Ankara Bozdağ, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu

Bozdağ, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu

22.02.2018 - 13:31 | Son Güncellenme:

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: (6) "(Zeytin Dalı Harekatı) Bugüne kadar TSK'nın operasyonlarında, bırakın hayatını kaybeden, burnu kanayan bölgede tek sivil olmamıştır" "Doğrudan Suriye yönetimiyle bir görüşme olmamıştır ancak Rusya üzerinden Suriye yönetimiyle bir görüşme, Türkiye'nin beklentilerinin oraya iletilmesi hadisesi vaki olmuştur. Şu anda burada sağlanan mutabakat hava unsurlarını da kullanmamız nedeniyle ve bizim bu bölgedeki operasyonumuz karşısında bir karşı operasyon olmaması nedeniyle de devam etmektedir. Devlet yönetimi arasında, siyasiler arasında doğrudan bir görüşme yoktur" "(AB'nin 'vize serbestisi için şart koştuğu' iddiaları) Zeytin Dalı Harekatı'nın durdurulmasına ilişkin bir şart koşulması söz konusu değil"

Bozdağ, Aa Editör Masasına Konuk Oldu

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, "Bugüne kadar TSK'nın operasyonlarında, bırakın hayatını kaybeden, burnu kanayan bölgede tek sivil olmamıştır." dedi.

Haberin Devamı

Bozdağ, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un, "Türkiye'nin güvenlik çıkarlarının Şam ile doğrudan diyalog yoluyla aşılabileceği" şeklindeki sözlerinin aktarılmasının ardından, "Türkiye ile Esed rejimi arasında bir iletişim kanalı var mı? Böyle bir görüşme kanalı oluşturulması gündemde mi?" sorusu üzerine Bozdağ, Rusya'nın, Türkiye'nin Suriye rejimiyle masaya oturmasını çok arzu ettiğini, aynı şekilde İran'ın da bunu istediğini aktardı.

Suriye'de yaklaşık 700-800 bin insanın öldüğünü, milyonlarca insanın yerinden, yurdundan edildiğini vurgulayan Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Böylesi bir fotoğraf varken Türkiye'den bunu beklemek pek akılcı bir yaklaşım değil. Ama şunu da hepimizin görmesi lazım, Türkiye daha önce Fırat Kalkanı Harekatı'nı yaptı, Zeytin Dalı Harekatı'nı yapıyor. İdlib'de gerginliği azaltmak için gözlem noktaları oluşturuyor. Bütün bunlarla birlikte Astana ve Soçi sürecinde birtakım çalışmalar yapılıyor. Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekatı'nda hava unsurlarının kullanılması, aynı şekilde Zeytin Dalı Harekatı'nda hava unsurlarının kullanılması, dolaylı da olsa Suriye yönetiminin rızasıyla yapılmaktadır. Doğrudan Suriye yönetimiyle bir görüşme olmamıştır ancak Rusya üzerinden Suriye yönetimiyle bir görüşme, Türkiye'nin beklentilerinin oraya iletilmesi hadisesi vaki olmuştur. Şu anda burada sağlanan mutabakat hava unsurlarını da kullanmamız nedeniyle ve bizim bu bölgedeki operasyonumuz karşısında bir karşı operasyon olmaması nedeniyle de devam etmektedir. Devlet yönetimi arasında, siyasiler arasında doğrudan bir görüşme yoktur. Fakat istihbarat örgütleri gerektiği zaman görüşebilirler."

Haberin Devamı

Bozdağ, harekat başladığında Suriye'nin İstanbul Başkonsolosuna, bu harekatı neden başlattıkları, kapsamı, ne kadar süreceği, neler yapmak istendiğini içeren bir notanın da verildiğini bildirdi.

- Terör örgütlerinin kara propaganda faaliyetleri

Sosyal medya üzerinden terör örgütü yandaşlarının Zeytin Dalı Harekatı'na karşı yürüttüğü kara propaganda çalışmalarına yönelik bir soru üzerine Bozdağ, Zeytin Dalı Harekatı öncesinde, Türkiye'de çukur terörünü bastırma harekatı sırasında da bunun görüldüğünü söyledi.

Haberin Devamı

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, PKK terör örgütünün, bütün Batı'yı aldatmak için bu dönemde de büyük bir gayret içerisine girdiğini, öldürülen teröristlerin sivil gibi gösterilmesi için pek çok girişimde bulunduğunu belirtti.

