Bombadan kaçtılar açlıkla savaşıyorlar

Onlar savaşın karanlığında kaybolan milyonlarca Suriyeliden sadece bir kısmı. Açlık ve sefaletle savaşan Suriyeliler, şimdi de dondurucu soğuklarla mücadele ediyor. Kimisi kamplardaki derme çatma çadırlarda, kimisi sığındıkları odunlukta. Hatay’ın Yayladağı ilçesi sınırı karşısında bulunan Şehitler Kampı’na kaçan binlerce kişi, dondurucu soğuk altında da iç savaşın neden olduğu mağduriyeti yaşıyor. Bombalardan canlarını kurtarmak için kamplara sığınan Suriyeliler, artan göç nedeniyle battaniye ve sobanın yetersiz kaldığı çadırlarda da yer bulmakta zorlanıyor. Halep’teki bombardımanlardan kaçarak Türkiye’ye gelen 11 kişilik Suriyeli bir aile ise, Gaziantep’te sığındıkları odunlukta yaşamaya çalışıyor. Kısacası onlar yaşamak için her gün yeni bir mücadele vermek zorunda.

Bir çadırda 20 kişi

Hatay’ın Yayladağı ilçesi sınırı karşısındaki boş alanlara gelenler, kurdukları çadırlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Çoğu çadırda, soba ve yere serecek kilim bile yok. Bazıları tek çadırda 20 kişi yaşarken, bazıları da beraberinde getirdiği küçükbaş hayvanlarla aynı çadırda kalıyor.

Muhammed Hamro, kamplarda yaşam mücadelesi veren binlerce Suriyeliden sadece biri. İdlib’den 1 ay önce göç eden Hamro, 6 metrelik çadırda 3 çocuğuyla yaşamaya çalışıyor. Savaşın darmadağın ettiği hayatlardan biri de Suriyeli Haççuz ailesi. İç savaşta hayatta kalabilmek için sürekli yer değiştiren aile, açılan insani koridor sayesinde yaklaşık 3 ay önce Halep’ten kaçarak Türkiye’ye sığındı. En büyüğü 11 yaşındaki 8 çocuklarıyla Gaziantep merkezde bir odunluğa sığınan aile, ev sahibi ve komşularının yardımlarıyla hayata tutunmaya çalışıyor. Baba Ömer Haççuz, “Hiç paramız, eşyamız kalmadı. Yiyecek ekmeğimiz, erzağımız tükendi” diye konuştu.

‘Yüreğim parçalandı’

Odunluğun sahibi Halime Demir, yakacak almak için odunluğa gittiğinde Suriyeli aileyle karşılaştığını kaydetti. Demir, “Kapıyı açınca daracık yerde 8 çocukla 2 anne gördüm. ‘Ne işiniz var burada’ diye sorunca, kadın boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Ben de bir şey diyemedim, kalmalarına izin verdim. İki gün önce şiddetli yağmur yağdı. Çocukların hepsi yağmurun altına kaldı. Yüreğim parçalandı. Bir çadır alıp odunluğun üzerini örttük ama bunlar çare değil.”