Elif Şafak reklam yıldızı oldu ama roman yazmaya da devam edecek kuşkusuz. Peki bu reklamda oynamanın yazar olarak ona kaybettirdiği kredileri hangi kartla kazanmak niyetinde ki acaba?
Bu konuda memleket çapındaki en büyük hayal kırıklığımız ‘Sufi’ Mazhar’dır misal. Bir yandan maneviyattan dem vurup, bir yandan reklamlarda oynamakla kalmamış; sevdiğimiz şarkıları bir bir muhtelif markalara satmıştır. Ne ‘Güllerin İçinden’ kurtulmuştur ‘piyasanın’ çarkından, ne ‘Yalnızlık Ömür Boyu’... Halbuki yine ‘Ele Güne Karşı’nın kullanıldığı çikolata reklamında dendiği gibi, “Birlikte söylenen bir şarkının 50 yıl hatırı vardır” ama acaba fiyatı ne kadardır bu ‘hatır’ın?
Mazhar Alanson’un yıllar önce bu konudaki fikri sorulduğunda, Cumhuriyet gazetesine söylediği gibi, “Hepsi unutuluyor mu Türkiye’de?” Çok da emin değilim, zaten Alanson da sağ olsun aynı şeyi sıkça tekrarlayarak unutmamıza izin vermiyor. Bu yüzden Bülent Ortaçgil’in misal, gönlümüzdeki yeri ayrı ama ne yapalım, gönlümüzdeki yer yetmiyor herkese.
Benim gönlüm mesela, fazlasıyla tutucu. Sevdiğim bir şarkıyı hiçbir markaya yakıştıramiyorum, hele hele sözlerinin değiştirilmesini asla affetmiyorum. Bu benim o şarkıyı ve aslında o şarkıcıyı bir daha dinlememe engel oluyor. Onun saygısı yoksa kendi eserine, benim nasıl olsun?
Ve merak ediyorum, o insan hayatına reklam yıldızı olarak devam etmeyecekse, akıllıca bir şey mi bu? Mesela Elif Şafak, roman yazmaya devam edecek kuşkusuz. Miles&Smiles’ın reklam yüzü olarak ‘yüksekten uçan’ bir kariyer inşa etmeyecek kendisine, muhtemelen. Peki bu reklamda oynamanın yazar olarak ona kaybettirdiği kredileri hangi kartla kazanmak niyetinde ki acaba?
Birinden birini tercih etmek lazım başta dediğim gibi. Bana koca bir kitap boyunca Mevlana’dan söz edip, bütün imajını dünya nimetlerine prim vermez görünmek üzerine inşa edip, sonra kredi kartı satamazsın. Birinden birini almaz insanlar.