Banu Çarmıklı

Banu Çarmıklı

banu.carmikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÜÇ SEMT, ÜÇ SERGİ
Bu hafta sizlere Karaköy’den Bebek’e uzanan bir rotada, farklı semtlerin keyfini çıkartacağınız bir derleme hazırladım.
Karaköy’ün çağdaş sanat üssü Juma Art’ta yer alan Pi Artworks, kavramsal üretimin başarılı isimlerinden Mehmet Ali Uysal’ın solo sergisini ağırlıyor. Altı yıl önce Mısır Apartmanı’ndaki son sergisinin ardından izleyiciyle buluşan ‘Beni Terk Etme’, otobiyografik izler etrafında gelişen yeni bir seriyi içeriyor. Paris’teki evinin duvarında bulunan, Arjantinli sanatçı Nicolás Bacal imzalı desenden ilhamla sergi ismini seçen Uysal, yaşanmışlık, ev, hatıralar, bellek ekseninde cisimleştirdiği yapıtlarıyla geçmişe yolculuk yapıyor.
Geçmişin izleri
ÜÇ SEMT, ÜÇ SERGİ
Yaşamı boyunca 14 farklı evde yaşamış olmanın bıraktığı izler ve verdiği deneyimin etkisini bugüne ulaştıran sanatçı; unutma, hatırlama, biriktirme, kaybetme gibi zıtlıkların arasından çekip çıkardığı anılarını bizlerle paylaşıyor.
Bu anlamda samimi bir içe dönüş olarak değerlendirebileceğimiz alt metniyle sergi, soyut biçimlerin ötesinde görsellik sunuyor. Türkiye’nin yanı sıra Belçika, İsveç, Meksika, ABD, Fransa gibi pek çok ülkedeki kamusal heykelleriyle tanınan Uysal, malzeme ve alan arasında kendine has ilişki kurma yetkinliğiyle mekânı dönüştürerek izleyici algısını manipüle ediyor. Bireysel bir temanın evrensel ifade diliyle form bulduğu bu sergisi de oldukça ilgi çekici bana göre. ‘Beni Terk Etme’, 11 Mayıs tarihine dek görülebilir.
Fas’ta yaşam
Bir sonraki durak olan Bomonti’de kahve molasının ardından Leica Galeri’nin ev sahipliği yaptığı fotoğraf sergisine uğramadan geçmeyin derim. Magnum Fotoğraf Ajansı’nın yarım asırı aşkın süredir üyesi olan Bruno Barbey’in işlerini toplayan ‘My Morocco’ renkli olduğu kadar gizemli bir dünya sunuyor. Fas asıllı Fransız fotoğrafçı, 12 yaşına dek bulunduğu Fas’a dair, 1970 ve 2000 yılları arasındaki ziyaretlerinden kadrajına yansıyanları aktarıyor. Sergi, doğduğu şehirle ilgili hazırladığı dört kitabından biri olan ‘My Morocco’dan adeta zaman yolculuğu niteliğinde bir seçkiyle izleyiciyi baş başa bırakıyor. Deri tabakhanesinden camiiye, hamamdan düğün mekânlarına kadar birbirinden egzotik ve samimi görüntülerin yer aldığı fotoğrafları hayranlıkla izledim. Dünyanın farklı şehirlerini gezen Barbey’in Çin hakkında yeni bir kitabının çıkacağını da duyurmak isterim. Seyahat ve belgesel fotoğrafçılığı sevenleri fazlasıyla tatmin edecek olan sergi, 25 Mayıs’a kadar devam ediyor.
Ayna tekniği
Son olarak Bebek’teki Evin Sanat Galerisi’nde, bu kez fotoğrafın kavramsal yönünü öne çıkaran bir sanatçının sergisiyle turunuzu tamamlayabilirsiniz. İşlerini severek takip ettiğim Ahmet Elhan’ın ‘İkililer IV’ başlıklı sergisi, 2010 yılından bugüne dek sırasıyla ürettiği İkililer serilerinden derlenmiş bir seçki sunuyor. Üretimlerinde fotoğrafın teknik yapısını sorgulayan ve manipülasyona farklı bir yorum getiren Ahmet Elhan’ın her seferinde beni şaşırtan bir ifade dili var. Geçtiğimiz aylarda Arton İstanbul’da gördüğüm ve etkilendiğim soyut işlerinden farklı olarak bu kez doğayı başka gözle kadraja almış. Gittiği yerlerdeki şelaleri ve orman görüntülerini parçalayıp tekrar kurgulayan Elhan, doğaya ait bu öğeleri bir yanda ayna tekniği kullanarak diğer yanda ise siyah-beyaz renklerin nostaljisiyle harmanlıyor. Görme bozukluğu testlerindeki harflerden oluşturduğu kompozisyonlar ise içinde insan olmamasına rağmen izleyeni fotoğraf üzerine düşünmeye yöneltiyor. Bu sıra dışı fotoğraf sergisini, 13 Nisan’a dek mutlaka görmenizi öneririm.