Cadde Bu ayıp kimin?

Bu ayıp kimin?

13.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

İzmirde Mezzaluna farkı, Sir Winston Tea House çok popüler, Elitde kebap keyfi, Nefise sessiz ve derinden gidiyor...

Bu ayıp kimin

Efendim, ekranda izledim gerçekleştirilen yıkımı. İçim cız etti. Bunu yapanlar haklıydı belki ama o halde niye üç yıl beklediler? Bence bu işin içinde bir bit yeniği var. Ay, acele ediyorum galiba. Efendim, 07.01.2005 tarihinde İstanbuldaki The Ritz Carlton Otelin altında yer alan Margaux, Chocolate, Mio ve Butik adlı restoranlar yıkıldı. İki işletmenin ve benim avukatım olan Ersan Taştekinden meselenin aslını öğrenmeye çalıştım. Ardından TURYİD (Turizm Restoran ve Kulüp Yatırımcıları İşletmecileri Derneği) beni bilgilendirdi. Şimdi burada ahkam kesip de başınızı ağrıtmak istemiyorum. "Bu bir ayıptır. Yapılan ayıbı kim temizleyecek?" diye soruyorum. 4. İdare Mahkemesinin 03.01.2005 tarih 2004-3001 esas sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararı olmasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi nasıl olur da T.C. 228 ve 240. maddeleri çerçevesinde, açıkça mahkeme kararını uygulamayarak bu müesseseleri yıkar? Üstelik bunu müşteriler içerdeyken, onların can güvenliğini hiçe sayarak nasıl yapabilir? Bu, suç sayılmaz mı? Elektrik, su, doğalgaz sistemlerini bile kesmeden demirbaşların tahliyesi nasıl yapılır? Ve neden müessese sahiplerine karşı zor kullanılır?.. Bu dört restoran, toplam 200 ailenin geçimi. Dört mekanın yıllık vergisi ve sigorta miktarı trilyonlarla ölçülüyor. Turizm işletmeciliğine büyük bir darbe olan bu uygulamanın ayıbını bakalım kim, nasıl izah edecek? Köşemde her zaman doğruları yazdım, savundum. Bundan sonra da böyle olacak. İsteyen, istediği gibi düşünebilir. Evet, gelelim İzmire. İzmir seyahatimde sevgili Nefise Karatay ile kısa süre beraber olduk. Çok zayıflamış. İzmirin ünlü gözlük firması olan İxron Güneş Gözlükleri ile anlaşma imzalamaya gelmiş. Bu işin menajerliğini de bizim sevgili Emre yapmış. Duyumlarıma göre iş önce Gülşene gitmiş ama istediği rakam dudak uçuklatan cinsten olunca, Nefise imzayı atmış. Aslında İzmirin eğlence yaşamı öyle 2-3 günde yazmakla bitmez. Bir kere, gece hayatı çok gelişmiş. Yeni gece kulüpleri, barlar açılmış. Otellerin içindeki mekanlar da cabası. Karşıyaka, Alsancak ve Balçova ayrı bir alem. En iyisi, kaldığımız yerden devam etmek. Sevgili Apo (Abdullah Özmelek) DHAnın İzmir yıldızı olan manevi oğlum Cesur Sert, kankisi Emre Akova ve beni bir akşam, Konak Pierin içinde bulunan İtalyan restoranı Mezzalunaya davet etti. İzmirde de İstanbulda olduğu gibi kısa sürede klasikler arasına giren Mezzaluna, Türkiyenin en şık restoranlarından biri olmuş. Caner Aydın yönetimindeki güler yüzlü personelinden servisine, işletme sahiplerinin misafirperverliğinden eşsiz İtalyan lezzetine, dekorasyonuna kadar mükemmel. Espresso ile servis edilen şekerli portakal kabuklarına varıncaya kadar en ince detaylar bile düşünülmüş. Haftanın her günü dolu olan Mezzalunaya rezervasyonsuz gitmeyin. Şef Beatricein hazırladığı birbirinden leziz İtalyan pizza, makarna, salata, et yemekleri ve tatlılarını mutlaka denemelisiniz. Ben o akşam parmezan peynirli roka salatasıyla başladım. Ana yemek olarak karışık mevsim sebzeleriyle ızgara bonfile yedim. Apo, Cesur ve Emre önce parmezan peynirli, bıldırcın yumurtalı, kruton ve ançuez soslu ızgara piliçli marul salatası aldılar. Ardından Cesur porçini mantar soslu ızgara bonfile, Emre ise taze ev yapımı dört peynirli makarna aldı. Çok keyifli bir yemekti. İzmire gidenler ve İzmirliler, Mezzalunaya uğrayın. Telefon numarası (0232) 489 69 44. Dolaşırken Cesur ve Emre son dönemde İzmirde çektiği fotoğraflarla adından sıkça söz ettiren Tolga Yurdaere rastladılar. Tolga, İzmirin Nihat Odabaşısı. En son İpek Tuzcuoğlunun çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanan fotoğraflarını o çekti. Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü mezunu olan Tolgaya "İstanbula gel, seni şöhret yapalım" dedim. Ama hiç yanaşmadı. E haklı çocuk, çirkef bir piyasanın içine niye girsin ki?.. Zaten örnek aldığı ve çalışmalarını beğendiği fotoğrafçıların başında Nick Knight ve Helmut Newton geliyor. Gerçek İtalyan; Mezzaluna Konak dönüşü İzmir ve Çeşmedeki favorim Sir Winston Tea Houseun Alsancakta yeni açtığı şubeye girdik. Patronlar Murat Girginç ve Davut Mayruk yine çok şık bir yer yapmışlar. Dekorasyonu, servis elemanları, mönüsü ve konumuyla Paristeki benzerlerinden farksız. Deri koltukları, mermer zemini, büyük boy tablo ve cam dekorasyonuyla dikkat çekiyor. Salon şefi Mustafa Burgaz ve 20 kişilik ekibiyle, her gün 10.00-02.00 arasında hizmet veren Sir Winston Tea House günde ortalama 700 kişi ağırlıyor. 40 çeşit çay, 20 çeşit kahve bulunuyor. Ben burada en çok kestaneli pasta ve tiramisuyu seviyorum. İkisi de felaket lezzetli. Ayrıca şef Onur çok şeker ve yakışıklı bir çocuk. Valla on santim uzun olsa jön olup Hülya Avşarla oynayabilirdi. Telefon numarası (0232) 463 10 21. Favorim Sir Winston Tea House Yepyeni yerler açılmış İzmirimde. İzmirli genç iş adamı Sezai Geyik, altı ay içinde İzmirdeki ikinci restoranını Çöp Şişçiler Sokağı olarak bilinen Pasaportta, Marla Otelin karşısında açmış. Her gün 24 saat açık olan iki katlı ve bahçeli restoran, 300 kişi oturma kapasiteli. 30 kişi görev yapıyor. İstanbuldaki ocakbaşı kültürünü İzmire getirmiş Sezai Geyik. Ayrıca burada fasıl müziği de var hafta sonlarında. Mekanın şefi Şevket Akpınar, işletme müdürü ise Yıldıray Gököz. Mönüde İtalyan yemekleri de var. Telefon numarası (0232) 441 73 63. Hazır Marla Otelin oraya gelmişken geçen yıl yılbaşı gecesi ailece yemek yediğimiz Elit Restauranta uğradım. Patron Metin Doğruöz gerçekten İzmire çok keyifli bir yer kazandırdı. Servisi, yemeği, personeli ile oldukça başarılı Elit. İzmirin keyifli otellerinden Marlanın girişinde olması nedeniyle otel müşterileri tarafından da tutulan bir yer. Zaten Marlanın patronu Hüseyin ve Metin kardeşler. Elitde kömürde ızgara, çöp şiş gibi lezzetlerle ocakbaşı keyfi yapabiliyorsunuz. Ama dünya mutfağından da salata, makarna, tatlı çeşitleri var. Telefon numarası (0232) 441 36 43. Efendim, bu günlük de bu kadar. Sevinçleriniz okyanuslar, üzüntüleriniz ise kum tanesi kadar olsun. Elit gerçekten elit ve Ege By Benim has dostlarımdan biridir Hakkı. Adam gibi adam olanlardan. Ona arkamı döner giderim bu alemde. Pek çok gazeteci vardır; Meslektaşınız bile olsa dost gibi gözüküp de sizi arkadan vuran, kompleksli, zavallı, ne olduğunu bilmeyen, kalemini çıkarları için kullanan... Hakkı Yalçın onlardan biri değildir. Gönül adamıdır. Zaten yazdığı şarkı sözlerinden, son kitabı Yürek Ağlar Gözden Önceden de bunu farkedersiniz. Hakkının Nokta Yayınlarından çıkan Yürek Ağlar Gözden Öncede birbirinden güzel tam 17 öykü var. Hele Yanlış Yolcu sizi çok etkileyecek eminim. Her öykü bana göre ayrı bir lezzette. Müzikte starların şarkı sözü yazarı olan Hakkı, Takvimdeki yazılarıyla da keyifli bir adamdır zaten. Alın okuyun Yürek Ağlar Gözden Önceyi. Adam gibi adam Hakkı Dünyada dertsiz yaşamak istiyorsan sırlarını kimseye açma. Altın Öğütler -Efendim, pazar günü sevgili kankam Yazgülü Aldoğan köşesinde yazdı. Adresimiz değişti farketmediniz mi? diye. Yeni yılla birlikte POSTA köşe yazarlarının internet adresi değişti. Bundan önce simge idi. Ama sizlerin daha rahat hatırlaması için bundan böyle posta oldu. Bütün yazarların elektronik adreslerine, isminin baş harfi ve soyadını yazıp posta.com.tr ekleyerek ulaşabilirsiniz. Aman dikkat! Bizleri sizsiz bırakmayın olur mu? sdudek@posta.com.tr