Gündem Bıraksak akşama kadar konuşacaksın

Bıraksak akşama kadar konuşacaksın

20.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı FETÖ medya yapılanması davasına devam edildi. Mahkeme Başkanı, duruşmada detaylı savunma yapan sanık Ilıcak’a “Bıraksak akşama kadar anlatacaksın” dedi

Bıraksak akşama kadar konuşacaksın

İstanbul’da Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan ile kapatılan Zaman Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı FETÖ medya yapılanması davasına dün devam edildi.
İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül ile tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman katıldı. Tutuklu sanık Ahmet Altan ise duruşmaya cezaevinden SEGBİS ile katıldı. Gazeteciler Yasemin Çongar ile Hasan Cemal, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Altan Tan ile çok sayıda kişi de duruşmayı izledi.
6 dolar tutanakta
Mahkeme Başkanı, emanette bulunan ve Mehmet Altan’a ait olduğu belirtilen 6 adet 1 ABD dolarının mahkemeye gönderildiğini belirtti. Mahkeme Başkanı, söz konusu para zarfını açarak 3’ünün F, diğerlerinin ise K, E ve B serisi olduğunu tutanağa geçirdi. Daha sonra sanık Nazlı Ilıcak’a söz verildi. Ilıcak “3 ay önce sizi suçsuzluğuma ikna etmeye çalıştım. Fakat duruşma sonunda somut delile dayalı, kuvvetli suç şüphesi dediniz, ben 3 aydır cezaevinde düşünüyorum; darbeyi bildiğim ve zemin hazırladığına yönelik deliler nelerdir? Siz bana söyleyin ben de ona göre savunmamı yapayım. Mahkeme heyeti, darbeyi önceden bildiğimi ispatlamak zorunda” dedi.
‘Villa mı aldım?’
“Darbe olsaydı, ben bakan mı olacaktım, para mı cukkalayacaktım? Ben Bank Asya’dan krediyle villa mı aldım? Menfaat peşindekiler hapiste değil. Ben hiçbir zaman menfaat peşinde olmadım” diyen Ilıcak, gazetecilerin suç teşkil etmeyen yazılarından dolayı sorumlu tutulamayacağını belirtti. Ahmet ve Mehmet Altan dışındaki hiçbir sanığı tanımadığını söyleyen Ilıcak, “En yanlış insana darbeciliği yamadınız. 27 Mayıs’tan beri darbelerden nefret ederim” diye konuştu.
Ilıcak, firari savcı Zekeriya Öz ile kar topu fotoğrafını anımsatarak “Zekeriya Öz’ü aklamak için bu fotoğrafı çektirdiğim iddia ediliyor. Halbuki ben Oda TV soruşturması yapılırken Sadullah Ergin’i arayıp Zekeriya Öz’e soruşturma açılamaz mı diye sormuştum” dedi.
Mahkeme Başkanı, Ilıcak’a eksik hususlara değinmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunarak “Bıraksak akşama kadar, sabaha kadar konuşacağınızı biliyorum” deyince Ilıcak, “Masumiyetimi ispat etmeye çalışıyorum” dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, “Siz bunu daha öz anlatabilecek kabiliyettesiniz” cevabını verdi.
Ilıcak, “Burada sürekli suçsuzluğumu anlatmaktan yoruldum. Tahliyemi talep ediyorum” diyerek ağladı.
Taleplerle ilgili kararını açıklayan mahkeme heyeti, delil durumu, kaçma şüphesinin varlığı ve haklarında öngörülen ceza miktarını dikkate alarak, tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Yakup Şimşek, Fevzi Yazıcı ve Şükrü Tuğrul Özşengül’ün bu hallerinin devamına hükmetti. Heyet, duruşmayı 13 Kasım’a erteledi.

‘Somut kanıt gösterin, savunma yapmayacağım’

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, SEGBİS ile duruşmaya katılımı sağlanan sanık Ahmet Altan da beyanda bulundu. Altan, yargıçların tanrısal bir dürüstlüğe sahip olması gerektiğini ifade ederek, “Milleti millet, devleti devlet yapan yargıçlardır. Devletin içinden yargıcı çıkarırsanız devlet silahlı çeteye dönüşür. Yargıcı da yargıç yapan, diploması veya kürsüsü değil, tanrısal dürüstlüğe sahip olmasıdır” diye konuştu.
Mehmet Altan ile birlikte “subliminal mesaj verme” suçundan gözaltına alındıklarını ancak daha sonra bu suçlamanın kaybolduğunu ve darbe girişimini gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılandıklarını aktaran Altan, “Bu iddianın saçmalığı, suçun ağırlığından bile daha büyüktür. Her ay yapılan incelemelerde tutukluluğumuzla ilgili yargıçlar hakkımızda ‘somut kanıtlar olduğunu’ söylediler. Hiçbir yargıç, hiçbir somut kanıt gösteremedi. İddialarla ilgili bir tek somut kanıt gösterin, bir daha savunma yapmayacağım ve en ağır hükümde bile temyize gitmeyeceğim” dedi.

‘İddianame bir utanç belgesi’
Beyanı alınan tutuklu sanıklardan Mehmet Altan, “Türk Ceza Kanunu’nda da tanımlanmayan bir suçlamayla gözaltına alınmam ve bu suçlamanın sulh ceza hakimliği tarafından onaylanarak tutuklanmam, hukukun olmadığını ispatlıyor” dedi.
22 Eylül 2016’da asılsız bir haberde yayınlanan bir cümleyle tutuklandığını belirten Altan, “İddianame, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun açık hukuk kurallarına aykırı, varsayımlara dayalı bir utanç belgesidir” diye konuştu.

Haberin Devamı