Bozdağ, terör örgütlerince, Zeytin Dalı Harekatı başladıktan sonra da fotoğraf ve görüntüler üzerinden benzer girişimlerin olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Daha önce başka yerde olmuş bir olaya ilişkin görüntüleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonu sonrası ortaya çıkmış görüntüler gibi göstermeye çalıştılar. Anadolu Ajansının ödül verdiği bir fotoğrafı dahi Türk Silahlı Kuvvetlerinin harekatındaki bir olayın fotoğrafı gibi göstermekten çekinmediler. Tarihi eserlere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin zarar verdiğine dair, kimyasal silah kullanıldığına dair, sivillere zarar verildiğine dair haberler yaydılar. Bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonlarında bırakın hayatı kaybeden, burnu kanayan, bölgede tek sivil olmamıştır, yoktur. Böylesine büyük bir operasyonda böyle bir sonucun olması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sivilleri koruma, onlara zarar vermeme konusundaki hassasiyetinin doğal bir sonucudur."

Haberin Devamı

Terör örgütünün, TSK'nın yürüttüğü harekatın aksine, Türkiye'ye dönük, sivillerin yaşadığı alanlara roketler attığını ve mabette ibadet edenlerin, yatağındaki insanların hayatını kaybettiğini belirten Bozdağ, "Eğer bir sivil kayıp varsa, terör örgütünün Türkiye'de yaptığı saldırı sonucu hayatını kaybeden siviller var. Terör örgütü, ölen teröristlere sivil elbisesi giydiriyor ya da Türk Silahlı Kuvvetleri ile çarpışan teröristlere sivil kıyafetler giydirip onları bu şekilde çarpışmaya sokuyor ve öldüğü zaman da 'Siviller öldü' propagandasına gidiyor. Halkı sivil kalkan olarak kullanmaya gayret ediyor. 'Halk ölsün ki ben uluslararası alanda bunu kullanayım' diye oradaki masum insanların hayatını tehlikeye atıyor." ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

- "Yalanlarını yüzlerine vurmaya devam edeceğiz"

Türkiye'nin, PKK/PYD terör örgütünün kara propagandalarını deşifre etme konusunda başarılı bir çalışma yaptığını vurgulayan Bozdağ, "Anadolu Ajansına bu konuda yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüze teşekkür ediyorum. İstihbarat teşkilatımız, askeri birimlerimiz büyük bir koordinasyonla bu işi harekatı yapıyorlar; yalanları daha ortaya çıktıktan bir kaç saniye sonra bunları deşifre etmeye biz devam edeceğiz. Bundan sonra da yalancılıklarını gerçeklerle yüzüne vurmaya devam edeceğiz." dedi.

- "Beş ayrı komisyon kuruldu"

Bozdağ, uyum yasalarıyla ilgili gelinen son aşamaya ilişkin ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla beş ayrı komisyon kurulduğuna dikkati çekti.

Beş ayrı komisyonun üzerinde, bütün komisyonların çalışmalarını değerlendiren bir üst komisyon bulunduğunu vurgulayan Bozdağ, üst komisyonun ayda bir Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında, Başbakan Binali Yıldırım, komisyon üyeleri ve alt komisyonların başkanlarının katıldığı toplantılar yaptığını belirtti.

Bekir Bozdağ, bugüne kadar iki kapsamlı toplantı yapıldığını, komisyon çalışmalarının kısa sürede tamamlanacağını ve düzenlemenin parlamentoya sevk edileceğini bildirdi.

Meclis Başkanlığına sunulan ittifakla ilgili düzenlemenin bir yönüyle de farklı bir yansımayı içerdiğini aktaran Bozdağ, 18 yaşını dolduran Türk vatandaşlarının mahalli yönetimlerde aday olmasının önünü açan düzenlemelerin bu metnin içerisinde yer aldığını söyledi.

Bozdağ, "Önümüzdeki günlerde, çok yakın zamanda siyasi partiler kanunu, seçim kanunları, Cumhurbaşkanlığı seçim kanunu ve diğer bütün seçimlere, siyasete ilişkin düzenlemelerdeki uyum yasaları öncelikle parlamentoya gelecek, bunları görüşeceğiz. İç tüzükle ilgili, idarenin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili kısımlar çalışılıyor. Üst düzey kamu personeliyle ilgili yeni dönem nasıl olacak, bunlara ilişkin kısımlar da çalışılıyor. Bunlar parlamentoya gelecek." ifadesini kullandı.

