Cadde Anadolu Ateşi’ne kriz vız geliyor

Anadolu Ateşi’ne kriz vız geliyor

20.01.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Anadolu Ateşi’yle birçok gösteriye imza atan Mustafa Erdoğan, “2001 yılında da böyle bir kriz vardı ve Anadolu Ateşi seyirci rekoru kırdı, yine aynı şey var” diyor

Anadolu Ateşi’ne  kriz vız geliyor

‘Sultan Of The Dance’le başladığı dans serüvenine ‘Anadolu Ateşi’ olarak devam eden Mustafa Erdoğan, bu başarısını ‘Troya’ ile sürdürüyor. Erdoğan, Şişli Belediyesi ile birlikte 55 bin öğrenciyi çalışmalarına konuk edip Troya’nın tarihini ve sanatın eğitimdeki yerini göstermek için “Tarihe ve Sanata Yolculuk” projesini hayata geçirecek.

Haberin Devamı

Şişli Belediyesi ile birlikte yürüttüğünüz projeyi anlatır mısınız?
“Troya” dünyada çok büyük başarılara imza atmaya devam edecek. 2009 yılında dünyanın birçok yerinde gösteriler yapacağız. Uluslararası serüveninden önce Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün projesiyle çocuklarımıza ulaşmayı hedefledik. Şişli’de okuyan yaklaşık 55 bin öğrencimizden 15 binini “Troya”nın çalışmalarına konuk edeceğiz. Öğrenciler gösteriden önce 15 dakika Rüstem Aslan’dan Troya, İlyada ve Homeros tarihi üzerine ders alacaklar ve ardından gösteriyi izleyecekler.
Troya ve izlenimlerini anlatan birer kompozisyon yazacaklar. Kompozisyon yarışmasında ilk üçe giren öğrencilere Şişli Belediyesi ve ‘Anadolu Ateşi’ tarafından eğitim bursu verilecek.

Çok kalabalık bir dans ekibiniz var, bu bir risk değil mi?
Üniversiteden beri hayal ettiğim bir projeydi. BKM’nin bünyesinde bunu yapmak istiyordum ama aynı dönemde açılan Mydonose Showland’in sahibi yerli bir proje arayışı içindeydi. Yılmaz beni onlara önerdi. Projemi anlattım ve onların finansal desteğiyle yolculuğa başladık.

‘Anadolu Ateşi’nin Türkiye’de bu kadar uzun sahneleneceğini tahmin etmiş miydiniz?
Yurtdışında ilgi göreceğini biliyor-dum, Türkiye için halk danslarının durumu nedeniyle bir kaygı vardı. Ama düşündüklerimin tam tersi çıktı.

‘İstanbul için proje istediler’

Sahne bulmakta zorlanıyor musunuz?
En büyük sorunumuz bu. “Troya” turnesi yapacak sahnemiz yok. Aynı sıkıntıyı Antalya’da yaşıyorduk ve bir tiyatro yaptık. Gloria Aspendos Arena bu zorunluluğun sonucu, tabii bir de bürokrasiden kurtulmak için yapıldı.
Aspendos sıkıntısından kurtulduk. Şimdi kendi tiyatromuzda oyunlarımızı sergiliyoruz. Kültür Bakanlığı’na öneriyoruz. ‘Siz de bu antik mekânları kullanmayın gelin biz size ücretsiz tahsis edelim’ diyoruz.

Bir yer yapmak için Kültür Bakanlığı’yla görüştünüz mü?
Kültür Bakanımız’la sık sık görüşüyoruz. İstanbul için ‘Anadolu Ateşi’nden bir proje istediler. Biz de İstanbul’a layık bir eser üretmeye çalışıyoruz. İstanbul’da güzel bir salon yapmak için bir tek bizim önümüzde engel yok, bu bakanlarımız için de geçerli. Bürokrasi her şeyin önünde engel...

