Bilim adamları modern insan beyninin yalnızca 40 bin yaşında olabileceğini söyledi

Onur Binay/milliyet.com.tr

En "modern" biçimimizdeki Homo sapiens, yaklaşık 200 bin yıldır dünyayı dolaşıyor. Ancak beynimizin bugünkü şekli konusunda oldukça özel bir şey var. İnsanların kafa tasları daha yuvarlak, yüzleri daha küçük ve kafatasının içine doğru daha gömülmüş biçimde. Atalarımızın yüz bin yıl önce göründüklerinden farklı. Bilim adamları ilk kez, modern kafatası biçimimizi ne zaman aldığımızı tam olarak tespit ettiklerini söyledi.

Science Advances adlı dergide yayınlanan araştırma, Almanya'daki Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nde yer alan bir ekip tarafından beyinlerin, kafataslarımızın şu anki şekliyle ilgili farklı bir şey olduğunu ve yaklaşık 40.000 yıl önce geliştiğini söylüyor.

Atalarımızla kıyaslandığında, modern kafa şekli, daha büyük, daha yuvarlak bir beyincikten (beyin arkasındaki alan, motor kontrolü ve dengesi, aynı zamanda bazı hafıza ve dil gibi şeylerden sorumlu) oluşuyor. Ayrıca yön bulma, planlama ve dikkat sağlama gibi konularda bizlere yardımcı oln parietal lobumuz da daha şişkin ve yuvarlak. Atalarımızdakilerden daha küçük ve içe gömük yüzlere sahibiz.

Beynin yan duvarları daha paralel hale geldi, ön yüz daha uzunlaştı, ve kafamızın arkasında yer alan okipital bölge daha yuvarlak ve daha az çıkıntılı bir biçime kavuştu.

Dikkati çeken nokta, oyma aletleri, planlama, benlik bilincinin geliştirilmesi, diller ve hatta ilk mağara çizimleri gibi modern davranışların geliştirilmesiyle beynimizin şekli neredeyse mükemmel bir şekilde değiştiğidir. Başka bir deyişle, yaklaşık 40 bin yıl önce "insanlık devrimi" olarak adlandırılan ve bazen "büyük sıçrayış" olarak anılan bu sözler, yeni kafataslarımızda rahat olduğumuz zamanlarda gerçekleşti.

Araştırmacılar belirttiği gibi, bu olayların hepsi bir gecede gerçekleşmedi, bunun yerine onlarca binlerce yıllık hafif değişikliklerden kaynaklanıyordu.

Araştırmacılar, 300 bin yıldan 10 bin yaşına kadar uzanan 20 farklı homo sapiens fosilinin eğrilerini, şekillerini ve özelliklerini incelemek için 3 boyutlu tarama tekniklerini kullanarak çığır açan bir teori geliştirdiler. Modern halimiz muhtemelen bizim çevremiz olmadan mümkün olmazdı.