Farklı skora lafımız yok, ama kötü futbola var! Artı kafamızda yanıt arayan sorular bir hayli fazla...
Bir ilk yarıya bakın, bir de ikinci yarıya? Futbol böyle bir oyun, kötü başlarsınız, iyi bitirirsiniz... Tıpkı dünkü Beşiktaş gibi...
Tamam, zemin ‘berbat’ ötesi, tarla gibi... Kartal’ın hücuma çıkarken, ilk kez böylesi top kayıpları yaşadığı bir maça tanıklık ettik. Top kayıpları, beraberinde gol yollarında sıkıntı yaratan en büyük faktördür. Haa kalkıp, ilk yarıdaki ‘vasat’ futbolu sadece zemine fatura etmek haksızlık olur.
Beş ‘farklı’ galibiyetin yaratıcısı Oğuzhan kardeşimiz ilk yarıda bir hayli etkisizdi. Ne var ki, aynı Oğuzhan çok kritik bir dakikada harika bir frikik golü atarak, yine ‘farkın’ hazırlayıcısı oldu, kutluyoruz. İşin özeti zemine falan sığınmasın, biz onu hep böyle görmek istiyoruz, sitemimiz de bundandır.
Gomez’in kumaşı ipek mi, yoksa seten mi, oturup, tartışacak halimiz yok. Bilinen bir golcü. Ne var ki, hem fiziksel hem de mental olarak değil. Eee bir de uyum meselesi var. Peki, böylesi handikaplara sahip Gomez’in ilk on birde ne işi var Şenol hocam? Bir de zirveye oynayan takımların tek forvetli oyun anlayışına oldum olası tutulmuşumdur! Bu oyunda topunuzu-tüfeğinizi kullanacaksınız. Bunu bilir, bunu söyleriz.
Efendim, Trabzonspor yenilgisiyle hayal kırıklığı yaratan Kartal, Gaziantep karşısında üç puana yine ‘fark’ yaratarak kanat çırparken, taraftarlarına ‘umut’ aşıladı.
Farklı skora lafımız yok, ama kötü futbola var! Artı kafamızda yanıt arayan sorular bir hayli fazla. Onca transfere karşın, kaleci, stoper ve de orta saha arayışları yazılıp-çiziliyor! Peki, Sivok gibi yedi yılını Kartal’a vermiş bir stoperi niye gönderdiniz? Çabukluğu, kademeye girişleri, kafa gollerini ne çabuk unuttunuz? Ya kaleci arayışına ne demeli? Cenk Gönen kötü kaleci miydi, gönderdiniz? Kötüyse, Galatasaray niye aldı? Bu ne yaman çelişkidir arkadaşlar. Valla Kartal’ın kadrosu onca ekonomik sıkıntıya karşın iyi. Haa diyeceksiniz, üç kulvarı kaldırır mı? Valla kaldırır, yeter ki taşlar yerine otursun..
