Ben aynıyım çevrem değişti

Bir dönemin gözde oyuncusu Yasemin Ergene Özilhan, her şeyi bırakıp aile hayatını seçti. Bu kararını, “Önüme bir seçim zorunluluğu çıkmadı. Her ikisini de yapabilirdim. Oyunculuk mesleğinin en önemli zorluğu; nerede, hangi saatte, ne kadar çalışacağınızın belirsizliği. Bu düzende aile kurmak hiç kolay değil” sözleriyle özetliyor. Şimdilerde Carter’s Türkiye’nin halkla ilişkiler ve tanıtım faaliyetlerini üstlenen Özilhan; yeni hayatını, evliliğini ve projelerini anlattı.

Görümceniz İpek Özilhan Özkan Carter’s Türkiye’nin Yönetim Kurulu Başkanı, siz de tanıtım yüzüsünüz... Aranızdaki işbirliğiyle başlayalım...

Evet, ben markanın halkla ilişkiler ve tanıtım faaliyetlerini yürütüyorum ama markamızın asıl yüzleri tabii ki çocuklar. İpek Hanım da, ben de anne olduğumuz için çocukların ihtiyaçlarını kolaylıkla tespit edebilen, onların gelişiminde önem taşıyan unsurlarda bilinçli bireyleriz. Kendi tecrübelerimiz doğrultusunda görevlerle ayrılmış koordine bir işbirliğimiz var. İpek Hanım -ki aile arasında ona İpek Abla derim-, benim iş hayatında akıl hocam. Hem o, hem de Emine Anne tecrübelerini benimle sık sık paylaşır. Kişisel gelişimimde ciddi destekleri var, aynı zamanda iyi bir dost...

Üniversitede halkla ilişkiler eğitimi aldınız, şimdi de markanın PR işlerini yürütüyorsunuz. Çalıştığınız sektör size neler öğretti?

Çalıştığım sektör bana üniversite bilgilerinin taban olarak kullanılıp, işin akışına ve sektöre göre esnek olabilmeyi ve sürekli kendini geliştirme gerekliliğinin önemini öğretti. Hiçbir bilgi sabit değil her an değişebiliyor, radarlarınızı açık tutmalısınız.

Başka projeleriniz var mı?

Şu anda Carter’s yeni başlayan bir proje ve çok emek istiyor. Açıkçası başka bir proje için şu anda zamanım yok.

Bir denge kurdum

Rutin bir gününüz nasıl geçiyor?

Carter’s çalışmalarıyla birlikte düzenli mesai yapan bir bireye dönüştüm. Günüm rutin bir çalışma düzeniyle geçiyor, çocuklarıma ve spora ayrılan anlarla devam ediyor.

Ev ve iş hayatı arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

Bu denge içerisinde en çok dikkat etmem gereken konu çocuklarım. Artık işim gereği daha az vakit geçirebildiğim için o anların daha kaliteli ve güzel geçmesine dikkat ediyorum.

Anne olmak sizi nasıl bir kadın yaptı? Anne olduktan sonra neler değişti?

Ben karakter olarak zaten çok evcil ruhlu bir insanım, aile ortamı benim için çok değerli. Anne olunca tek değişen; aile ortamının başında olan, sorumlulukları bulunan bir göreve sahip olmak. Anne
olmak her an çocuklarını kollamak ve onlara destek olmak üzerine kurulu...

Formunun sırrı genetik

Sizi tanıdığımdan beri hep fitsiniz, kilonuz hiç değişmedi. Nedir sırrı; düzenli beslenme, spor?
Birincisi genetik özellikler, çocukluğumdan beri hep zayıf bir insan oldum. Ancak buna güvenerek yaşamam, zira bünye yaş ilerledikçe yavaşlıyor. Makarna ve benzer unlu
mamulleri zaten tat olarak hiç sevemedim, bu da büyük bir avantaj. Bunun dışında protein ve sebze ağırlıklı bir beslenme düzenim var. Ciddi ve düzenli olarak spor yapıyorum. Vücut dolaşımımı hızlandı- ran bitki çayları ve benzer sıvı desteğiyle de zararlı maddeleri kolayca atıyorum.

Oyunculuğun en güzel hediyesi hayranların sevgisi

Yasemin Özilhan deyince “Kariyeri yerine aşkı seçti” yorumu yapılıyor. Ne diyeceksiniz? Aile hayatı sizin için ne ifade ediyor?

Yasemin Ergene’nin önüne bir seçim zorunluluğu çıkmadı. Her ikisini de yapabilirdim. Oyunculuk mesleğinin en önemli zorluğu; nerede, hangi saatte, ne kadar çalışacağınızın belirsizliği. Kaotik bir düzeniniz oluyor ve bu düzende aile kurmak hiç kolay değil.

10 yıl önceki Yasemin’le şimdiki arasında ne fark var?

Hiçbir fark yok diyebilirim. Ben aynıyım ama çevremdeki yaşam öğeleri değişti. Ama bu yeni yaşamımdaki her şey, zaten benim karakterimle bağdaşıyor. Biraz daha olgunlaşmış ve sorumlulukları artmış bir Yasemin var şimdi.

‘Doktorlar’ın tekrarları hala veriliyor. Kendinizi ekranda gördüğünüzde ne hissediyorsunuz? Setlerin bağımlılık yaptığını söylerler. Siz özlemiyor musunuz hiç?

‘Doktorlar’ın tekrar tekrar yayınlanması beni rahatsız etmiyor, çünkü beni seven kitleyle ilişkilerimi hep sıcak tutuyor. Ayrıca bu kitleye yeni jenerasyondan da katılanlar oluyor. Böyle bir sevgiyi yaşamak oyunculuğun en güzel hediyesi. Setler benim için bağımlılık değil, ‘bağımlılık’ zaten kötü bir kavram. İrade eksikliğinin göstergesi. Setlerin sadece yüksek temposu ve gösterilen sevgi ilgimi çekiyor. Sevgi devam ediyor, yüksek tempoyu da iş ve ailemde yaşıyorum zaten.

İzzet sürpriz insanı

İzzet Özilhan’la nasıl bir çiftsiniz?

İzzet sürpriz insanı, ben de sürprizleri seven biriyim. Ama sürpriz derken hediyelerden bahsettiğimi sanmayın! Aniden ortaya çıkan ve gerçekleşen aksiyonlardan bahsediyorum...
Bir gün kendimizi motorun üzerinde gezinirken, ertesi gün elimizde boks eldivenleriyle sporda bulabiliyoruz. Kendisine fazlasıyla maskülen görünümlü bir motor yaptırırken, üzerine benim ve kızlarının adını yazdıracak kadar da duygusal bir erkek. İkimizin de bu evlilikten aldığı keyfin en büyük sebeplerinden biri, enerjimizin yüksek olması. İlişkimiz paylaşım, saygı ve bu enerjiyle hep heyecanını koruyor.

Bir çocuk daha düşünür müsünüz?

Neden olmasın? Carter’s için bir tane fazladan müşterim olur (gülüyor).