Devler Ligi zordur. Ayaklarınızı yere sağlam basacaksınız. İlk golü bulursunuz, ne var ki, o skoru koruma psikolojisine teslim olursanız vay halinize!
Beşiktaş ilk yarıda taraftarının da desteğiyle D.Kiev’e öyle bir baskı yaptı ki, nefes alacak fırsat bırakmadı. Şenol hocanın ilk onbir tercihi doğruydu, kazanma adına tüm kozlarına şans verdi.
Nitekim bu yarıda pas yüzdesini de üst seviyeye çıkaran Beşiktaş, rakip kaleyi Talisca (2) ve Quaresma ile sık sık yokladı, ancak gol çıkaramadı... Taaa ki 29’da Quaresma’nın müthiş frikik golüne kadar. Ancak, üçüncü bölgedeki top kayıpları, skor tabelasına bir türlü yansıyamadı. Ne var ki, D.Kiev’e bu yarıda Kartal’ın çok ciddi pozisyon vermemesi de dikkatlerden kaçmadı.
Enerjisini ekonomik kullanmayan Beşiktaş, ikinci yarıda fiziksel olarak oyundan düşerken, D.Kiev’in baskısı öne çıktı. Artı Tolgay’ın çok kritik yerde yaptığı top kaybı, Fabri’yı sıkıntıya düşürürken, kurtardı kurtarmasına da, rakibin de iştahını kabarttı kuşkusuz bu atak. D.Kiev’in baskısı, Kartal’ın zorunlu savunmaya kapanışı 65’de golü getirdi. Tsygankov’un attığı eşitlik golünde Fabri’nin hatalı çıkışını da es geçemeyeceğiz.
İlk yarıdaki görüntüsünün uzağında olan Beşiktaş’ın bize göre yüzde yüzlük penaltısnını verilmediğini de hatırlatalım. Üstelik Talisca’nın kaleci tarafından indirilmesi golden üç dakika önceydi. Orta hakem pozisyonu gözünün önünde es geçti.
Güneş’in üç oyuncu hamlesi Kartal’ı üçüncü bölgeye taşırken, tüm hatlarıyla rakip kaleye yüklendi, ürettiklerini maalesef gole çeviremezken, gruptaki büyük avantajı evinde kullanamadı.
Devler Ligi’nde kalıcı olmak elbette önemlidir... Ne var ki, sahanızda oynadığınız maçlardan üç puanı çıkaracaksınız.
Beşiktaş bu anlamda özellikle ilk yarıda her yolu denedi, yoğun baskıdan sadece bir gol çıkarabildi. Diyeceğimiz o ki, yakaladığınızı atacaksınız, atamıyorsanız, hayıflanmayacaksınız. Bu oyunun bir gerçeğini de gözardı edemeyiz; yenemiyorsanız, yenilmeyeceksiniz. Kartal en azından bunu başardı, fazla da haksızlık etmeyelim, bu kulvarın adı Devler Ligi, herkes iddialı.
Beşiktaş çok istedi, ama olmadı, canı sağolsun... Daha önlerinde dört maç, yani toplanacak 12 puan var. Bu da her şeyin bitmediğinin en büyük göstergesidir.
Maçı bir tarafa bırakalım. Bazen kafama takılıyor... Acaba Arena’da futbolcular çok mu baskı altında kalıyorlar? Düşünün geçtiğimiz sezon tüm maçlarını neredeyse deplasmanda oynayan Beşiktaş, sadece iki takımı yenememiş ligimizde... Biri Akhisar, diğeri Kasımpaşa. Dememiz o ki, tribünleri doldurmak elbette iyi, acaba takım üzerindeki baskı dozunu biraz ayarlamak gerekmez mi, sevgili taraftarlar? İnsanın eli ayağına dolaşır, acaba yanlış mı düşünüyorum, ne dersiniz?
