Gündem Beykoz’da ‘gerçek bir sanat partisi’

Beykoz’da ‘gerçek bir sanat partisi’

27.09.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

ArtInternational Fuarı kapsamında önceki akşam gerçekleşen etkinlikte Halil Altındere’nin ‘Cehennem Melekleri’ adlı eserinin prömiyeri yapıldı. Altındere, eserinde Türk filmlerinin ‘adları bilinmeyen’ karakterlerini anlatıyor

Beykoz’da ‘gerçek bir sanat partisi’

ArtInternational Fuarı kapsamında, Pilot Galeri ve Telgraf Sanat işbirliğiyle önceki akşam Beykoz Kundura Fabrikası’nda yaklaşık 300 kişinin katıldığı bir parti gerçekleşti.
Parti, sanatçı Halil Altındere’nin Beykoz Kundura ve Kunstpalais Erlangen’in katkılarıyla gerçekleştirmiş olduğu son eseri ‘Angels of Hell / Cehennem Melekleri’ videosunun prömiyeri için düzenlendi.
Konuklar partiye 21.30 civarı Kabataş’tan kalkan teknelerle ulaştı. ‘Gerçek bir sanat partisi’ sloganıyla kulaktan kulağa yayılan partide, çok sayıda sanatçı ve uluslararası sanat dünyasından isimler yer aldı. Konukların 150 yıllık ayakkabı fabrikasını dolaşıp bol bol dans ettiği partide filmin gösterimi gece boyunca devam etti.

‘Kavgacı’lar bir arada
1971 Mardin doğumlu sanatçı Halil Altındere, bu kez eserinde Türk filmlerinin hep gördüğümüz ama isimlerini bilmediğimiz karakterlerini anlatıyor. Filmde Türk filmlerindeki ‘kavgacı’ karakterler (İhsan Gedik, Cetin Başaran, Cevdet Özalaş, Necdet Kökeş, Hasan Yıldız, Cesur Yılmaz) bir araya geliyor. Görüntü yönetmenliğini Cengiz Tanç’ın aksiyon yönetmenliğini Yunus Emre Soğukkanlı’nın üstlendiği filmde Altındere klasik bir senaryo izlememiş ama karakterler üzerinden ilerlemiş.

‘Yeniden algılama’
Altındere, filmle ilgili olarak “Bu film daha önce biriktirdiğim birçok farklı şeyin çakışması ve bir araya gelmesiyle oluştu. Daha önce Metin Erksan filmlerinden yola çıkarak yaptığım 3 fotoğraflık bir seri vardı. Mercan’a gidip gelme sürecim, İstanbul’u yeniden algılama ve yeniden öğrenme durumuna dönüştü” dedi.

Haberin Devamı

İzleyicilerin yorumuna açık

Halil Altındere, önceki ofisinin İstiklal Caddesi’nde olmasının ‘Ne bakıyon!’, ‘Miss Turkey’ ve ‘Pala Şair’ balmumu heykeli gibi eserlerine etki ettiğini söyledi. Sanatçı, sözlerine şöyle devam etti: “Bu kez de İstanbul’un alt kültürünün, kaotik yapısının ötesinde, günlük hayatının tarihi-eski semtlerde nasıl cereyan ettiğini gözlemledim ve bu filme sızdı. Filmde üç temel karakter ya da karakter grubu var. Biri Yeşilçam oyuncuları. Bu sene filmimle tesadüfen Türk Sineması’nın 100’üncü yılı çakıştı. 100’üncü yılla ilgili kutlamalarda akla gelenler hep belli aktörler aktrisler... Ben de her biri 700-800 filmde oynamasına, çoğumuzun belleğine kazınmasına rağmen sadece kavgacı karakterler olarak tanıdığımız en kötülerden bir rüya takımı oluşturmaya çalıştım. Diğer iki karakter, Miss Turkey (Işıl Aktan) ve Ata (Göksel Kaya).
Filmin, klasik bir senaryo üzerinden giden bir yapısı yok. Görsel yanı da izleyiciye soru soran algısını sorgulatan bir film. Filmdeki her bir oyuncunun ayrı bir önemi var. Örneğin kavgacı Yeşilçam oyuncuları hep dayak yiyen tipler olarak bilinirken bu filmde onların süper güçleri var. Film, iyilik-kötülük kavramlarını sorgulatmayı ve geleneksel modern çatışmasını / kaynaşmasını yansıtmayı amaçlıyor.” Altındere, filmin izleyici yorumlarına açık olduğunu vurguluyor.