Berna Laçin

Berna Laçin

berna.lacin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yeni bir tiyatro oyununun provalarına başladım bu hafta. Daha öğrenciliğimin başında Kent Oyuncuları ile profesyonel sahneye çıkmış olma şansıyla, 40’lı yaşlarımı bitirmeden tiyatroda 30 yılı geride bırakmanın keyfine ulaştım bu sene. Kendime bir armağan olarak, bu sezon tek kişilik yeni bir oyunla seyirciyle buluşmaya hazırlanıyorum. Elbette altıncı yılına giren, Erdal Özyağcılar ve Gözde Çetiner’le komedi oyunumuz ‘Hoşgeldin Boyacı’ da devam ediyor. Bu oyunla, ülkemizi soldan sağa, yukardan aşağıya defalarca gezdikten sonra, bu ay Avrupa’ya da turnelerimiz başlıyor.
Profesyonel sahneye, hocam Yıldız Kenter’le başrolü paylaşarak ilk adım attığım oyun ‘Şafak Yıldızları’, kadınlar, hayalleri ve acıları üzerine bir Rus eserdi. Bu sene ise Zehra İpşiroğlu’nun ‘Duygu Asena Ödüllü’ kitabı üzerinden yine kendi yazdığı, gerçek bir kadın hikayesine dayanan ‘Hayal Satıcısı’yla ülkemiz kadınlarının sıkışmışlığını ortaya koymak hedefim... 30 yılda dünya genelinde kadınların toplumsal sorunlarında, eşitsizliklerinde ve mağduriyetlerinde ne yazık ki çok yol katedilmedi...
Ülkemizde kadına biçilen rollerse ısrarla baskısını sürdürüyor. İyice yozlaşan ahlaki dönem ve hukuki boşluklar arasında çürümeye terk edilen kadınların hakları için, toplumsal cinsiyet algımızla yüzleşmemiz gerek. Artan kadın cinayetleri bize gösteriyor ki, dayatılan ve yıllar içinde sanki doğalmış gibi kabul ettirilen klişeler, kadınların elini kolunu bağlayıp, onları tutsaklaştırıyor. Özgür olmayan kadın, kendinden başka koruyanının olmadığı bu topraklarda mağdur olmaya mahkum kalıyor.

Haberin Devamı

Dünya genelinde durum

Kadınlara biçilen toplumsal rolleri tek bir karakter üzerinden sahnede anlatmaya çalışmak, kadınlar üzerine her zamankinden daha fazla düşünmeye itiyor beni... Ülkemizde durum vahim, bunun acısını her gün yeni olaylarda yaşıyoruz birlikte. Peki ama dünya genelinde? Hele hele coğrafi olarak savaşlarla, doğal felaketlerle, coğrafi koşulların getirdiği yoklukla mücade eden yerlerde? Bazı yerlerde kuşkusuz daha da zor ama dünya genelinde kadın olmak hâlâ çok zor. Hani filmlerde gemi batarken ya da bina yanarken şöyle bağırır ya kahraman, “İlk önce kadınlar ve çocuklar”, gerçek hayatta ne yazık ki, önce kadınları vururlar!
Buyurun size, neredeyse 7.5 milyar insanın yaşadığı gezegenimizden kadınların yaşam koşullarına dair bazı veriler:
- Dünya genelinde en fakirlerin çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Açlık sınırının altında yaşayanların dörtte üçü kadın.
- Mültecilerin yüzde 80’ini kadınlar oluşturuyor.
- Her beş kadından biri taciz ve tecavüz mağduru oluyor.
- Her üç kadından biri şiddet görüyor.
- Okuma-yazma bilmeyen ve hiç eğitim almamış 1 milyardan fazla yetişkinin, üçte ikisi kadın.
- Yine 1 milyardan fazla yoksul insanın üçte ikisi kadın.
- Kadın cinayetlerinde, kurbanların yüzde 70’i eşleri ya da sevgilileri tarafından öldürülüyor.
- İklim değişikliği ve doğal afetlerde en büyük zararı kadınlar görüyor.
- Felaketlerde ölenlerin çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. (2008/Myanmar/Nargis Tayfunu: yüzde 61, 2004/Hint Okyanusu/tsunami: yüzde 70-80, 1991/ Bangladeş/tayfun: yüzde 91) Felaketlerden sonra geride kalan kadınlar zarar görüyor. Katrina Kasırgası sonrası cinsel şiddet, öncesine göre dört kat artmış.
- Kadınların yaşamını sürdürdüğü olumsuz şartlardan ötürü, yılda 4 milyon bebek (doğmuş/doğmamış) evlerdeki kötü hava kalitesinden ölüyor.

Haberin Devamı

- Çalışan kadınlar dünya genelinde büyük bir gelir eşitsizliği yaşıyor. Aynı işi yapan, aynı pozisyondaki kadın çalışanlar erkeklerden az kazanıyor.
- Üniversite sonrası ilk işlerinde, kadınlar erkeklere göre yüzde 20 az maaş alıyor. 10 yıllık çalışma hayatı boyunca bu fark açılıyor ve kadın-erkek çalışan arasındaki fark yüzde 30’u geçiyor.
- Gazetecilerin üçte biri kadın olmasına rağmen, bölüm şefi, editör ya da patronların sadece yüzde biri kadın.
- Hollywood’da bile, aynı filmin kadın yıldızı, başrolü paylaştığı erkek oyuncudan
önemli ölçüde az ücret alıyor.