140 HARFTEN YARGILANIYOR

Fazıl Say, Twitter’da retweet ettiği sözler yüzünden hâlâ yargılanıyor. Dün yapılan duruşmada 15 Nisan’a erteleme kararı alındı. Peki ama bu dava daha ne kadar devam edecek?

Dün akşam İspanya’da Alicante’de konseri, dün sabah saat 10.00’daysa Çağlayan Adliyesi’nde duruşması vardı Fazıl Say’ın. Konserle davayı birbirine karıştıracak değilim ama şimdi yapılan aslında tam da öyle değil mi?
Her şey bir tweet’le başladı. Yüzlerce kişinin paylaştığı, retweet ettiği, kendi yazmadığı 140 harften söz ediyoruz. Sonrasında soruşturma açıldı. Soruşturmada takipsizlik kararı beklenirken bir de baktık olay büyüdü, mahkemeye taşındı. Gerekçe: “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama.” Üstelik 1.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.

15 Nisan’a ertelendi
Katıldığı ve ifade verdiği ilk duruşma 18 Ekim’de yapıldı. Sonuç, bir sonraki duruşma 18 Şubat’a ertelendi. Peki ama 18 Şubat’ta ne oldu? Karşı tarafın ‘hukuki mütalaa süre talebi’yle 15 Nisan’a ertelendi. Şaşırdık mı? Hayır. Bu gidişle daha çok ertelenebilir. Belli ki daha çok sinir bozulacak, daha çok yıpratılacak. Siniri bozulacak, yıpratılacak olan sadece Fazıl Say değil, hepimiz.
Twitter’da herkes 140 harfle kendini istediği gibi ifade etme özgürlüğüne sahip. Fikirlerine katılırsınız, katılmazsınız önemli değil. Katılmıyorsanız ama yine de takip ediyorsanız siz de aynı özgürlüğe sahipsiniz, 140 harfle istediğiniz gibi cevap verebilirsiniz. Kaldı ki, fikirlerini ‘hakaret’ olarak algılıyorsanız, o kişiyi takip etmeniz için hiçbir neden yok. Okumazsınız olur biter. Twitter böyle bir platform işte.
Bunu bile bile herhangi birini Twitter üzerinden yargılamak utanç verici. Kaldı ki, her beğenilmeyen sözü retweet edenin peşine düşülürse, hakkında dava açılmayan kaç kişi kalır acaba?

SANATÇILAR MÜZELERE GÜVENEBiLiR Mi?

Bilgi Üniversitesi santralistanbul’daki çağdaş sanat koleksiyonunu pazar günü gerçekleşen açık artırmada elden çıkardı. Üniversite yönetimi çok tepki alınca sanatçıların üniversite müzesine bağışladığı eserleri açık artırmadan çekti. Bunu da gururla duyurdular.
Peki ama sanatçıların üniversite müzesine diye piyasa fiyatının çok altında, komik rakamlara sattığı eserlere ne oldu? Satışa çıktılar ve yüksek rakamlara satıldılar. Bundan sonra müzeler sanatçılardan eser bağışı ya da özel indirim istediği zaman ne olacak? Artık hangi sanatçı güvenip de müzelerle işbirliği yapar?

MODELLERiN ÜZERiNDEN CANLI YAYIN

Londra Moda Haftası’na artık gitmiş kadar olmak mümkün. Daha önce internetten ilk canlı yayın defileyi Burberry yapmıştı ve büyük ilgi görmüştü. Çok ilerleme kaydedildi. Artık İstanbul Fashion Week’teki defileleri bile anında internetten izlemek mümkün.
Londra’da pazar günü gerçekleşen TopShop Unique defilesinde bir ilk daha yaşandı. Cara Delevingne, Jourdan Dunn ve Rosie Tapner gibi ünlü modellerin üzerine yerleştirilen mikro kameralarla defileyi ve kulisi Google’dan takip edebildik, hem de podyumda yürüyen mankenlerin gözünden. Sadece kıyafetleri değil, salondaki ortamı, izleyicileri de, defile arkasında yaşananları da gördük. Aynı anda defile müziklerini indirmek de, modellerin tırnaklarını süsleyen ojeleri satın almak da mümkün oldu, sonrasında tasarımcılarla ve moda editörleriyle sohbet etme fırsatı da doğdu.
Çok yakında moda haftalarına gitmek için bir neden kalmayacak. Artık onları tamamen internetten takip edebileceğiz.