Bakanlarla sık sık görüşüyoruz dediniz, bu anlamda karşılaştığınız problemler oldu mu?
Orman Bakanı’nın özel kalem müdürü bana bir fırça attı, “Ne konuşacaksın bakanla” diye. Ben de “Özür dilerim önce size ifade vermem gerektiğini bilmiyordum” dedim.
Bir önceki Orman Bakanı ile muhabbetimiz iyiydi. Benim kendi adıma üç tane ormanım var. Ayrıca sattığımız her biletin 1 euro’sunu ormanlara veriyoruz. O bunun farkında değil, 15 yıllık kalem müdürüymüş...

Orman Bakanı’yla bu durumu konuştunuz mu?
Hayır, konuşmadım. Çünkü o konuyu kapattım.

Ekonomik kriz sizi nasıl etkiledi?
2001 krizinde ‘Anadolu Ateşi’ seyirci rekoru kırdı, yine aynı şey var. Ne zaman yeni bir eser yapsam kriz çıkıyor onun için bir sonrakini yaparken düşünmek lazım. Kriz bizi çok direkt etkilemiyor. Bu sıkıntılı dönemde 90 dakika boyunca dertlerini unutuyorlar.

Yurtdışındaki gruplara göre dezavantajınız var mı?
Her konuda bizden öndeler. Genel olarak kültür de etkili. Bir eseri izlemek bizim çok büyük bir lüks... 20 milyon insanın açlık sınırında yaşadığı bir ülkede bilet alıp gösteriyi izlemekle o 50 TL ile 15 gün geçinmek var. Bu korkunç bir şey, yurtdışında öyle değil.

Oğlunuzun hangi mesleği seçmesini isteriniz?
Atlas, en çok “Troya”nın provalarında eğleniyor. Oğlum bilim adamı olacak gibi hissediyorum. Ama mutlaka dans edecektir.


Okul açmak istiyorum
Çocuklarla ilgili bir projeye imza attınız bundan sonraki hedefiniz nedir?
“Troya”dan sonra İstanbul’a yoğunlaştık. İstanbul’u anlatan bir gösteri hazırlıyoruz. Şu anda “Anadolu Ateşi”nde ders alan 750 öğrencimiz var. Onlarla bir projeye imza atmak istiyorum. Bir de çocuklar için yaz okulu açmak istiyorum. Bunun temellerini yazın atacağım. Uluslararası bir okul alacak. Pekin Dans Akademisi, Hollanda International Dans Tiyatrosu ve Amerika’da bir üniversiteyle partnerlik yapıp hem öğrenci hem de hoca dönüşümü yapacağız. Yaz ayağını Troya’da Çanakkale’de yapmak istiyorum. Spor aktiviteleri de olacak ayrıca orada her şeyi öğrenciler yetiştirecek. Organik tarım yapacaklar, bir nevi izci kampı gibi ama çok daha geliştirilmiş hali olacak. Amerika ve Avrupa’da okul kurmak istiyorum. Bu hayallerimi gerçekleştirmek için uğraşıyorum. Bunun için çalışıyoruz az kaldı.

“Troya” ne zamana kadar devam edecek?
10 yıldır “Anadolu Ateşi” var ve bir 15 yıl daha devam edecek. “Troya” da öyle devam edecek. “Troya”yı yaptıktan sonra tarihi oradan kesmeyeceğiz ve “Çanakkale savaşı son Troya savaşıydı onu da anlatan bir eser sahneye koyacağız. Önce İstanbul‘u sahneleyeceğiz ardından Çanakkale gelecek ve sonra Türkiye müzikali Kuvai Milliye’yi hazırlayacağız.

Anadolu Ateşi’ne  kriz vız geliyor




‘Aşkla dans edenleri seçiyoruz’
Dansçıları seçerken nelere dikkat edersiniz?
Önce bu işi aşkla sevmesi çünkü dans çok zor bir alandır. Bu işi bir meslek olarak değil yaşam tarzı olarak görmesi gerekir. Ritm kulağının olması bedensel yatkınlık, hem halk dansları hem modern dans ve baleyi birlikte yapabilecek özelliklerin olması gerekir. Bu da dört aşamalı bir sınavla anlaşılır. Ama biz her zaman kapımızı açık bırakıyoruz. Biz sürekli dansçı alıyoruz. Şimdi de bir dansçı gelse iyi ise alırız. Bugüne kadar bize 800’ün üzerinde dansçı geldi gitti. Bu anlamda büyük bir aileyiz.