Sıra twitter’a da gelir

Beğeneni de nefret edeni de bol bir platform ekşisözlük. Son olarak gazeteci Mehmet Baransu’nun “Kapatılsın” önerisiyle gündemde

İlk kez bir siteyi kapatmak için hırsla kampanya başlatan bir ‘gazeteciyle’ karşılaşıyorum. Banu Güven’in bu tweet’iyle haberdar oldum, Taraf yazarı Mehmet Baransu’nun ekşisözlük’e açtığı savaştan. Belli ki ciddi bir mesai harcamış Baransu ve ekşisözlük’ü didik didik edip orada dine, peygambere, meleklere hakaret ettiğine hükmettiği maddeleri toplamış, bir yandan twitter’da yayınlıyor, bir yandan da büyük bir öfkeyle ‘ekşisözlük kapatılsın’ diye haykırıyor.
“Bu ülke” diyor, “Bu rezillik karşısında ayağa kalkmazsa, rabbimiz ve peygamber efendimizin yüzüne nasıl bakacağınızı düşünün...” Hoşumuza gitmeyen bir sesi toptan kısmanın çözüm olup olmadığı, bunun sonunun nereye varabileceği ilgilendirmiyor kendisini. “Allahıma ve peygamberime küfrediliyorsa demokrat olmak falan umrumda değil” diyor, “Demokratlık batsın!” Öyle bir şey demokrasi zaten. Bize uyan noktalarda sonuna kadar taraftarı olup, tepemiz atınca yerin dibine batmasını istediğimiz...
Beğeneni de nefret edeni de bol bir platformdur ekşisözlük. Çünkü neticede bir hayli özgür bir yerdir ve herkesin fikri herkese uymaz. Benim kutsal saydıklarımla ötekininki bir olmaz. Benim için şaka olan bir başkasına hakaret görünür.

Dindar sözlük
yazarları da var
Misal, bana göre de Mehmet Baransu’nun Banu Güven’in son derece nazik eleştirisine kendi üslubunca verdiği “Televizyon güzeli, bir gazetecinin site kapatma kampanyasını anlamamış. Küfürleri sana yollayayım istersen, senin isminle. O zaman anlarsın” cevabı hiç şık değildir. Yılların gazetecisi Banu Güven’i ‘televizyon güzeli’ diye tanımlamak da onun haddi değildir. Medyamızın bu tür seksist, maço ifadelerden arınması en büyük hayalimizdir... Ama olmuyor işte, günden güne artıyorlar, “Susturun” diyemiyoruz, demiyoruz.
Banu Güven’in tespiti son derece yerinde, çünkü bir gazeteci ifade özgürlüğünün kıymetini en çok bilen insan olmalı. Kendisi ve başkaları için. Orası bir platform ve insanlar karşıt görüşleri savunuyorlar. “Ekşisözlük din düşmanı bir sitedir” gibi bir iddiada bulunamayaz çünkü son derece dindar sözlük yazarları da var. Misal, şu görüş de ekşisözlük’ten: “Muhammed soylu, dürüst, adil ve lekesizdi. İnsanların en cömertiydi o. Akşam olduğunda elinde ne bir dirhem, ne de bir dinar kalırdı. Vereceği kimse bulamayıp da elinde bir şey kalırsa, onu ihtiyacı olan birine verinceye kadar evine girmezdi. Hiç kimseye zorbalık etmedi ve kendisinden özür dileyenleri bağışladı.” Buyrun size peygambere düşman site.
Ha, “Burada hakaret var” dediğiniz noktada, hukuki yollara başvurup o maddelerle mücadele edebilirsiniz. Ama “Bunun yayınlandığı o site toptan kapatılmalı” dediğinizde, bunun sonu yok... Sizin bu görüşlerinizi ateşli bir şekilde savunabildiğiniz twitter’a da gelir sıra, kafanızdan geçenleri yazabildiğiniz blog’larınıza da, internetin toptan kesilmesine kadar da gider... Arzu ettiğiniz gibi demokratlık da batar...

Asıl bu fotoğraftır ibretlik olan

Dün Milliyet’in üçüncü sayfasında ‘sırıtan’ bir adam fotoğrafı vardı. “Bu fotoğrafı unutmayın!” diye de bir başlık. Antalya’da birlikte yaşadığı, “İmam nikahlı eşim” dediği kadını parkın ortasında kurşun yağmuruna tutmuş bir adam bu. Çevredekiler ihbar etmiş, yakalanmış, polis arabasına bindirilirken ağzı kulaklarında. “Bu namus davası” diyor, haklı davasının gururuyla. Kadın başka biriyle berabermiş, daha ötesi var mı? İçi rahat, başına fazla bir şey gelmeyeceğinden, konu namus olunca herkesin -yasaların da- kendisine hak vereceğinden emin, neşeyle poz veriyor kameralara. Geldiğimiz durumun vahametini net bir şekilde görmek isteyenlere, koca dehşeti kurbanı olmuş kadınların çıplak fotoğrafları yerine bu fotoğrafa bakmalarını öneriyorum. Her şey o pişkin sırıtışta saklı...