Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisini tecavüz promosyoncusu ilan edenlerle aynı şeyi mi izliyoruz acaba?
Şu 'Fatmagül' çılgınlığı üzerine bir cümle de ben etmemek için kendimi tutup duruyorum, suların durulmasını bekliyorum, olmuyor bir türlü. Neticede bu yazıyı, dizinin iki kadın senaristinden (Evet evet, hani şu AKP'li hanımefendi tarafından sapık ilan edilenlerden) birini uzun yıllardır tanıdığım, hayata bakışını, aklını, yüreğini bildiğim için yazmak istedim.
Ortada büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum çünkü. Ben ve birçok arkadaşım ilk bölümden beri diziyi "Helal olsun, toplumun iki yüzlülüğünü, tecavüze uğrayan kadına bir de ailesinin, yakınlarının, çevresinin tekme attığını nasıl tokat gibi çarpıyor insanın yüzüne" diye izlerken, bir bakıyorum gazete yazılarında senaristler ve yapımcılar habire 'tecavüz promosyonu'yla suçlanıyorlar.
Hayır, neye dayanarak? Senaristlerin yayınladığı 'isyan mektubu'nda dedikleri gibi, o sahnenin çekimine kameraları mı çağırdılar? Medyaya oradan fotoğraflar, görüntüler mi dağıttılar?


Fragmanları o sahne üzerine mi kurdular?
Hayır, hiçbiri. Vedat Türkali'nin o döneme de, bu döneme göre de çok cesur senaryosunun dizi olacağı duyurulduğundan beri olayı "Filmdeki tecavüz mü, dizideki mi?" seviyesine çeken medyanın kendisi. Ellerinde olmayan malzemeyle konuyu köpürten... Dizideki birkaç saniyeyi gazetelerin internet sitelerine yükleyip döndürüp duran...

Haberin Devamı

Pardon ama niye gülüyorsunuz?
Üzgünüm ama o 'unutamadığınız' sahnenin üzerinden aylar geçti beyler. Hikaye akıp gidiyor, Fatmagül 'her şeye rağmen' yeni bir hayat kurmaya çalışıyor ve görmek isteyen gözlere hakikaten ülkeye dair ağır gerçekler gösteriyor. Ben mi başka bir şey izliyorum acaba?
Diziyi savunan yazarlardan Hıncal Uluç ile polemik yaşayan Sabah yazarı Mevlüt Tezel mesela, 'dizilerdeki sapıklıkları' sıraladığı yazısında "Fatmagül'den örnek vermeme gerek yok herhalde! Tecavüzlere gülüyoruz artık!" diye girdi konuya. Pardon ama niye gülüyorsunuz? Sahne komik değildi ki. Mesele burada zaten, dizide bir sorun yok, tecavüzle dalga geçilmiyor, “Hadi gençler hepiniz önünüze gelene tecavüz edin, sonu çok iyidir” demiyor, onun üzerine en okumuşundan en cahiline herkes bir 'geyik' üretiyor. Neden kabahat dizinin oluyor?
Dün, son olarak Oray Eğin, diziye dair olumlu bir şeyler söylerken tecavüz savunucusu ilan edilen Hıncal Uluç'la ilgili çok doğru bir yazı yazdı, insanların okuduğunu anlamadığını söyledi. Gelgelelim o da sonunda dizicilere bir vurmaktan geri durmamış: "Dizinin yapımcı firması da 'Fatmagül' öyküsünü tecavüze indirgiyor, ahlak kısmını fark etmiyor bile..." diyor. Nereden çıkarmış olabilir ki? Tam da ahlak kısmının üzerinde duruyor dizi, tam tersine.
Durup dururken Ay Yapım havarisi kesilmek istemem ama belki yaptıkları en iyi iş için sürekli dayak yemelerini çok adaletsiz buluyorum. Acaba okuduğumuz gibi izlediğimizi de anlamıyor olabilir miyiz?

BiN DOZ ÖFKE, BiN DOZ MÜZiK
"Saçlarından tutup sürüklemek tek arzum / Ama ne kadar ucuz bir görüntü olur / Sağlam bir yumruk atsam yüzüne / Yazık çünkü yüzün güzel / Yırtsam ağzını cart diye / Olmaz çünkü konuşacağız daha..."
Lütfen herkes elini vicdanına koysun, hangimiz tam da bu gel - gitleri yaşamadık içimizde? Çok canımızın yandığı bir anda istemedik mi karşımızdakine de ceza vermek? Ve bu cezanın hayali son derece ölçüsüz olmadı mı?
Gazeteciyken müziği tercih eden, önce Spitney Bears, sonra üçnoktabir gruplarında boy gösteren Melis Danişmend, bir 'solo' albüm çıkardı sonunda. Ondaki tamamı kendi kaleminden çıkma 10 şarkıdan 'Ucuz'un sözleri yukarıda yazdıklarım. Yazılarını zaten çok severdim Melis'in, kendini ifade biçimini... Sesini zaten bilen bilir. Ama bu kez sahiden sadece kendi sözünü bulmuş ve sonuç, sade olduğu ölçüde etkileyici.
Albümün adı 'Daha Az Renk'. 'We Play' etiketiyle çıkmış. 'Daha az renk', daha az süs püs barındırıyor içinde, buna karşılık daha çok duygu, daha çok düşünce... Evet daha çok da öfke, hatta ilk klip şarkısındaki gibi 'Bin Doz Öfke'. Tamamen akustik bir müzik, çok sakin bir ses ama delip geçen, sivri sözler.
Albüm kapağında "Sözleriyle, sesleriyle, hainlikleri ya da güzellikleriyle" ona şarkı yazma gücü verenlere teşekkür etmiş. Belli ki çok iyi bir dönem geçirmemiş, birilerinin kafasını gözünü dağıtmak istemiş, ama gene şarkı sözüne dönersek "Öyle bir kin var ki içimde sana karşı / Şarkı sözü yapsam daha iyi olur" demiş. Ne kadar da iyi etmiş...