Tatlıses, kiralık sevgilileri açıkla
Haberin Devamı
Yılın ilk “bomba”sını İbrahim Tatlıses patlattı! Kıbrıs’ta basın mensuplarına 2009 planları arasında evliliğin yer almadığını söyleyen Tatlıses’in “bomba” açıklaması ise şöyle: “Aşk meşk işleri, boş işler. Gündemde kalmak için 10 bin dolara bir sevgili tutacağım, sonra da yok yere ondan ayrılacağım. Piyasa araştırması yaptım, fiyatlar genelde bu civarda.”
Tatlıses’in bu açıklamasını, “Demek ki bir zamanların en hızlı adamı da gözden düştü, o yüzden kendine parayla sevgili bulma yolunu seçti” şeklinde okumak yerine, “şakayla karışık gerçekler” olarak değerlendirmekte yarar var.
Ayrıca bu açıklamayı yapanın yıllar önce de, “Urfa’da Oxford vardı da, biz mi okumadık” dediği unutulmamalı.
Yani söz konusu kişi, “kara mizah”tan anlayan biri...
Şimdi asıl yanıtlanması gereken soru şu:
Tatlıses, bunu niye durup dururken söyledi ki?
“Piyasa araştırması yaptım” dediğine göre Tatlıses’in günübirlik aşklarla suni gündem yaratanların bu iş için kime kaç para ödediğine dair bilgisi var demek ki!
Açıklasa da öğrensek “Hangi aşk kaç lira” diye!
Ya da “gerçek” sandığımız hangi aşklar “satılık”...
Safiye ile Faik şimdi de sahnelerde
Cumartesi bir iş için Arnavutköy’e gittim... Normal koşullarda hiç sevmediğim bir hava olmasına rağmen, sahil boyunca ilerlerken, o yağmur ve soğuğa rağmen yürüyüşe çıkan insanlar, oltasını salıp Boğaz’da balık tutmaya çalışanlar bir hayli etkiledi beni.
İşimi bitirir bitirmez Bebek’ten Sarıyer’e Boğaz’ı turlamak, ardından da bir yerde park edip gazete çay keyfi yapmak istedim.
Soğuk, yağmur ve puslu bir hava aslında pek de sevmediğim bir şeydi, ama Boğaz’ın o hali bile güzeldi...
Tarabya’ya gelince sahilde güzel bir cafe gördüm.
Baktım önünde park yeri de var, hemen sinyal verip girdim...
O da ne?
Meşhur Hayrola Cafe...
Hani şu Sanem Çelik’le Kudret Sabancı kaçamağı sayesinde sadece orayı bilenlerin değil, tüm Türkiye’nin ezberlediği yer...
İçeri girdim ve en kuytu yere park ettim.
Gazeteleri masanın üstüne koydum, çayımı söyledim.
Daha çayım bile gelmemişti ki “Ali” diye bir ses duydum.
Önce beni burada kim tanıyacak ki deyip, ilgilenmedim.
Ama ardından aynı ses, soyadımı da söyleyip, “Hayrola, ne işin var burada?” deyince başımı kaldırıp baktım ki gelen Safiye Soyman...
Meğer sabah yürüyüşüne çıkmış, üşüyüp acıkınca da cafe’ye dalmış. Bir yandan çaylarımızı içip, bir yandan sohbet ettik.
Soyman’ın niye zayıflamadığını anladım
Soyman’a hayat arkadaşı Faik Öztürk’ü sordum, Tarabya’da yeni taşındıkları yalının tamiratıyla uğraştığı için yürüyüşe tek başına çıktığını anlattı.
Soyman, şimdiye kadar sevgilisi Öztürk’le çıktıkları televizyon programlarında sergiledikleri şovu artık sahnelere taşıdıklarını söyledi ve ekledi:
“Artık ekstralara da Faik’le birlikte gidiyoruz. Yılbaşında Kıbrıs’ta sahne aldık. Benim sazların yanına Faik için bir bağlama, bir de vokal ilave ettik. Faik, sahnede şimdilik dört türkü söylüyor, şovmenlik yapıyor, izleyenleri gülmekten kırıp geçiriyor. Yakında içinde 14 türkünün yer alacağı bir de albüm çıkaracak. Faik, şarkıcılık işini bayağı sevdi. Yeni albümüm ‘Herkes Dinlesin’deki iki şarkıyı onunla birlikte söylemiştik. Şimdi onlardan birine klip çekeceğiz. Düet şarkının klibinde de Faik’le birlikte kamera karşısına geçeceğiz. Bu arada Faik’le birlikte film teklifi bile aldık. Anlaşırsak Faik’le ikimiz bir komedi filminde oynayacağız.”
Bir yandan bunları heyecanlı bir şekilde anlatırken, bir yandan da menemenli sabah kahvaltısını aynı iştahla tüketen Soyman, sabah yürüyüşünün ardından kahvaltı molası verdiği cafe’den birkaç yüz metre ilerideki evine yürümeye üşendi.
Telefon açıp, cipini cafeye istedi.
Onca soğuk ve yağmura rağmen yürüyüşünü aksatmayan Soyman’ın hâlâ neden fit bir vücuda sahip olmadığını merak ediyorsanız, onu da söyleyeyim.
Soyman, sabah yürüyüşünde yaktığı kalorileri, cafe’de yedikleriyle geri aldı...