Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kendisi de ergenliğin eşiğinde bir kız çocuk annesi olan lise arkadaşımla konuşuyoruz geçen gün. “Çocukların yarıştığı şu yeni şarkı yarışmasını izledin mi?” diye sordu.
“Ne yenisi, o ne zamandır sürüyor” dedim, “Yok, bu yeni, bunlar 15 yaşında. Korkunç bir şey” dedi. Hayır, halihazırda sürmekte olandan daha mı korkunç? Olabilir mi böyle bir şey? Baktım, ısrarlı, ben de geçen gün denk gelip izledim. İzledikçe kan dalga dalga beynime tırmandı.
Yarışmanın adı “Yaş 15”. Ne hikmetse yarışmacıların tamamı kız, herhalde erkek çocukları 15 olmuyorlar memleketimizde. Yoksa kızlar görsel malzeme olarak daha mı cazipler? Ya da ben mi çok kötü niyetliyim?
Hadi bunu geçelim, yarışmanın gailesine bakalım: Ortada 10 adet kız çocuğu var. Hiçbirinin aman aman bir sesi yok, ama tabii gencecikler, heyecanlılar, hevesliler, çocuklar işte. Ağır ağır makyajlarla çıkıyorlar oraya, en Lolita halleriyle şarkılarını söylüyorlar, anneleri de onları destekliyor. Hatta puanlamada sona kalanların anneleriyle beraber birer şarkı söylemesi gerekiyor ki belki de yarışmanın en sevimli anı bu. Zira annelerinin yanında hâlâ çocuklar... Anneleri onları bu yarışmaya soktuğuna göre bunun farkında olmasa da...

“Halk cilveli sever”
Gerisi cidden kâbus. Bu en kritik yaştaki çocuk - kadınlar, orada o Şafak Karaman, Nevin Serengil, Yeşim Salkım ve Sinan Akçıl’dan müteşekkil jürinin karşısında ve tabii kendilerini ekranlardan izleyen sayısız insanın önünde olmadık laflar işitiyorlar.
Bir kız çocuğundan “Türk halkı cilveli sever” diye söz edebilen Şafak Karaman, bir diğeri için de “Gelecek vaat etmiyor” diyebiliyor örneğin. Ağlatmayı başardıktan sonra da teselli ediyor: “Ama üzülme, iyi oldu, senden şarkıcı olur mu diye denedik, olmayacağını gördük.” Nereden görmüşüz? Hemen açıklıyor bilirkişi: “Çünkü iki haftadır halk seni oylarıyla son ikiye bırakıyor.”

Nasıl bir gelecek?
Ama insaf ya. Nasıl bir gelecek hayali sunuyoruz bu yaştaki çocuklara? Süslen püslen, çık televizyona 30 yaşındaki bir kadın gibi davran. Bakalım senden bir şey olur mu? Aaa, yok müzik uzmanı halkım sana yeterince oy göndermedi, demek ki sen gelecek vaat etmiyorsun, şimdiden öğrendin, fena mı oldu?
O kadar çok şey düşündüm ki o küçük kızı izlerken... Kendi 15 yaşımı mesela. Sınıfın önünde laf işittiğim zaman bile nasıl hayatın sonu geldi sandığımı, günlerce kendime gelemediğimi, o yaşta bir çocuğun dünyasının ne kadar kırılgan olduğunu... Böylesi bir ‘yırtma’ hayaliyle büyüttüğümüz çocukların sonra nasıl iflah olacağını...

Şarkı yarışmasından oyuncu
Bir yarışma olur, çok yetenekli çocuklar kendi yaşlarına uygun hal ve tavırlar içinde performanslarını sunarlar, birinci de misal konservatuvar eğitimi kazanır, bunu anlarım. Burada birinci olan çocuk ne kazanıyor biliyor musunuz? Medyapım’ın dizilerinden birinde başrol! 15 yaşında!!
Çocuklarını bu maskaralığın içine sokan anne babaları anlamaya çalışıyorum kendimi zorlayarak. Kendimi onların yerine koymaya çalışarak.
O derece umutsuzuz ki gelecekten, okuyarak, çalışarak kendilerine bir hayat kurmalarını değil, ruhlarında sayısız yara açacak saçma sapan bir yarışma programına katılıp tez elden köşeyi dönmelerini umuyoruz çocuklarımızın. Şarkı yarışmasına girip oyuncu çıkmalarını bekliyoruz.

RTÜK ne diyor?
Bu televizyon yarışmaları zaten baştan beri birer saçmalıktı ama artık gitgide tehlikeli bir hal almaya başladı. Zira onlar çocuk! Kendi iradelerini kullanarak oraya katılmaya karar veren yetişkin insanlar değiller.
Şu sıralar sıkça andığımız sayın RTÜK üyeleri hangisinin çocuk ruhuna daha zararlı olduğunu söyleyebilir mi lütfen? İki yetişkin insanın öpüşmesini izlemenin mi? 15’inde 30’luk makyajla ekrana çıkıp milleti eğlendirerek ürkütücü bir hayalin peşinden koşmanın mı?

15 yaş kâbusu