ALASKA’DA GÖRSEL ZiYAFET

* Alaska’ya sizi götüren ne oldu?
Birincisi, kanlı canlı buzulu, buzulun erimesini insanlara göstermekti. İkincisi de; buzulların erimesi sonucu doğada yaşananlarla ilgili duyarlılığı artırmak.

* İzlenimlerinizi anlatabilir misiniz?
Buzul kütlelerinin karaya uzantıları olduğu için bazı buzullara şehrin içerisinden ulaşıyorsunuz. Bazılarına da helikopterle gitmeniz gerekiyor. Çok çok eskiye gitmeye gerek yok. Hep diyoruz ya “Yüzyıl sonra şunlar olacak” o yüzyıllar geldi. Bölgenin yerlileriyle konuştuk, zaman içerisindeki değişimi gösteren fotoğraf karelerine baktık... Metrelerce mesafe buz geriye gitmiş, net bir şekilde görülüyordu. Buzulların eriyerek oluşturduğu dereler, nehirler var. Buz parçalarının içinden sular akıyor. Yapılan bilimsel araştırmalarda da buzulların yüzde 95’inden fazlasının eridiği sonucu ortaya çıkıyor. Sadece yüzde 2-3’lük kısmı büyüyor.

* Küresel ısınmayla ilgili hazırlanan felaket senaryolarından biri de buydu .
Evet, buzulların erimesini net bir şekilde izleyenler de görecektir. Küresel ısınma, küresel iklim değişimi şu anda dünya üzerinde yaşayan insanların şahit olduğu bir şey değil. Binlerce hatta on binlerce yıl öncesinde bu ısınma, soğuma sürekli olmuş. Biz şu anda küresel trend içindeyiz. Buzul erimesi ne netice veriyor ona bakmak lazım. Ben verimli toprakların yer değiştirmesi olarak görüyorum.

* Belgesel tadında bir program mı olacak?
Bir meteoroloji mühendisi gözüyle Alaska gezisi diyelim. Duyacakları şeylerin bir kısmını biliyorlar, bir kısmını bilmiyorlar. Buzullar eriyor diyoruz, ama ne kadar eriyor?İzleyenler yalnızca bilimsel bilgiler almayacak, aynı zamanda çok zengin bir görsellik de var programda. Dağ manzaraları, buzullar... Alaska’da nereye başınızı çevirseniz bir Hollywood görüntüsü, bir film karesi gibi. Görsel bir ziyafet izleyecekler.

* Kaç bölüm haline yayınlanacak program?
20’şer dakikalık kolajları üç bölüm halinde izleyebilecekler.

“Dehşet bir soğuk yok”
* Korkunç bir soğuk var mıydı?
Çok çok soğuk bir yer değil. Biz eylül ayında gittik, dehşet bir soğuk yoktu. Buzulun olduğu yerler bile 5-6 dereceydi. O nedenle insanlar bir kot pantolon, bir kazakla beni görünce şaşırmasınlar. Buzula tırmanmaya başladığımız anda kaz tüyü paltolarımızı giydik tabii. Çok çok soğuklar Kuzey Kutbu’nda vardır. Biz uçaktan indikten sonra karayoluyla birkaç farklı buzula gittik. Kuzey Amerika kıtasının en büyük dağı McKinley üzerindeki buzula iki sefer uçakla inemedik ama. Ekrana yansıyacak olanlar yaşadıklarımızın bir kısmı.

* Tırmanışlarda neler yaşadınız?
İlk tırmanacağımız buzulun oraya yanımızda rehber olmadan gittik. Sonraki gün yapacağımız çekim için keşif yapmak istemiştik. Şehirden üç saatlik mesafe, bir saatlik yürüyüş yolu... Neler yapacağımızı düşünürken akşam oldu, zifiri bir karanlık vardı. Yolu karıştırdık ve herkes farklı bir dönüş yolu göstermeye başladı. Oradan mı, buradan mı gitsek derken bataklık gibi çamur yerlere girdik. Neyse ki sonrasında fark ettiğimiz kukaları takip ede ede yolumuzu bulduk. Yarım saat, bir saat daha dolaşsaydık bayağı korkardık. Biyolojik yaşantının en üst seviyede olduğu, vahşi yaşamın ciddi anlamda korunduğu bir bölge. “Yaşanır mı?” diye soracak olursanız, yazın bir döneminde belki yaşanabilir. Çünkü iklim çok zor, çok sert.

* Kaç kişilik bir ekipti?
Üç kişilik bir ekiple hareket ettik. Bir hafta kaldım.

“SIRADAN BiR KASIM BEKLEMEYiN!”
Bahar aylarının ortadan kalmasıyla ilgili de konuşan Bünyamin Sürmeli, “Ara mevsimlerin ortadan kalkması küresel iklim değişikliğinin getirdiği neticelerden biri. Bu değişiklikle beraber ana mevsimlere yani yaz ve kışa doğru mevsim geçişleri hızlanıyor. Bahar dediğimiz dönemleri artık bazen kış bazense yaz örnekleriyle geçireceğiz. Yalnızca biz değil tüm dünyada bir farklılaşma var. “Önümüzdeki günlerde hava çok sıcak ya da çok soğuk olacak” diyemem ama çok sıradan bir kasım beklenmemesi lazım. Önümüzdeki hafta pastırma sıcakları var.” dedi.