Cadde Azeri oyuncu ‘Acı’ filmini anlattı

Azeri oyuncu ‘Acı’ filmini anlattı

13.07.2009 - 11:12 | Son Güncellenme:

'Donan parmaklarımı set işçisinin ağızına sokup kurtardım'

Azeri oyuncu ‘Acı’ filmini anlattı

DİLBER’in Sekiz Günü filmindeki rolü ile üç ayrı festivalde ‘en başarılı kadın oyuncu’ ödülü alan Azeri asıllı Nesrin Cavadzade, 2 Ekim'de vizyona girecek ‘Acı’ filminin çekimlerinde iki parmağının donma tehlikesi geçirdiğini anlattı. Azeri oyuncu, “Donan parmaklarımı set işçisinin ağzına sokup kurtardım” dedi.

Çocuk doktoru olan annesi Feride Cavadzade’nin, Muğla’nın Datça İlçesi Eski Datça Mahallesi’ndeki taş evinde tatilini geçiren Nesrin Cavadzade, yönetmenliğini Cemal Şan'ın yaptığı ‘Acı’ filminin geçen şubat ayında Erzincan'ın Yılmazköy Köyü'ndeki çekimlerinde, bir sahnede yarım saat karlar üzerinde yüzükoyun yattığını söyledi. Yeni filminin çekimlerinde parmaklarını kaybetme tehlikesi yaşadığını belirten Nesrin Cavadzade, başından geçen olayı şöyle anlattı: “Başrollerini Erol Demiröz ile paylaştığım filmin çekimleri 2 bin metre yükseklikteki bir dağ köyünde gerçekleştirdik. Erzincan'ın Yılmazköy Köyü'nde çok soğuk havada, zor koşullarda filmi tamamladık. Dede ile torunun hikayesini anlatan filmde bir sahne vardı. Hayatımda böyle acı çekmedim. O sahnede karların üzerinde yüzükoyun yatmak zorundaydım. Ama kar, kar değil buz olmuştu. Yarım saat süren çekimler sırasında parmaklarım resmen buza yapıştı. Dayanılacak bir acı değildi, ‘kurtarın beni’ diye ağladım. Buzdan beni kaldırdıklarında artık iki parmağımı hissetmiyordum. İşte o sırada imdadıma bir set işçisi yetişti. İsmi Yasin Özdemir'di. Zaten çekimlerini yaptığımız köyün insanı idi. Belli ki benzer konularda deneyimi vardı. Bana, parmaklarımı kendi ağzına sokmamı söyledi. Parmaklarımı set işçisinin ağzına sokarak kurtardım.” 

CAN YÜCEL ÇOK HAKLIYMIŞ 
11 yaşından beri Türkiye'de yaşadığını ve Şişli Terakki Lisesi mezunu olduğunu söyleyen Azeri oyuncu, Datça'yı üç yıl önce tesadüfen gördüğünü belirtti. Ünlü şair Can Yücel'in yaşadığı yerde olmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Cavadzade, “Çocuk doktoru olan annemin işi dolayısıyla önce Marmaris'e sonra Datça'ya geldik. Son bir yıldır annem Eski Datça'da yaşıyor. Ben de fırsat buldukça sık sık Eski Datça'ya geliyorum. Çocukluğumda hayranı olduğum şair Can Yücel'i televizyonda o sigaradan sararmış bıyıkları ile şiir okurken dinlerdim. Anlattığı Datça'yı hep merak etmiştim. Yılar önce Güney Fransa'da küçük bir kasabaya gitmiştik. Daracık sokakları, taş evleri, binalardaki minik heykelleri ile müthiş bir yerdi. ‘Buradan daha güzel bir yer olamaz’ demiştim. Eski Datça'yı görünce fikrim değişti. Burası en az on kat daha güzel. Can Yücel gerçekten de çok haklıymış” diye konuştu.

BEN KABUL ETMEYİNCE, ROL FADİK'E VERİLDİ 
Zeynep'in Sekiz Günü filminde ilk teklifin kendisine geldiğini aktaran Cavadzade, “Yönetmen Cemal Şan ile, ‘Yersiz Yurtsuz’ dizisinin çekimleri sırasında tanışmıştım. Bana bir projesinden söz etti. Senaryoyu verdi. Çok beğenince oynamak istedim. Ama daha sonra aramızda anlaşmazlık çıktı. Ve o filmde oynamadım. Benim yerime Sevin Fadik Atasoy oynadı. Şan'ın projesi bir üçleme idi. Kadın aynı kadın ama, hayatına giren erkekler değişecekti. Üçünde de aynı kadın olacaktı. Ama ben ilk filmde oynamayı kabul etmeyince o fikir ortadan kalktı. Üçlemenin son halkası ‘Dilber'in Sekiz Gününde’ oynadım. Bu filmdeki rolümle bu yıl Erzurum, Bursa ve Ankara film festivallerinde en iyi kadın oyuncu ödülü kazandım” dedi.