Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Bedeni topluyor, dirileştiriyor” denilen 20 parçalık Chalayan/Mavi koleksiyonunu Sabancı Müzesi’nde Hüseyin Çağlayan’dan dinledik

Chalayan/Mavi koleksiyonunu görmek ve Hüseyin Çağlayan’dan dinlemek üzere Sabancı Müzesi’nde toplandık. “Başka Türk markalardan da teklif aldım ama doğru bulmadığım için kabul etmedim” diye başladı Çağlayan konuşmasına. Mavi’yi uluslararası başarısı olan tek Türk marka olarak gördüğünü ekledi. Bunu uluslararası başarısı olan tek Türk moda tasarımcısının söylemesi önemli.

“Türküm ama Londralıyım”
Hüseyin Çağlayan Londra’da yaşıyor. İngiltere’de kendini anlatırken de Türk kimliğini öne çıkarıyor.“Farklı hikayeler anlatıyorum defilelerimde, farklı kültürden geliyorum. Kıbrıslı Türk’üm, savaşla bölünen bir Ada’dan geliyorum, müslümanım ama laik yetiştirildim. Kendimi Türk olarak görüyorum. Londralıyım aynı zamanda ama İngiliz değilim. İngiltere’de yabancıyım” diyor.
Hüseyin Çağlayan’ın Mavi için hazırladığı koleksiyon bir video sunumuyla tanıtılıyor. Hüseyin Çağlayan başta altını çiziyor, videonun kendisine ait olmadığının. Gönül isterdi ki, Chalayan koleksiyonunun videosu da Çağlayan imzası taşısın. Malum moda tasarımlarıyla olduğu kadar video enstalasyonları ve sanat çalışmalarıyla da tanınıyor. Venedik Bienali’nde Türk pavyonunda sergilenen Tilda Swinton’ın oynadığı videosu hâlâ unutulmaz.

“Geldiğim kültürden utanmıyorum”
Hüseyin Çağlayan’ın markası birkaç yıl öncesine kadar Hussein Chalayan’dı, artık sadece Chalayan’la devam ediyor. “Neden?” diye sorulduğunda cevabı net: “Daha çağdaş olduğunu düşünüyorum. Beni tanımayan pazarlarda daha rahat hatırlanabileceğine inanıyorum.” Hemen arkasından da ekliyor: “Geldiğim kültürden utanmıyorum. Hayatta hiçbir şey o kadar siyah-beyaz değil.”
Koleksiyona gelince, hazırlanması 1 yıl sürmüş. 20 parçadan oluşuyor. Tasarımlarda iki yönlü streç kumaş kullanılmış. Bu da demek oluyor ki, jeanler bedeni topluyor, dirileştiriyor. Aynı zamanda esneklik ve yumuşaklıkla rahatlık da sağlıyor. Bir an önce denemekte fayda var. Sınırlı sayıda üretilen koleksiyon mağazalarda ve Mavi’nin internet sitesinde iki gün önce satışa çıktı. Bu arada jeanlerde kullanılan farklı renkte bantlar da dikkat çekiyor.

“Artık tasarımcılar daha bireysel”
Sunumdan sonra Hüseyin Çağlayan’la Müzede Changa’da yemeğe geçiyoruz. Hüseyin Çağlayan’ın yanında her zamanki gibi annesi Sevilay Salko, teyzesi ve kuzenleri var. Ailesinin gözünün içine bakıyor, ailesini de diğer misafirleri de rahat ettirmek için elinden geleni yapıyor.
Konu Türk moda tasarımcılarından açılınca, “Bireysel başarılar ve çıkışlar var ama özellikle tasarım tarafında ortak bir ruh taşıyan bir Türk tasarımcılar kuşağından söz etmek mümkün değil. Artık zaten kuşaklar dönemi de bitti. Tasarımcılar daha bireyseller” diyor. Bir yandan da yabancı misafirlerine Türk yemeklerini anlatıyor gururla. Yoğurtlu etli dolmayı görünce, “Bir de yoğurtlu mantımız var” diyor.
Peki ama Mavi ve Hüseyin Çağlayan’ın davetinde beni en çok ne etkiliyor? Bu kadar yetenekli ve yaratıcı birinin ayaklarının bu kadar yere basması ve tabii bu kadar mütevazı olması şaşırtıyor.