Gündem Bir ağaca karşılık cennetten bir bahçe

Bir ağaca karşılık cennetten bir bahçe

19.06.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Allah Resûlü, ağacındaki hurmaları kimseye vermeyen cimri bahçe sahibine, ‘O ağacı vakfedersen ben de Allah’tan sana cennette bir bahçe vermesi için dua ederim’ der ama şahıs teklifi kabul etmez

Bir ağaca karşılık  cennetten bir bahçe

Kuran-ı Kerim’in doksanüçüncü suresi olan Leyl sûresinin 5-10. ayetlerinde şöyle buyurulmaktadır: “Kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz. Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz”.

Bu ayetlerle ilgili olarak Hz. Peygamber döneminde yaşanmış bir olay, mal sahibi olmanın gerçek anlamına dair dikkat çekici mesajlar sunmaktadır. Medineli varlıklı bir kişinin bahçe duvarının hemen kenarında çok verimli ve bir hurma ağacı vardır. Hurma ağacının dalları yola ve komşunun bahçesine sarkmaktadır. Yere düşen hurmaları da yoldan geçenler ve komşunun yetimleri toplamaktadır.

Resulullah incinir
Bahçe sahibi cimri karakterli biridir. Her seferinde düşen hurmaları kimsenin almaması için tedbirler almaktadır. Bir gün yere düşen meyveleri komşunun yetimleri toplayıp yerken bahçe duvarından atlayıp ellerindeki hurmaları alır. Yetimlerin velisi çok incinir ve durumu Peygamber Efendimiz’e aktarır. Allah Resûlü bahçe sahibini çağırır ve ona şu teklifte bulunur: “O ağacı vakfedersen ben de Allah’tan sana cennette bir bahçe vermesi için dua ederim.”

Cimri karakterli bahçe sahibi “ Ey Allah’ın Resûlü ben o ağacı çok seviyorum” diyerek teklifi kabul etmez. Resulullah ısrar etmez fakat incindiği bellidir. Bu haber Medine’de hemen duyulur. Haberi duyanlardan biri de Sabit bin Dahdah isimli Ensar’dan bir zattır. Haberi alır almaz hemen Hz. Peygamber’in teklifini reddeden bahçe sahibine gider ve ona şöyle der:

‘Ağacı satmaya geldim’
“Bana o hurma ağacını satarsan Medine’nin en iyi hurmalıklarından birinde onun iki katı meyve veren şu ağacımı sana vereyim”. Bahçe sahibi teklifi reddeder. Zorlu bir pazarlıktan sonra Sabit bin Dahdah bir ağaca karşılık Medine’nin en güzel bahçelerinden biri olan 40 ağaçlık hurma bahçesini verir. Sabit alış verişi tamamladıktan sonra hemen Allah Resulü’ne gelir.
Mescitte onu bulur ve şöyle der: “Ya Resulallah! Duydum ki filan kişiye hurma ağacını vakfetmesi karşılığında cennette bahçe vermesi için Allah’a dua etmeyi teklif etmişsiniz. Aynı teklif benim için de geçerli mi? O duayı benim için yaparsanız ben o ağacı size satmaya geldim.” Bu sözleri duyan Peygamber Efendimiz tebessüm buyurur.
Orada bulunanlar da sevinç gözyaşlarıyla Sabit bin Dahdah’ı tebrik ederler.

Haberin Devamı

Bir ayet

Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. O emaneti insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir (el-Ahzâb 33/72).

Bir hadis

Sizden biriniz kendisi için arzu edip istediği şeyi din kardeşi için de arzu edip istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz

Kuran’da anlatılan bir toplum: Medyen

Medyen kelimesi Hz. Şuayb’ın peygamber olarak gönderildiği ve Hz. Musa’nın Mısır’dan çıktıktan sonra evlenip yıllarca aralarında kaldığı kavmin yaşadığı bölgeyi ifade etmektedir. Bu kavimden Kuran-ı Kerim’de “Ashâb-ı Medyen” ve “Ashâbü’l-Eyke” diye bahsedilmektedir. Hz. Şuayb kavmini çok tanrıcılıktan uzaklaştırıp Allah’a tapmaya çağırmış; ölçü ve tartıda, alışverişte haksızlık yapmak, ülkede bozgunculuk çıkarmak, tehditle insanları Allah’ın yolundan alıkoymak gibi tutum ve davranışlara son vermelerini istemiştir.

Ancak kavminin önde gelenleri Şuayb’ı yalancılıkla itham etmiş, isteklerine karşı çıkmış, ona inananları tehdit etmiş, kendisini ve ümmetini ülkeden sürme tehdidinde bulunmuştur. Bunun üzerine Şuayb onlara ilahi azabın geleceğini bildirmiş, nitekim şiddetli deprem ve korkunç bir gürültü onları helâk etmiştir.

Haberin Devamı

Allah dileyince her şey olur

Güzellikleriyle dikkat çeken ve çok beğenilen şeylerin nazardan korunması amacıyla, “Ne güzel, Allah kötü bakışlardan saklasın” anlamında maşallah demek müslümanlar arasında yaygın bir gelenek haline gelmiştir. Maşallah ifadesi “Allah dileyince her şey olur” anlamına gelir.

