MARATONDAKi TAVŞAN
Bu, Hollanda’daki Hayvanları Koruma Partisi’ni anlatan belgeselin adı. Geçen hafta Türkiye Hayvan Partisi sayesinde izledim. Kuruluşundan bugüne neler yaptıkları neler başardıklarını gösteriyor. Etkilenmemek mümkün değil
Parti (Partij voor de Dieren), Marienne Thieme tarafından 10 yıl önce kurulmuş. Partinin başkanı da kendisi zaten. Dünyada bir ilk. (Şimdi biz de dahil 10 ülkede hayvan partisi var) 2006’dan beri meclisteler. İki sandalyeleri ve tek bir amaçları var: Hayvan refahı. Kendi çıkarları için bir şey istedikleri yok. Belki de bu yüzden avantalara, politik oyunlara, sağ gösterip sol vurmalara ihtiyaç duymuyorlar. Netler. Düsturları, Gandhi’nin ünlü sözü “Bir ülkenin gelişmişlik ve uygarlık düzeyi o ülkenin hayvanlara davranış biçimiyle ölçülür.” Yani hayvan haklarını koruyup geliştirerek, hayvan istismarını önleyerek eko-sistemde daha sürdürülebilir bir etkileşim ve sonucunda daha mutlu bir toplum yaratmayı hedefliyorlar. Parti tüzüğünde, çiftlik hayvanı üretimi, balıkçılık, hayvanların deneylerde kullanılması ve biyoteknoloji, insanlara eşlik eden hayvanlar, sirk ve gösteri hayvanları, vahşi hayvanlar, nesli tükenmekte olan hayvanlarla ilgili yapılması gereken maddeler yer alıyor.
Başta orada da dalga geçenler olmuş tabii. (Medeniyet bir yere kadar) Ama giderek ciddiye almak zorunda kalmışlar. Daha önceleri hiçbir şekilde hayvan refahı, doğa ve çevre hakkında konuşmayan partiler, birden bu konularla ilgilenmeye başlamış.
Elbette Hollanda’yla Türkiye arasında fark var. Demokrasi anlayışı, değerler, medeniyet seviyesi vs. çok farklı. Ama kararlı, tutarlı ve net olmak sonuç veriyor, bunu görüyorsunuz belgeselde. Hatta bence politikanın asıl, olması gereken amacını fark ediyorsunuz: Temsil ettiğiniz topluluğunçıkarlarını gerçekten korumanız gerektiğini!
ÇOMAR DiYOR Ki “KAPAKLARI ATMAYIN!”
Haber eskidi ama hatırlatmakta yarar var diye düşündüm: Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı, kimsesiz hayvanlar için 5 yıl sürecek bir kampanya başlattı. Toplanan pet şişeler, kapaklar, metal kutular bir geri dönüşüm firması tarafından değerlendirilecek ve karşılığında barınağa katkı sağlanacak. Sloganı ‘Çomar diyor ki’. yedikulebarinak@gmail.com adresine eposta atarak ya da 0 212 633 58 57 numaralı telefon aracılığıyla kampanyayla ilgili bilgi alabilirsiniz. Burada 3 bin köpek ve 95 engelli kedi yaşıyor ve takip ettiğim kadarıyla en etkili ve düzenli çalışan barınaklardan biri. Keşke diğer barınaklarda çalışanlar da bu kadar yaratıcı olsa... www.yhdd.org.tr
SUDA’YLA MUTLULUKLAR
Geçen hafta en hoşuma giden haber, Ajda Pekkan’ın yavru sokak kedisini (Suda) sahiplenmesiydi. Süperstar’ın hayvan sevgisi malum. Hürriyet’teki köşesinde de her hafta mutlaka hayvanlara yer veriyor. Pekkan’ı takdir etmek tabii ki haddim değil ama bu kadar sevilen ve taklit edilmeye çalışılan bir sanatçının hayvan sahiplenmeyi bu kadar özendirmesi şahane bir şey.
BU ETKiNLiK KAÇMAZ!
Bakırköy Kent Konseyi, mayıs ayı boyunca hayvanseverlere kedi ve köpek bakımı konusunda profesyonel eğitimler veriyor. 17 Mayıs Cuma günü Prof. Dr. Tamer Dodurka, kedi köpek psikolojisini anlatacak. İmkanınız varsa kaçırmayın. Bakırköy Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi’nin telefonu, 0 212 465 10 02.
iYi FiKiR
Nişantaşı Juno Restoran yarın akşam hoş bir etkinlik düzenliyor. Özel bir mönünün servis edileceği geceden elde edilecek gelir, barınaktan kurtarılan 3 köpek, tedavi gören 15 sokak kedisi ve bir güvercinin masraflarına aktarılacak. Fikir süper. Kişi başı fiyat,
55 TL. Mönünün sürpriziyse yakın zamanda çok sevdiği ve sevildiği ailesinden ayrılıp melek olan Laika’nın tatlısı; muhallebili tel kadayıf.
Tel: 0 212 291 57