Berna Laçin

Berna Laçin

berna.lacin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

KADINI ANLAYAN MUHTEŞEM BİR FİLM: ‘ROMA’

'Roma', Alfonso Cuaron’un son filmi... Bir film seyredersiniz ve biter bitmez hemen tekrar izlemek istersiniz ya da sonrasında saatler hatta günler boyu zihninizde sahneleri döndürüp durursunuz ya, işte ‘Roma’, izleyende bu hissi yaratabilen o ender eserlerlerden... Ne bilinmedik bir konusu ne de rastlanmadık bir görseli var...
Ama bu yapımda, bir bütün olarak, tarifi mümkün olmayan başka bir lezzet ve yürekte izi kalan bir his var. Yönetmen, çocukluk anılarını, belleğinde kalan, hatırladığı haliyle ortaya koyarken, seyirci de kendi çocuklukluğuna dair duygu hafızasından kopup gelen hislerle karşılaşıyor film boyu. Projenin kalbe bu kadar işlemesinin formülü belki de burada, ‘çok uzak fazla yakın’ oluşunda...

Haberin Devamı

Sinema tutkunları için, Cuaron deyince zaten akan sular duracaktır ama yine de hakkında küçük birkaç hatırlatmada bulunayım; son filmi Sandra Bullock ve George Clooney’li ‘Gravity’ (Yerçekimi) ile yönetmen Oscar’ı kazanan ilk Latin Amerikalı unvanını aldı. Meksikalı yönetmen, ülkemizde 20 yıl önce Gweyneth Patrow ve Erhan Hawke ile çektiği ‘Great Expectations’ (Büyük Umutlar) filmiyle sinema tutkunlarının dikkatini çekti. ‘Harry Potter ve Azkaban Tutsağı’ ise popülerleşmesini sağladı. Sürekli farklı türler deneyen Cuaron’un en sevdiğim eseri, yönetmen ve senaristliğini yaptığı ‘Children of Men’ (Büyük Umut), izlemediyseniz muhakkak öneririm.

KADINI ANLAYAN MUHTEŞEM BİR FİLM: ‘ROMA’
Aşk ve annelik travmaları

Bu hatırlatmalardan sonra bir Netfflix yapımı olan ve Cuaron’un yönetmen, yapımcı, kurgu, senarist ve görüntü yönetmeni olarak imzasını attığı son eseri ‘Roma’dan bahsedeyim biraz da... Filme adını veren Roma, İtalya’nın başkenti olan şehir değil; 70’li yıllarda Mexico-City’deki kalburüstü kişilerin oturduğu bir semt... Yapım da bu mahallede, yönetmenin çocukluğuna dair anılara götürüyor seyirciyi...

Yönetmen, 30 yıl boyunca kendi şehrinden uzak kaldıktan sonra, kamerasıyla birlikte belleğinde bir yolculuğa çıkıyor, kendi çocukluğunu, evinin bulunduğu Roma mahallesini, çocukluğunun geçtiği şehirle Meksika’nın 70’lerini hatırlıyor ve seyirciye de anımsadığı haliyle geçmişi aktarıyor.

Haberin Devamı

Benim izlenimime göre tam bir kadın filmi ‘Roma’, yanlış anlaşılmasın kadınlar için yapılmış değil; ama kadın tarafından bir hisse tutunuyor. Kadınlığı ve anneliği, yaşamın tam da öznesine yerleştiriyor. Dört çocuklu, varsıl bir aileyle evde çalışan iki hizmetlinin kısa bir yaşam kesitine tanık oluyoruz... Doktor babanın evi terk edişi, anne Sofia’nın hayatı yeniden inşa edişi ve buna paralel, filmin en önemli kahramanı hizmetçi Cleo’nun hem ailenin yaşadıklarına tanıklığı hem de kendi yaşamındaki aşk ve annelik travmalarına şahit oluyoruz.

Faşizm ve iç savaş altında, erkek egemen bir ülkedeki kadınların, yaşamlarının su gibi akıp gidişini, adeta bir belgesel izler gibi belirli bir mesafeden ama duygusal olarak da çok içerden izliyoruz. Zaten uzun uzun akıp giden köpük köpük su planları da sanki bu hissin altını çiziyor. Cuaron, ‘Roma’yı, “Beni yetiştiren kadınların samimi bir portresi” olarak tanımlıyor. Filmin sonunda, “Libo’ya adanmıştır” yazısı dikkatinizi çekecek; Libo, yönetmen Cuaron’un dadısının adı.

Haberin Devamı

KADINI ANLAYAN MUHTEŞEM BİR FİLM: ‘ROMA’
‘Ödüller üzeri’ bir yapım

‘Roma’yı sinemada izlemenizi tavsiye ederim ancak çok az salon ve seansta bulabildiğim için ben de evde izledim. Daha önce de dediğim gibi film Netflix yapımı. Bu arada platform, günden güne daha iddialı yapımlarla ortaya çıkıyor ve başta Cannes olmak üzere, çeşitli festivallerde yarışmasıyla ilgili de sular durulmuyor. Hatta Oscar komitesinin de Netflix filmlerinin adaylığına yaklaşımı şimdiden merak konusu...

Bu arada ‘Roma’, Venedik Film Festivali kapsamında yarışmaya kabul edildi ve büyük ödül olan ‘Altın Aslan’ı aldı. Meksika, Oscar ödülleri için de ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ kategorisinde ‘Roma’yı aday adayı gösterdi. Bakalım, Akademi’nin tavrı ne olacak? Siz bir an önce, daha gösterilir gösterilmez ‘ödüller üzeri’ olduğunu seyircinin beğenisiyle kanıtlayan bu filmi izleyin.