Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Müzik Yorumcuları Meslek Birliği’nin (MÜYORBİR) yaptığı Genel Kurul’da Yönetim Kurulu değişti, ama birliğin aldığı bir karar var ki, sanıyorum bu değişmeyecek.
MÜYORBİR’in Yönetim Kurulu, Genel Kurul’a gitmeden önce müziğin yaşayan değerlerini onurlandırmak amacıyla önemli bir karar aldı.
Bu karara göre MÜYORBİR, meslek birliğine üye olan ve yorumcu-lukta 50 yılı geride bırakan sanatçıları “Onur Ödülleri” ile ödüllendirmeye karar verdi.
MÜYORBİR’in aldığı karara göre çok yakında yapılacak bir organizasyonla 18 sanatçıya “Müzikte 50. Yıl Onur Ödülü” verilecek. Kültür Bakanlığı’nın da desteğiyle gerçekleştirile-cek geceyi TRT de naklen yayınlayacak.
Bu gecede “Müzikte 50. Yıl Onur Ödülü” verilecek sanatçılara gelince... İşte o sanatçılar:
Adnan Şenses, Alpay, Ayten Alpman, Berkant, Erkin Koray, Erol Büyükburç, Gönül Yazar, İlham Gencer, Metin Ersoy, Mustafa Kandıralı, Mustafa Sağyaşar, Nesrin Sipahi, Neşet Ertaş, Önder Bali, Salim Dündar, Şevket Uğurluer, Tülay German ve Yaşar Özel...
Şarkıcılıkta 50 yıl ayakta kalabilmek, dile kolay... Bu zoru başaranları kutluyorum.   

18 şarkıcıya 50. yıl ödülü



Şimdi “home ofis” moda
Hafta sonu, öğrencilik yıllarımdan arkadaşımın mimarlık ofisine gittim.
Son yılların gözde sektörü olan inşaat işleri malum şu sıralar duraklama döneminde.
O nedenle de tahminim, işleri kesat, sohbete vakti boldur düşüncesindeydim.
Ancak ofise gittiğimde yanıldığımı gördüm. Ekibi ha bire projeler üretiyordu.
Ama üzerlerinde çalıştıkları projeler, yeni sitelerin projeleri değil, iş dünyasındaki yeni trendin habercisiydi...
Arkadaşım, “Artık yeni moda bu... Ekonomik kriz sonrasında birçok insan, ofis masrafından kurtulmak için bu yolu seçti. Ha bire home ofis projeleri çiziyoruz” dedi...
Bana ilginç geldi...
Sizce de öyle değil mi?
 


300 kişilik salonu kapatıp ‘Hızlı ve Öfkeli’yi izledim!
2 Nisan’da yaşadığım o lüks ve keyiften sonra karar verdim. Bundan böyle merak ettiğim filmleri vizyona girdikleri ilk günün ilk seansında izleyeceğim.
Çünkü etrafınızda ne zırt pırt çalan cep telefonlarına, “Sinemadayım sinemada... Çıkınca arayacağım seni” diyerek konsantrenizi bozanlar oluyor, ne de çatır çutur patlamış mısır yiyerek sinirinizi bozanlar...
2 Nisan’da vizyona giren filmlerden ikisini merak ediyordum.
Kadıköy Bahariye Caddesi’ndeki sinemalara baktım, iki sinemada da “Hızlı ve Öfkeli 4” vizyondaydı... Cinema Moda’nın gişesine gittiğimde saat 12.05’ti... 12.15 seansına bir bilet alıp, içeri girdim. Bu tür yerlerde artık cam bardakta demleme çay içmek hayal, ama baktım burada var. Çayımı alıp, beklemeye koyuldum. Çok geçmeden görevlilerden biri geldi, “Abi hangi salon sizinki?” diye sordu.
Birinci salona bilet aldığımı söyleyince,  “Çayınızı içeride içebilirsiniz. Çünkü Salon 1’de sizden başka müşteri yok” dedi.
Çayımı alıp, salona girince anladım görevlinin 2 Nisan’da hâlâ 1 Nisan şakası yapmadığını...
300 kişilik salonda tek başınaydım...
Cep sinemalarda benim dışımda 3-5 seyirciyle film izlemişliğim vardı, ama 300 kişilik koca bir salonda tek başına hiç film seyretmemiştim.
Üstelik bu keyfi, 10 lira verip aldığım biletle yaşadım.
Vin Diesel, Paul Walker, Michaelle Rodriguez ve Jordana Brewestar’in başrolünü paylaştığı “Hızlı ve Öfkeli 4”, serinin diğer filmleri gibi hırsızlık ve otomobil yarışları üzerine kurulu bir aksiyon filmi... Filmin başında ekibin bir TIR’ın taşıdığı benzin tankerlerini çalma sahneleri var ki, süper... “Hızlı ve Öfkeli 4” filmi, sadece o sahneler için bile olsa, izlemeye değer...
Akşamüzeri de Morgan Freeman ve Antonio Banderas’lı “Son Oyun” filmini izledim.
Tepe Nautilus’taki Cinebonus’ta, Cinema Moda’daki gibi tek başına değildim... Salonda benden başka 10-15 izleyici daha vardı. Ondan olsa gerek “Son Oyun” filmi bana “Hızlı ve Öfkeli 4” kadar keyif vermedi.
Onca emek ve para harcanan bir filme, sinemaseverlerin ilgi göstermemesinin sebebini merak ettim. Cinema Moda’daki görevli, “Bu filme özgü bir şey değil. Bizde ilk seanslar genelde zayıf geçer” dedi. Tepe Nautilus’ta “Hızlı ve Öfkeli 4”ün gişesini sordum. Görevlinin gösterdiği tabloya göre “Hızlı ve Öfkeli 4”ün ilk seanstan itibaren gişesi hiç de fena değildi.