Seçim barajını yüzde 10'un altına indiren düzenlemenin yapılmasının söz konusu olmadığına değinen Bozdağ, yüzde 3 oy alan partilerin Hazine yardımı aldığını bunu daha da aşağı çekmeyi gerektirecek durumun da bulunmadığını belirtti.

- "AB üyesi ülkelerin Türkiye'ye destek olması gerek"

"AB Dışişleri Bakanları toplantısında Vize serbestisi için terörle mücadele yasasının yumuşatılması ile Zeytin Dalı Harekatı'nın durdurulmasının şart koşulduğu" yönünde haberlerin yapıldığının hatırlatılması üzerine Bozdağ, "Zeytin Dalı Harekatı'nın durdurulmasına ilişkin bir şart koşulması söz konusu değil." dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, o toplantıya katılan bazı bakanların bu yönde açıklamalarının bulunduğunu, alınan bir karar olmadığını ifade etti.

Bozdağ, şöyle devam etti:

"Terörle Mücadele Kanunu'nda bazı değişiklikler yapılması konusunda şartları var. O da yeni değil, önceden de vardı. Biz de Türkiye olarak bunu çok net ifade ettik, Türkiye terörle böylesine hayati mücadele verirken Terörle Mücadele Yasasında teröristlerin lehine, terörü güçlendirecek bir düzenlemeyi Türkiye'nin yapması mümkün değil. Yapmayacağımızı da biz kendilerine çok net şekilde söyledik."

Türkiye'nin terörle mücadelesinde AB üyesi ülkelerin Türkiye'ye destek olması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, DEAŞ ile nasıl mücadele ediliyorsa PYD/PKK, KCK, FETÖ, DHKP-C terör örgütleriyle de aynı şekilde mücadele yapılması gerektiğini vurguladı.

- "İkircikli bir yaklaşım ortaya koyuyorlar"

Herkesin DEAŞ ile mücadeleye odaklanmak istediğine işaret eden Bozdağ, şu görüşlere yer verdi:

"Öbür kısımlara odaklanmayı bırakıyorlar. Peki DEAŞ terör örgütü de FETÖ, DHKP-C, PKK, YPG terör örgütü değil mi? Onlar terör örgütlerini 'İyi terör örgütü, kötü terör örgütü' diye ayırıyorlar. Kendileri için bazılarını terör örgütü görmüyorlar. Öbürlerine de büyük kolaylık sağlıyorlar. PKK'yı bir yandan terör örgütü görüp bir yandan Avrupa'nın pek çok ülkesinde sergi açmasına, toplantı, gösteri yapmasına, finans temin etmesine, terörist devşirmesine, eğitim yapmasına izin veriyorlar. Siz hem terör örgütü diyorsunuz hem bunu yapıyorsunuz. Kabul edilebilir bir şey mi? Değil.

Biz şunu görüyoruz, Türkiye söz konusu olduğunda AB üyesi ülkeler de ABD de terör örgütlerine karşı ikircikli bir yaklaşım ortaya koyuyor. Afrin ile ilgili ne deniliyor? 'Orada DEAŞ'a odaklanalım.' Peki 'DEAŞ terör örgütü, biz de odaklanalım, beraber mücadele edelim' ama PYD/YPG'ye gelince orayı gevşetelim. Bu olabilir mi? Madem samimisin, madem açığız öyleyse hem DEAŞ ile hem PYD hem YPG ile hem PKK ile aynı kararlılıkla birlikte mücadele etmemiz lazım."

Bekir Bozdağ, Türkiye'nin kendi ulusal güvenliğini ilgilendiren konularda hiçbir ülkenin tavsiyesine, telkinine uymayacağını belirtti.

Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bizim ulusal güvenlik şartlarımız neyi gerektiriyorsa, bu milletin ve devletin bekası neyi gerektiriyorsa bir dünya bir araya gelse biz devletin ve milletin bekası için yapılması gerekenleri tercih ederiz. O yüzden Türkiye'nin terörle etkin mücadele yapması gereken konularda teröre desteklerini çekmesi gerekenlerin, Türkiye'nin yanında yer alması gerekenlerin Türkiye'ye 'Terörle mücadele yasasını yumuşatın' demelerini biz anlamakta zorlanıyoruz. Böyle bir değişiklik yapmayacağımızı da herkesin bilmesi lazım."

(Bitti)