Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2011 biterken yıl sonu dökümleri yapıldı, yılın ‘en’leri seçildi, ben de kendiminkileri çeşitli listelerde sıraladım. Ama aslında -ne mutlu ki- öyle üçe beşe sığmayacak kadar iyi iş çıkıyor sahnelerimizde artık. Onun için birtakım hatırlatmalar yapmak istedim. Bunlar öznel bir seçkiden notlardır, devamı gelecektir

Bu ay tiyatro için ne yapalım

Dot’un yeni oyunu ‘Beautiful Burnout/ Süpernova’ bu cuma başlıyor.
Bryonary Lavory yazdı, Murat Daltaban yönetti, siz kaçırmayın!

* İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun Üsküdar Tekel Sahnesi’ni ziyaret edebilirsiniz, AKM ve Taksim Sahnesi’nin yerini tutacak hali yok ama güzel bir sahne, ayağınızın alışmasında fayda var. Orada 10 Ocak haftasında ‘Anita’nın Aşkı ya da Antigone New York’ta’yı izleyebilirsiniz, parkta yaşayan üç evsizin hikayesine odaklanan bir oyun, özellikle Mehmet Ali Kaptanlar’ın performansı müthiş.
* Krek’in ‘Güzel Şeyler Bizim Tarafta’sını hâlâ görmediyseniz, tiyatro üzerine yapılan sohbetlerden dışlanmamak ve tabii iyi bir oyun görmek adına elinizi çabuk tutup soluğu Santralistanbul’daki salonda alabilirsiniz.
* Dot’un hazırlıkları bir buçuk yıldır süren yeni oyunu ‘Beautiful Burnout/Süpernova’ bu cuma başlıyor. Üstelik Dot’un Gmall’daki sinema salonlarından birine ‘el koyarak’ yarattığı yeni sahnede. Bryonary Lavory yazdı, Murat Daltaban yönetti, siz kaçırmayın!
* Kumbaracı50’de ‘Gece hikayeleri’ diye şahane bir uygulama başladı. Cuma ve cumartesi geceleri saat 23.00’te başlayan oyunlar... Üstelik arzu ederseniz tek biletle hem suare oyununu, hem gece hikayesini izleyebiliyorsunuz. Bu haftanın ‘gece hikayesi’, proje tasarımı İlyas Odman’a ait olan ‘... Başka Sesler..’ “Kabul edilmek için kendimiz ve ötekiler üzerinde kurduğumuz baskıyı anlatan komik bir kabus...” diye tanımlanıyor. Bundan âlâ hafta sonu gecesi programı olur mu?
* Geçen sezon ‘Kıyıya Oturmanın Böylesi’yle hayatımıza giren Merve Engin, Mine Söğüt’ün ‘Deli Kadın Hikayeleri’nin en etkileyicilerinden ‘Sinekler Sevişirken’ ve kendi yazdığı ‘Kaplumbağalar Şişmanlamazlar Çünkü Kabukları Vardır’la ansızın karşınıza çıkabilir. O anda yakalanması gerekir. 5 ve 12 Ocak’ta Kumbaracı50’ye gidenler her ikisini de yakalamış olur. Detaylar için: www.merveengin.com

Haberin Devamı

‘Paramparça’nın bir bestecisi var

Haberin Devamı

Tamam, ülkemizde herhangi bir şarkının ‘asıl sahibinin’ bilinmesine çok alışık değilizdir zaten. Biz şarkıları icracısıyla tanırız, kimin sesinden duymuşsak şarkı onundur. “Bunun bestesini bir yapan vardır” diye düşündüğümüz pek nadirdir. Bütün bunları biliyorum da, yine de ortalıkta Halil Sezai fırtınası eser, ortalığı kasıp kavururken “Bu ‘Paramparça’ şarkısının bestecisi kimdir?”in hiç merak edilmemesini, -belki bestecisinin kim olduğunu bildiğimden- biraz tuhaf buluyorum.
Baktım, ekşisözlük yıkılıyor ‘Paramparça’ dedin mi, “Yeni Halil Sezai şaheseri” ibaresinin binbir çeşidiyle karşılaşıyoruz.
Öncelikle şunu belirteyim: Halil Sezai’nin sahiden özgün bir ses, hoş bir yeni soluk olduğunu düşünenlerdenim, ‘İncir Reçeli’ filminde ‘İsyan’ parçasını dinlediğimden beri... Benim için fazla ‘arabesk’, özellikle ruh hali olarak. Artık hayatın insana kendisini jiletlemek için haddinden fazla sebep verdiğini, bunu bir de şarkılarla körüklemeye ihtiyacımız olmadığını düşünüyorum, ne yalan söyleyeyim. Ama dinleyenlere saygım var ve neticede eli yüzü düzgün bir albüm.
Ama dediğim gibi bu albümün ilk hit’i olan, daha önce de bir Ömür Gedik- Halil Sezai düeti olarak karşımıza çıkan ‘Paramparça’nın bir bestecisi var. Adı Saki Çimen. Henüz çok genç, 30 var-yok ama yaşından çok daha uzun süredir müziğin içinde. Çünkü Sivas’ta katledilen ozanımız Nesimi Çimen’in torunu, bir dolu çok iyi bildiğimiz şarkının bestecisi Mazlum Çimen’in oğlu. İyi piyanist, iyi besteci, kulak verdiğiniz pek çok işte imzası vardır, yabana atılmamalıdır. ‘Yeni Halil Sezai şaheseri’ne bir kez daha tıklamadan bilin istedim. Ve Saki’nin kendi parçalarından oluşan ‘Rastgele’yi de bir dinleyin. Şarkılar bestecileriyle vardır çünkü...