Can Yücel’in eşi, hocasının izinde
Güler Yücel, hocası Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Göcek’teki bir kayaya çizdiği balık resmi gibi, keçilerin mekanı Kargı Koyu’na birkaç keçi resmi yapmak istiyor
Datça Belediye Başkanı Şener Tokcan ile eski Datça’yı gezmek için geceden sözleşmiştik. Başkan sözünde durdu ve ‘5’inci Datça Sinema ve Film Festivali’nin basın işlerini yapan NR1’in sahibi Bircan Usallı Silan ve eşi Ümit Silan’la gelip beni otelden aldı.
Önce Can Yücel’in mezarını ziyaret ettik.
Yücel’in yattığı mezarlıktaki yabancılar dikkatimi çekti.
Belediye Başkanı, “Bizde yabancılar için ayrı bir mezarlık yok. Ölen yabancıları ailelerinin izniyle belediyenin mezarlığına defnediyoruz” dedi. Müslüman olmayan insanların, Müslümanlarla yan yana başları kıbleye doğru gömülmüş olması ilginç bir görüntüydü.
Ardından eski Datça’ya ve burayla özdeşleşen Can Yücel’in evine geçtik.
Yücel’in ressam eşi Güler Yücel bizi çok sıcak karşıladı.
Gittiğimizde, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 1986 basımı ‘Resme Başlarken’ kitabını okuyordu.
Bedri Rahmi’yle akraba olduğumu öğrenen Yücel, “O benim hocamdı. Çoğu öğrencisi gibi ben de ona platonik olarak aşıktım” dedi.
Güler Yücel, yeğeni Nathalie Defne Gier Yücel’in ‘Adı Gibi Bir Şair: Can Yücel’ kitabını benim için imzalarken, “Platonik aşkım Bedri Rahmi” diye yazmayı da ihmal etmedi.
Güler Yücel’in Datça Belediye Başkanı’ndan şöyle bir isteği de oldu:
“Hocam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Göcek’teki bir kayaya çizdiği balık resmi gibi, ben de keçilerin mekanı Kargı Koyu’na birkaç keçi resmi yapmak istiyorum. Resim yapacağım taşları da tespit ettim. İzin konusunda belediyeden de destek bekliyorum.”
Bakalım Güler Yücel, hocası Bedri Rahmi’nin Göcek’te yaptığını gerekli izni alıp Kargı Koyu’nun taşlarına imzasını atacak mı?
Sermin Hürmeriç, ne zaman Çağan Irmak’ın asistanı oldu?
Bircan Usallı Silan ve eşi Ümit Silan’la müzik yapımcısı arkadaşı Ahu Özışık’la kahvaltı yapan Nükhet Duru’nun yanına gittik.
Çünkü ‘5’inci Datça Sinema ve Film Festivali’nin gala gecesinde sahneye çıkan Duru, birkaç saat sonra Datça’dan ayrılacaktı.
Masaya oturur oturmaz Duru, birkaç masa arkadaki güneş gözlüklü bir kadını kastederek, “Çocuklar, Çağan Irmak’la oturan kadını tanıyor musunuz? Az önce kucaklaştık, çok sıkı sarıldı bana, ama ben tanımadım onu. Kim o?” diye sordu.
Bircan, “Çağan geldi mi ki?” deyince, o tarafa bakan Duru, ünlü yönetmenin az önce o kadının yanında oturduğunu söyledi.
Bircan Silan, “Ha o kadın mı? Çağan’ın asistanı” deyince itiraz ettim: Rahat 40 yaşında var o kadın. O yaşta asistan mı olur?
Merakımızı giderme görevi Bircan’a düştü, masamızdan kalkıp kadının yanına gitti.
1-2 dakika sonra Bircan, elinde o kadının meyve tabağıyla döndü, tabağı masaya koyup, ardından da şöyle dedi: “Sermin Hürmeriç yanımıza gelmek istedi.” Hepimiz şaşırıp kaldık.
Sermin Hürmeriç masamıza gelip oturunca şaşırdık.
Bir dakika önce, sarılıp-kucaklaştığı kadın için “Kim o?” diye soran Duru, Hürmeriç’le öylesine koyu bir sohbete daldı ki şaşkınlığımız daha da arttı.
Bir dakika içinde nasıl bir ‘U dönüşü’dür bu! Allah’tan çok geçmeden Nükhet Duru, taktığı büyük güneş gözlüğü yüzünden tanıyamayınca onu nasıl Çağan Irmak’ın asistanı yaptığımızı Sermin Hürmeriç’e itiraf etti de, gergin hava, yerini kahkahaya bıraktı.
Bu olaydan birkaç dakika sonra müzisyen Cahit Berkay gözüktü ufukta. Bircan, “Cahit Abi, merhaba. Nükhet Duru’yla oturuyoruz, gelsene” dedi. Masanın sol başında Nükhet Duru, yanında Sermin Hürmeriç, onun yanında da ben varım.
Masanın karşı tarafında ise Ahu Özışık, Bircan ve eşi.
Berkay, Duru’nun arkasından geçti ve Sermin Hürmeriç’e bakakaldı. Hürmeriç’le başını eğerek selamlaştı, sonra masanın karşısına geçip, oturdu.
Oturur oturmaz Duru’yu fark eden Berkay, “Kusura bakma Nükhet. Sermin Hanım’ı sen sandım. O da bana soğuk davranınca, bunca yıllık dostluğumuz var, niye böyle yaptı diye de şaşırdım” deyice masada bir kez daha kahkaha fırtınası koptu.
Nükhet Duru’ya kim deprem duası ettirdi?
Nükhet Duru’nun arkadaşı Ahu Özışık, kısa bir süre önce Acarkent’teki evinde sanatçının yaşadığı komik bir olayı anlattı:
“Nükhet’in evindeki köşe koltuğa oturduk, film izliyoruz. Durup dururken koltuk şiddetli bir şekilde sallanınca Nükhet, “Deprem oluyor” dedi ve ellerini açıp, dua etmeye başladı. Sallanma geçip, Nükhet’in duası bitince aramızda ‘acaba bu ev yıkılır mı?’ muhabbeti başladı.
Çok geçmeden aynı sallantı bir daha olmasın mı?
Nükhet yine duaya başladı. Koltuktan başka bir yer sallanmayınca ne oluyor diye arkaya baktım. Meğer, oturduğumuz koltuğa yaslanan Nükhet’in 46 kiloluk köpeği kaşındıkça, biz deprem oluyor diye yok yere panik yapmışız.”