Hz. Peygamber’in, hoşa giden bir şeyin görülmesi halinde “mâ şâallah lâ kuvvete illâ billâh” (Allah’ın dilediği olur, bütün güç ve kudret O’na aittir) denilmesini, ayrıca sabah kalkıldığında veya akşam yatmadan önce “mâ şâallahu kân ve mâ lem yeşe’ lem yekün” (Allah’ın dilediği olur, dilemediği olmaz) şeklinde dua edilmesini tavsiye etmiştir.

Kuran-ı Kerim’den bir dua

De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım. Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” (el-Mü’minûn 23/97-98).

Haberin Devamı

Sahabeden nasihatler

Senin için erzakın en sevimlisi, salih amel olsun. Arzularına hakim ol. Sana helal olmayan şey için kendine cimri ol. Kendine cimri olmak, sevdiği ya da hoşlanmadığı şeyde nefse karşı adil olmaktır (Hz. Ali)

3 soru 3 cevap

- Babası ile birlikte oturan kimse zekât ile mükellef midir?


Babası ile birlikte oturan kimsenin kendi şahsına ait ayrı malı bulunur ve zekât için gerekli şartları taşırsa bu kişi zekât vermekle yükümlü olur. Ancak babası ile mallarını ayırmamışlar ve ortak kazanıp ortak harcıyorlarsa, bu takdirde ellerindeki birikim üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan kişi, zekâtla yükümlü olur.

- Kirâmen kâtibin ne demektir?

“Değerli yazıcılar” anlamına gelen “kirâmen kâtibin” insanların yanlarında bulunan ve onların yaptıkları işleri amel defterine yazmakla görevli bulunan melekler demektir. Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurulur. “Halbuki sizin üstünüzde hakiki bekçiler ve çok değerli yazıcılar (kirâmen kâtibîn) vardır ki, onlar ne yaparsanız bilirler” (el-İnfitâr 82/11-12).

- Çocuklara Allah’ın isimleri verilebilir mi?

Anne-babaların çocuklarına karşı görevlerinden biri de onlara güzel isimler vermektir. Nitekim Hz. Peygamber bir hadisinde insanların kıyamet günü isimleri ile çağrılacaklarını ifade ederek “Çocuklarınıza güzel isimler veriniz” buyurmuştur. Allah’a has isimler aynı lafızla çocuklara verilmemelidir. Eğer çocuklara Allah’ı hatırlatacak isimler verilecekse başına “kul” anlamına gelen “abd” kelimesi eklenerek “Abdullah (Allah’ın kulu), “Abdurrahman (Rahman’ın kulu), “Abdurrahim (Rahim’in kulu) “Abdulkadir (Kadir’in kulu) gibi isimler verilmelidir.

Haberin Devamı

Ortaköy Camii

Bir ağaca karşılık  cennetten bir bahçe

Büyük Mecidiye Camii ya da halk arasında bilinen adı ile Ortaköy Camii, İstanbul Boğaziçi’nde Beşiktaş ilçesinin Ortaköy semtinde sahilde bulunan neo barok tarzında bir camiidir.

Cami, Sultan Abdülmecid tarafından Mimar Nigoğos Balyan’a 1853 yılında yaptırılmıştır. Oldukça zarif bir yapı olan cami barok üslubundadır. Boğaziçi’nde eşsiz bir konuma yerleştirilmiştir. Bütün selatin camilerinde olduğu gibi harim ve hünkar bölümü olmak üzere iki kısımdan oluşur. Geniş ve yüksek pencereler Boğaz’ın değişken ışıklarını caminin içine taşıyacak biçimde düzenlenmiştir.

Merdivenle çıkılan yapının tek şerefeli iki minaresi vardır. Duvarları beyaz kesme taştan yapılmıştır. Tek kubbenin duvarları pembe mozaiktendir. Mihrap mozaik ve mermerden, mimber ise somaki kaplı mermerden yapılmıştır ve ince bir işçiliğin ürünüdür.

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2011-2014 arasında yaklaşık üç yıl süren restorasyon çalışmaları 6 Haziran 2014’te tamamlanmış ve cami zamanın başbakanı şu anki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı tören ile yeniden ibadet ve ziyarete açılmıştır.

Haberin Devamı

Şehit ailelerine iftar yemeği

Kırşehir Valisi Necati Şentürk, yardımlaşma ve paylaşma ayı ramazanda düzenlenen iftar yemeğinde şehit aileleri ve gazilerle bir araya geldi.

Bir ağaca karşılık  cennetten bir bahçe


Grand Terme Otel’de verilen yemeğe Vali Necati Şentürk ve eşiyle kent protokolü ve eşleri, şehit yakınları ve gaziler katıldı. Vali Sayın Necati Şentürk, iftar sonrasında yaptığı konuşmasında, bütün şehitlerimizi rahmetle ve saygıyla andıklarını söyledi. Hayırlı ve güzel bir ramazan akşamında şehit yakınları ile bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirten Şentürk, “Hepimizin en büyük arzusu şehit olmaktır. Şehitlik en büyük mertebedir. Biz bugün bu sofrada oturuyorsak; inancımızla, bayrağımızla, ezanımızla var isek ve yaşıyorsak bunu şehitlerimize borçluyuz” dedi.

Vali Necati Şentürk’ün şehit aileleriyle sohbet ettiği iftar programı, İl Müftüsü Mehmet Şahin’in yaptığı duanın ardından sona erdi. (SALİH GÜNER Kırşehir DHA)