Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gülden Karaböcek unutulmaz şarkılarıyla cumartesi gecesi Ghetto'da

Sevenlerinin gönlünde enteresan bir tahtı var Gülden Karaböcek'in. Yıllar yılı yeni bir şey yapmasa da o yeri kimse kapamıyor. Misal, Göksel'in kimi şarkılarındaki sesi, hali tavrı bile hemen sevenlerini 70'lerin sonlarına, 'Dilek Taşı'nın yeri göğü inlettiği günlere götürüveriyor. Teselli de bir Gülden plağında bulunuyor tabii.
Yaşı veya dinlediği müzik gereği Gülden Karaböcek adını çok fazla bilmeyenlere ise, önce 'Dilek Taşı' sonra 'Sürünüyorum' demek yeterlidir. "Bir gün değil sana her gün yalvardım / Duymadın sesimi

Hüzün kraliçesinin Ghetto çıkarması
sürünüyorum" hani... Bu şarkıyı Gülden Karaböcek'ten duymadıysanız bile sonraki yıllarda sayısız kişiden, o da olmadı, bir versiyonunu stadyum ahalisinden dinlemişsinizdir kesin. Hangi takımın taraftarı olursanız olun hem de. Üç büyüklerin de marşıdır adeta 'Sürünüyorum'.

Haberin Devamı

O acılı sesin sahibi
Hepsi de farklı zamanlarda müzikle uğraşmış, plaklar yapmış beş kardeşten biri Gülden Karaböcek. İlk plağını 14 yaşındayken yapan, başta daha çok halk müziğine yakın duran ve 'Neşe Karaböcek'in kardeşi' diye bilinen Gülden Karaböcek, 1978 yılında yaptığı ilk bestesi 'Dilek Taşı' ile bu yaftadan tamamen kurtulmuş oldu. Artık o arabesk - fantezi müziğin, kısaca 'hüznün' kraliçesiydi.
20 kırkbeşlik, 9 LP, şarkılarının adını taşıyan altı filmle geçen yılların ardından uzun bir sessizlik dönemine girdi. Sadece bir kez, Murathan Mungan'ın şarkı sözlerini bir araya toplayan 'Söz Vermiş Şarkılar'da duyduk o kendine has acılı sesini. ‘Otel Odaları’nı söylüyordu.
Şimdi niye anlatıyorum Gülden Karaböcek'i durup dururken? Zira kendisi bu cumartesi, yani 27 Mart gecesi Beyoğlu'nda Ghetto (www.ghettoist.net) sahnesinde olacak. 'Ghetto Meyhane' akşamının konuğu olarak.
'Dilek Taşı'nı, 'Sürünüyorum'u, 'Sen Evlisin'i, 'Ağlıyorsam Yaşıyorum'u, 'Kırılsın Ellerim'i sahibinin sesinden dinleme fırsatı nadiren yakalanır, söylemedi demeyin.


Engelsiz sanat

Bu cuma bir festival başlıyor şehrimizde. Haber değeri yok gibi görünüyor, bahar gelir İstanbul'da festival mevsimi açılır. Ama bu farklı. Semaver Kumpanya 'bedensel veya zihinsel engelli kişileri kültürel etkinliklere ve sosyal alanlara dahil etmek' amacıyla düzenliyor bu festivali. Adı, 'Çılgın Sanat Festivali'.
Fransa’da yirmi yıldır engelli kişilerle tiyatro yapan ThÈâtre du Cristal'in insiyatifinde yola çıkılmış proje için. Şimdi, dört ülkeden dört topluluk (Türkiye'den doğal olarak Semaver Kumpanya), engelli ve bir engeli bulunmayan sanatçıları bir araya getirecek ve ortak çalışmaların ürünleri Avrupa’nın dört farklı şehrinde sergilenecek.
Dediğim gibi olayın Türkiye ayağı, bu cuma başlayıp 31 Mart'a kadar devam ediyor. Açılış, Portekizli dans topluluğu Grupo Dançando Com a Diferença’nın iki fiziksel / zihinsel engelli ve dört engeli olmayan sanatçıyla sunduğu 'Beautiful People' gösterisiyle Kocamustafapaşa Çevre Tiyatrosu'nda yapılacak. Ama program çok zengin, siz iyisi mi www.semaverkumpanya. com adresini bir ziyaret edin.