Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Pazar günü evde oturmuş organik pazardan aldığım fasulyeleri ayıklıyorum, bir gözüm televizyonda, diğeri gazetede. Organik pazarla haşır neşir olmanın verdiği huzur Miraç Zeynep’in pazar ekindeki Ömer Madra röportajıyla yavaş yavaş dağılıyor.
Fotoğraflara bakarsanız Ömer Madra, Miraç Zeynep ve de kayıkçı Ahmet amca gülümseyerek Haliç’de dolaşıyorlar. Gelin görün ki okuduğunuz hiçbir cümle gülümsetmiyor sizi... Küresel ısınma konusunun ciddiyetini anlatmaya çalışmaktan dilinde tüy bitmiş vaziyette Madra’nın ve son derece umutsuz konuşuyor artık. “Kavruluyoruz” diyor, “dönüşü olmayan bir noktaya gelmek üzereyiz” diyor, anlayan var mı acaba?
Tekneyle komşuya
Tam o anda televizyonda bir habere takılıyor gözüm. Lüks bir siteden söz ediliyor, yapay ‘gölet’ler olacakmış içinde, komşuna tekneyle gidebilecekmişsin, o derece yani!
Muhabir “Nasıl dolacak bunlar?” diye soruyor, e haliyle şebeke suyu DA kullanılacakmış. Ama bir dakika! İyi bir haberleri var: Bir kere doldurulması yeterli olacakmış... Hatta depo olarak da kullanılabilecekmiş gerekince. Gölleri kuruturuz, ama yerine ‘gibi’lerini kondurmaktan geri kalmayız. İçine pelikan bile atılanı var, öylesine doğal bir ortam...
“Fesüphanallah” diyerek gazeteye dönüyorum, Ömer Madra diyor ki: “İstanbul çevresindeki yeni sitelere yapay göller yapılıyormuş. Pompei’nin son günleri gibi. Ya onlar bizimle dalga geçiyor ya da bilim adamları... İkisi birden doğru olamaz.”
Televizyonda haberin dış sesi son noktayı koyuyor: “Ne olacağını zaman gösterecek...” Zaman? Zaman kalmadı diyor bilim adamları, farkında mısınız? Daha beklersek zaman bize günümüzü gösterecek!

Haberin Devamı

İpucu döndü!
Kasvetli bir evin salonu. Bir genç, bir de yaşlı adam oturuyorlar. Genç adamın karısı kahve servisi yapıyor. Görünüşte pek sakinler ama hava bir gergin, bir gergin, belli ki bir şey olacak. Korku filmlerinin ilk cinayetin işlenmesini beklediğiniz açılış dakikaları gibi...
Nitekim bir sonraki sahnede jandarma bir ihbar alıyor ve bir koşu ‘olay’ mahalline gidiyor. Dün geceki salonun ortasında şimdi bir ceset var. Kafası koli bandıyla sarılı bir ceset. Görünüşe göre katil arkasında iz bırakmamış, ‘ustaca’ işlenmiş bir cinayet...

Adım adım cinayet

Ve başlıyoruz hep birlikte cinayeti adım adım çözmeye... Delillerin toplanışı, sigara izmaritinden küçücük bir tüye kadar her parçanın incelenişi, yapışkan koli bantlarının solüsyonlara batırılıp parmak izlerinin bulunuşu... Kendinizi Miss Marple gibi hissediyorsunuz, gözünüzü de ayıramıyorsunuz... “İpucu Kriminal” insanı mıhlıyor ekranın karşısına.
Perşembe geceleri yayınlanan program TRT1’in yaz sürprizlerinden. Ve aslında 2002 - 2004 yılları arasında NTV’de 48 bölüm yayınlanıp bir efsaneye dönüşen “İpucu”nun yeni ‘versiyonu’. Suçlar konusunda uzman gazeteci Sevinç Yavuz’un - ki kendisini Türkiye’nin ilk seri katili kabul edilen “Kolici”nin öyküsünü anlattığı kitabindan da tanıyoruz - hazırladığı programı kendisi de bir polis çocuğu olan oyuncu Bekir Aksoy sunuyor.
Her hafta kriminal tekniklerle çözülen bir gerçek cinayet öyküsü ele alınıyor programda. Sevinç Yavuz’un dediği gibi “Katilin gözardı ettiği noktadan teknoloji giriyor” ve adli vakalara düşkün bünyelere de nefesleri tutup izlemek kalıyor...

Haberin Devamı

Birileri farkında!
Myspace’te yayınladığı şarkıları kulaktan kulağa yayılan Yasemin Mori’nin epeydir beklenen albümü “Hayvanlar” nihayet çıktı. Çok özgün bir ses, söyleyecek sözü olan bir genç kadın.
Ne mutlu ki kadın ‘ozan’larımız hızla artıyor, bütün şarkılarının sözleri ve müziği kendisine ait Yasemin Mori’nin. Düzenlemelerde Ozan Çolakoğlu ve Emre Irmak imzaları var.
İlk klip şarkısı “Aslında Bir Konu Var”ın “Birileri bize çok acı getirdiler / Birileri farkında, birileri fark etmedi! Birileri sağ, birileri sol, birileri fark etmedi!” gibi sözleri var. Ankara’dan 22 yaşında naif bir genç kız olarak geldiği İstanbul’da “Her şeyi fark edip çığlık attığı parça” kendi sözleriyle.
Ve bu farkındalık belli ki günden güne artmış, ortaya dokuz parçalık bir koca çığlık çıkmış. Bu çığlığa kulak verin, pişman olmazsınız!