştirmeyecek aslında.

Zira Zabıta kurumunun sorumlulukları belli ama yetkileri muğlak.

Mesela görev esnasında saldırıya uğrayan zabıta memurunun, kendini savunmak için tek silahı telsiz.

Saldırgana kelepçe takma yetkisi yok.

Uğraştıkları tinercilerin, bir duvara kafa atıp, zabıta beni dövdü diye savcılara suç duyurunda bulunması en büyük sıkıntıları.

Yönetmelik, belde halkının huzurunun korunması görevini veriyor ama böyle bir dava geldiğinde zabıta kişisel olarak yargılanıyor, avukat ücretini ve diğer masrafları cebinden ödüyor.

Zabıta kurumunun güncel bir yönetmeliğe ihtiyacı olduğu kesin ama kantarın topuzu da kaçmamalı. Silah taşımak da dahil, şehir polisi yetkileri isteniyor kimi zabıta kurumlarınca.

Oysa kadınların çantalarında taşıdığı biber gazı kapsülleri bile savunma için yeterli olabilir.

Yeni bir yönetmeliğe evet ama silah kullanma yetkisi olan bir başka kurum daha oluşturmaya hayır.

Haberin Devamı

Kızdırmayın Aziz Yıldırım’ı...

Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe başkanlığından ayrılmasını isteyen isimler var medyada.

Her hafta, televizyona çıkıyor, gazetede yazıyor, Aziz Yıldırım’ı kızdırıyorlar.

Bu isimler ya ne yaptıklarını bilmiyorlar ya da gizliden gizliye Aziz Yıldırım’ın görevde kalmasını istiyorlar.

Aksi olsa, nisan ayında taraftar protestosu için “Beni kızdırmasınlar, daha 10 yıl gitmem” diyen birini bu kadar kızdırmazlardı.

Haberin Devamı

Çocuktan boşanılmaz

Gülben Ergen ve Mustafa Erdoğan çocuklarıyla beraber İstinye Park’ta güzel bir gün geçirmişler.

Çok hoşuma gitti bu haber. Bir sürü baba, eşinden ayrıldıktan sonra çocuğuyla olan ilişkisini de bozuyor.

Çocuğunu almayanlar, alsa da zamanını çocuğuna ayırmak yerine, çocuğu zamanına uyduranlar...

Boşanan bir sürü ailede çocuk, anne ya da baba tarafından diğer tarafa karşı kullanılan bir silah olarak görülüyor.

İnsan eşinden boşanabilir ama çocuğundan boşanamaz.

Medeni, çocukların sağlıklı gelişimi için önemli ve örnek alınacak bir buluşma olmuş.

İki çirkin kare...

BAŞKANLIK SİSTEMİNDE BAYKAL İZLERİ...

Gördüğünüz plastik cehennemi fotoğrafı Demirciköy’de çektim.

Kilyos’a kadar, sağlı-sollu, 3.5 km devam eden ormanın, en kuytu köşeleri bile bu halde.

Diğer fotoğrafı da dün Kireçburnu’nda çektim.

Sağ salim Boğaz’a girebilen balıklar koca tekneler tarafından işte tam bu noktada yutuluyor.

Gürültüyü falan geçtim, teknoloji de kullanan bu dev tekneler yüzünden on sene sonra balık falan bulamayacağız denizlerimizde...