Birgül Ulusoy: Başrol senaryodur, kimse kusura bakmasın!

Oyunculuğun kan, ter ve gözyaşı işi olduğunu söyleyen Birgül Ulusoy, 30 yıllık kariyeri boyunca hiç pişman olmadığını söyledi. ‘Sıfır: Etkisiz Eleman’ filminde dominant bir kadını canlandıran Ulusoy’la, projenin detaylarını ve sektöre bakışını konuştuk. Usta oyuncu, gençlere de tavsiyeler verdi.

‘Sıfır: Etkisiz Eleman’ nasıl bir film?
Her şeyden önce çok samimi bir iş oldu. Absürt komedide sağlam bir örnek olarak yerini aldığını düşünüyorum. Çocukluk yıllarında geçirdiği travmanın etkisiyle ömrü boyunca asla “Hayır” diyemeyen bir adamın başına gelebilecek tüm absürt durumları görüyoruz ve eşinin bu dertten kurtulması için adamı canla başla desteklemesini... Küfürsüz ve cinsellik içermeyen bir komedi vadediyor.
Sizin canlandırdığınız karakter bu hikayenin neresinde?
Dominant bir kadın. Eşini en çok eleştiren kişi ama ona çok aşık... ‘Kasap sevdiği deriyi yerden yere vururmuş’ derler ya, o misal bir ilişkileri var.
“Hayır” demek sizin için kolay mı?
Net ve yanlız bir kelime. Sonra hep derin bir sessizlik olur. Bu kelimeyi çok kullanan biri olduğum aşikâr. Keskin ve net olmayı sevmişimdir ömrümce...
Projede tiyatro kökenli oyuncular rol alıyor. Sette nasıl bir ortam vardı?
Belli bir oyunculuk adabından geçen bir ekiple çalıştık. Başta Orçun Kaptan olmak üzere değerli dostlarımız vardı. Orçun ve ben, tiyatronun usta-çırak ilişkisinden geliyoruz. Kusur örtmek ve birbirimize destek olmak üzerine, bir set adabımız var. Çok eğlendiğim ve kendimi bir kadın oyuncu olarak özel hissettiğim bir setti. Yönetmenimiz Onur Aldoğan, b izi hem çok güldürdü hem de hiç yormadı.
Kariyeriniz boyunca birbirinden farklı projelerde rol aldınız. Senaryo seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Artık proje seçerken yapımcının vizyonuna, ‘set’ denen dünyayı kurmasındaki başarısına bakıyorum. Bir yapımcının gücünü ve zekasını, kurduğu projeye bakıp analiz edebilirsiniz. Bundan ötesi yalan dolandır. Bir de başrol senaryodur, kimse kusura bakmasın!

‘Oyunculuk gül bahçesi vadetmiyor’
Instagram’da sık sık spor yaparken fotoğraf paylaşıyorsunuz. Geçen yıllarla birlikte kendinizi daha seksi hissediyor musunuz?
Yaşıma göre iyi göründüğüm aşikâr. Bunu ömrüm boyunca sigara içmememe, delice yürümeye ve eşek gibi çalışmaya borçluyum. Seksilik ve çekicilik meselesine gelince... Kendime saygım var ve bana emanet edilen bedene iyi bakmak, yaptığım işin bir parçası.
30 yıllık oyunculuk kariyerinizde hiç pişmanlık duydunuz mu?
Hiç olmadı. İyi ki hepsini oynamışım, yönetmişim ve öğretmişim.
Bir yandan da oyunculuk dersleri veriyorsunuz. Gençlere neler tavsiye edersiniz?
Önce sabır, sonra çalışma... Bu zaten hangi işi yaparsan yap, altın anahtar değil mi? Muhsin Ertğrul’un güzel bir sözü vardır: “Oyunculuk çok güzel bir meslektir ama ilk 30 yılı biraz zor geçer.” Kan, ter ve gözyaşı işidir. Kimseye gül bahçesi vadetmiyor.