Gerçekten 'şen' bir dizi

İyi esprileri, şahane oyuncuları olan 'Şen Yuva', ekranlarda eli yüzü düzgün bir yerli komedi dizisi görmeyi özleyenlere iyi gelecek


Geçen yazımda "Neden komedi dizilerimiz hiç komik değil?" diye yakınmıştım. 'Cuma'ya Kalsa' ve 'Sen Harikasın'ın iyi oyunculuklara sırtını vermek dışında bir numaraları olmadığını, yıllar sonra hâlâ güldüren 'Bir Demet Tiyatro'yu özlediğimi yazmıştım. Son cümlem de "Neden yeni Yılmaz Erdoğan'lar çıkmıyor?" idi.
Çok içten istemişim belli ki, pazartesi akşamı televizyon karşısına oturdum ve kanal değiştirmek üzere elime aldığım kumandaya dokunamadım bir daha. 'Şen Yuva'ya takıldım kaldım.
Atv'nin yeni dizisi 'Şen Yuva'. Yabancı bir formattan filan esinlenmiş değil, kendi hikayesi var. Birlikte klinik açmış aile terapisti bir karı koca (Ceyda Düvenci - Levent Üzümcü), yeteneksiz oğulları Ataberk (Osman Berk Selvi) Ankara'dan gelip başlarına çöreklenmiş bir kayınvalide (Ayşegül Atik), geceleri Beyoğlu barlarına desibel kontrolüne çıkan, takıntılı bir emekli koro şefi baba (Altan Erkekli), bir de onun bütün ümitlerini bağladığı, konservatuvar mezunu sandığı, aslında gizli gizli tavernacılara şarkı yazan çapkın oğlu (Alper Kul). 'Şenyuva Ailesi’ ana hatlarıyla bu kişilerden oluşuyor, bir dolu da renkli yan karakter var.
Oyuncuların hepsine tek tek methiyeler düzmek mümkün, hepsi çok iyiler çünkü. Ayşegül Atik'i yeniden düzgün bir komedi dizisinde görmek ne saadet. Dot'taki oyunlarında bayıldığımız, 'Caveman'de de ne iyi bir komedyen olduğunu kanıtlayan Alper Kul'un oynadığı Nurettin, bence yakında unutulmaz komedi tiplemeleri arasına girecek. Zaten ilk bölümde patlattığı 'Sempatiğimsin' adlı 'eseri' şimdiden internette dolanmaya başladı bile.
Havasıyla özlediğim 'Bir Demet Tiyatro'yu anımsatan, ama bir yandan gayet özgün esprileri olan, yani bir Yılmaz Erdoğan taklidi olmayan bu diziyi pek eğlenerek izleyip bitirdim ve finalde 'BKM' yazısını gördüm. 'Hah' dedim, 'Şimdi anlaşıldı.'
Kim çekiyor diziyi? Birkaç sezon 'Avrupa Yakası'nı, bu yılın en başarılı komedi filmi 'Eyvah Eyvah'ı da yönetmiş olan Hakan Algül. Peki daha önemlisi kim yazıyor? Emrah Sinanoğlu. Yeni bir isim. BKM'nin patronu Necati Akpınar'ın keşfi. Daha önce bir süre TRT'deki 'Yeni Evli' adlı sit-com'da da imzası olmuş, ama belli ki 'Şen Yuva' dört başı mamur ilk işi. Ve duyduğuma göre BKM'nin aralarında Sırrı Süreyya Önder'in de olduğu danışmanlarından geçene kadar 10 kez yeniden yazmış ilk bölümü Sinanoğlu.
Sonuç ortada. Arada televizyonda üzerinde titizlikle çalışılan işler izlemek ne kadar iyi oluyor. Dilerim 'Şen Yuva uzun ömürlü olur.'

Egoyan kadın düşmanı değil mi?
Uzun zamandır evli bir çift var, kadın kocasının kendisini aldattığından şüpheleniyor ve onun sadakatsizliğini kanıtlamak üzere bir fahişe tutuyor. Daha 5-6 yıl önce Fanny Ardant ile Emmanuelle Beart'dan (Ve tabii ki Gerard Depardieu de vardı) izlemiştik bu mevzuyu. 'Nathalie' idi filmin adı ve Anne Fontaine tarafından çekilmişti.
Ama hikayenin aslı bir tiyatro oyunu ve Belçikalı yönetmen Philippe Blasband tarafından kaleme alınmış. Bunu da Işıl Kasapoğlu'nun rejisiyle Zuhal Olcay ve Tilbe Saran'dan izleme şansını elde ettik.
Özetle Atom Egoyan'ın bu hafta gösterime giren son filmi 'Chloe', aynı konuyu bir kez daha ısıttığı için beni hayal kırıklığına uğrattı daha baştan. Burada evli çiftimiz bir üniversite profesörü olan David (Liam Neeson) ile doktor olan Catherine (Julianne Moore)'den oluşuyor. Catherine kocasına sürpriz doğum günü partisi düzenlerken o uçağını kaçırdığı için kendi kutlamasında bulunamıyor ve aralarında ilk şüphe tohumları atılmış oluyor.
Catherine, kendisini, evliliğini, ailesini toptan tehlikeye atmak pahasına bu yalanın peşine düşüyor ve kocasını baştan çıkaracak pahalı bir fahişeyle anlaşıyor. İşte filmin Türkiye'de aldığı isim olan 'Büyük Hata'yı da böylelikle yapmış oluyor.
Filmini 'Toronto'da geçen zeki ve seksi bir Hitchcock gerilimi' diye tanımlayan Aton Egoyan'ın, atmosfer yaratmaktaki başarısına diyecek yok. Benim en büyük itirazım, filmdeki tek masum hatta 'mazlum' kişinin koca olmasına. Kadınlar ayrı ayrı biçimlerde yalancı, entrikacı, düzenbaz, evine döneceği uçağı bile bile kaçırıp bunu karısından saklayan adam değil.
Peki neden Lars Von Trier, kadın düşmanı da Atom Egoyan değil?