Bunları Her Anne Yaşıyor, Siz Bilmiyorsunuz!

Bundan tam 17 ay önce erkek annesi oldum. Erkek olduğunu belirtiyorum çünkü toplumsal statüden ziyade muazzam bir gaz problemiyle savaşmaya başladım.Her gece uykusuz kaldım, kendimi hamileyken çok severken bir anda beğenmemeye, aşkımızın meyvesi sandığım oğlumu aramızı bozan bir varlığa ve bana her soru sorana düşman olmaya başladım.

Hayatım değişti, iş hayatım bitmese de bir molaya girdi, bedenim hiç hamileyken ki gibi sevimli değildi, kocalar anlayışsızdı, emzirme kutsallığının yanı sıra toplum arasında yapılınca bir işkenceydi, herkes ağzıma bir şey tıkmaya çalışıyor ben sadece eskisi gibi olacak mıyım diye düşünüyordum ve en büyük düşmanım kayınvalidem, annem yani birinci derece yakınlarımdı…

Haberin Devamı

Böyle devam etti, aylarca ben kendimi her gün daha kötü hissettim, daha kötü hissettikçe vicdan azabım arttı, bu kısır döngü sürdü gitti.

Annelik dünyanın en kutsal şeyi, en güzel varlığınız yavrunuz, ama annelik aynı zamanda da kimsenin size hamileyken anlatmaya dilinin varmadığı inanılmaz zor, değişken ve alışılması zaman alacak bir ruh hali. Banyoya girememek, çocuğunuzu gazından dolayı çatlayacak şekilde ağlarken görmek, ona bir şey yapamadığınız için vicdan azabı çekerken bir yandan 24 saatlik uykusuzluğa dayanmak herkesin yaşadığı bir süreç. Geçiyor mu? Evet geçiyor. Bazılarını delip , bazılarını delirtip , bazılarınıysa o çok istediği rüya aileden vazgeçirip geçiyor.

Doğumunun 6.ayından sonra çok sert bir lohusa bunalımına girmiş bir anne olarak, bu süreçte bana iyi gelen tek şeyin kendimi zorlamamak olduğunu ve her şeyi herkesin yaşadığını bilmek olduğunu umutla herkese söylemek istiyorum.

Kendinizi zorlamayın, size ne iyi geliyorsa onu yapın ve ne istiyorsanız onu yapacağınız 1 saat kuralını kendinize koyun. Bu bazen kahve içmek, bazen duş almak, bazen dışarı çıkmak olsun. İster bebeğiniz uykudayken bunu yapın, isterseniz birine bırakarak. Önce vicdan azabı duyup koşa koşa yanına gitmek isteseniz de, size nasıl iyi geleceğini göreceksiniz.