Diyarbakır Bismil'de ‘Medya Ve Algı Yönetimi' Semineri Verildi

Bismil'de ‘Medya Ve Algı Yönetimi' Semineri Verildi

27.12.2017 - 10:22 | Son Güncellenme:

.

Bismilde ‘Medya Ve Algı Yönetimi Semineri Verildi

Diyarbakır’ın Bismil İlçe Belediyesi ve Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “Medya ve Algı Yönetimi” konulu bir seminer verildi.
Bismil Kaymakamlığı Konferans Salonunda gerçekleştirilen seminere, Kaymakam ve Belediye Başkanı Turgay Gülenç, Emniyet Müdürü Hakkı Öztürk, Müftüsü Ahmet Durmuş, Milli Eğitim Müdürü Aydın Ak, Belediye Meclis Üyesi Mahmut Vural, kurum müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. UMED Başkanı Aslan Değirmenci, konuşmacı olarak katıldığı panelde, medya tarafından gerçekleştirilen manipülasyonları örnekleriyle katılımcılara gösterdi. Değirmenci, “Gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek basın özgürlüğü değil, bizzat basın özgürlüğü maskesi altında ihanettir” dedi.
Tüm darbelerin psikolojik harekat kısmında bir takım medya kuruluşlarının yer aldığını ifade eden Değirmenci, “Kullanılan medya hiç değişmemiş, karşımıza aynı kodları ile 28 Şubat darbesi ve 15 Temmuz işgal gecesinde de çıkmıştır. Kendilerine cunta karargahları tarafından verilen görev, darbe öncesinde vesayete zemin hazırlama, darbe sırasında ve sonrasında cuntacılara meşrutiyet kazandırma olmuştur. 28 Şubat sürecinde vesayete destek veren medya yakın tarihte karşımıza Gezi olayları, 7 Şubat MİT krizi, 17/25Aralık küresel operasyonuna destek vererek çıkmıştır. 28 Şubat sürecinde ulusalcı maskeyle karşımıza çıkanlar ansızın FETÖ saflarında yerini almış, Neo-Con projelerine gazete manşetlerinde, köşe yazılarında ve televizyon programlarında destek vererek kaos ortamı oluşturup, 15 Temmuz işgal girişimine zemin hazırlamakla meşgul olmuşlardır. Masa başı sipariş haberler ve Pensilvanya’dan kendilerine ulaştırılan sahte materyallerle sivil iradeyi, hükümeti ve devleti hedef alan bu ittifak, asimetrik savaş taktiği olan manipülasyonlarla kayıt dışı siyasete hizmet etmiştir” diye konuştu.
28 Şubat sürecinde aktif rol alan gazetecilerin yargıdan kaçırıldığını ifade eden Değirmenci, şunları söyledi:
“Darbeye zemin hazırlamak, kaos meydana getirmek, etnik ve mezhepsel gerilimleri tırmandırmak, insanları bölmek, ekonomiyi sarsmak için yapılan haberler kayıt altındadır. Dahası 28 Şubat darbesinde, cunta karargahından ödül alan gazeteciler listesi internet sitelerinde dolaşmakta, savcılığa da zamanında teslim edilmiştir. Ancak hiç biri hakkında bir soruşturma bugüne kadar başlatılmamıştır. Oysa hukuk önünde herkes eşittir. Eğer hukuk işletilse, illegal örgütlenmelerinin illegal hedeflerine aracılık eden gazetecilerden hesap sorulsaydı, Gezi olayları, 7 Şubat MİT krizi, 17/25Aralık küresel operasyonunda karşımıza tekrar çıkmazlardı. 12 Eylül ve 28 Şubat darbe davalarında ki en büyük dört eksiklikten biri medya ayağının soruşturulmamasıdır. Diğer üç eksiklik ise sivil ayağın deşifre edilmemesi, dış bağlantıya dair hiçbir inceleme yapılmaması, faiz lobisinin üzerine gidilmemesidir. Düşünün Batı Çalışma Grubu hakkında gereken yapılıyor ancak BÇG’nin kontrolünde sahayı kuşatan beşli çete hakkında gereken yapılmıyor. Gereken yapılmayınca da her dönem milli iradeyi hedef alıyorlar. Temel sorunumuz bu. Yani darbecilerle tam anlamıyla hesaplaşamamak.”