Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

* YGS’de ‘sehven’ şifre krizinden sonra şimdi de tarihler birbirine girdi. Ne sınav iptal ediliyor, ne ÖSYM yetkilileri istifa ediyor. Olan sadece öğrencilere ve ailelerine oluyor. Protesto yürüyüşleri bakalım bir sonuç verecek mi?
* Bir oyuncu ve seyirci arasında gerginlik yaşanıyor. Olay “Devlet Tiyatroları kapanmalı mı?”ya kadar geliyor. Sonra da “Kapatmak değil değiştirmekten bahsediyorduk” deniliyor.
* Biz hâlâ yeni açılan AVM’lere ve alışveriş festivallerine kapılmış giderken bir New York Times muhabiri gelip Kapalıçarşı’nın sorunları hakkında yazı yazıyor. “Onarıma gelindiğinde bu şehir içindeki şehirde kimse yetkili değil. Yağmurda çatıdan akan sular bir nehir gibi kolonlardan süzülüyor” diyor. Haksız mı? Tabii ki değil.
* Hepimi-zin sinirini bozan reklam filmi: 118 33. Yıl 2011. Gerçekten bu reklamı ve tiplemeyi komik bulan var mı?
* Bir trafik polisi oyuncuyla tartışırken “Artiz misin?” deyip itebiliyor. Üstelik karşısındaki insan kalp krizi geçirirken, ambulans çağrılması gerekirken arabayı çekmeye devam edebiliyor. Çünkü bir yandan görevini yapıyor, bir yandan egosunu tatmin ediyor. Nelere neden olabileceğini hiç ama hiç düşünemiyor.

PHOTOSHOP MESELESi

ORTAYA KARIŞIK

Önce Sibel Can’ın albümüyle başladı, şimdi Hülya Avşar’ın tenis turnuvası için Zeynel Abidin Ağgül’e verdiği pozlarla devam ediyor. Hülya Avşar’ın fotoğraflardaki bacaklarını görünce herkes aynı soruyu sordu: “Gerçekten kendi bacakları mı?” Öyle ya da değil, çok önemli de değil. Önemli olan her kadının hayatta bir kere de olsa bir Zeynel Abidin Ağgül ya da Nihat Odabaşı fotoğrafıyla ödüllendirilmesi. Her canlı bunu tatmalı.
Bu arada Ajda Pekkan’ın Twist ile işbirliği adına verdiği pozlara da çok laf edildi. Ama daha önce Ajda Pekkan’ın ham fotoğraflarını görmüş biri olarak kendinden photoshop’lu bir makyaj yapma yeteneği olduğunu biliyorum. Kendi makyajını kendi yapıyor ve photoshop’a falan gerek kalmıyor. O kadar disiplinli spor, beslenme ve bakımın da etkisi çok tabii. Yalnız bu photoshop meselesinin sadece bizde değil, yabancı dergilerde de suyu çıkmış durumda. Conde Nast Traveller gibi konuyla aslında gayet ilgisiz bir dergi bile Daria Zhukova gibi kusursuz bir modelin portre fotoğrafında ‘airbrush’ta sınır tanımıyor. Eee, ne oluyor? Kimse artık yemiyor bu numaraları. Ne beklentiler artıyor, ne de hayal kırıklıkları...

GALLIANO ASIL ŞiMDi BiTTi!
John Galliano bir anlık zaafıyla önce Dior’daki işinden oldu, şimdi de kendi markasından. Bu hafta tedaviden çıktı, uzun zaman sonra ilk defa Los Angeles’ta havaalanında görüntülendi. Ona, “Dior’un yönetiminde olsanız siz farklı bir karar verir miydiniz?” diye soranlar da oldu, hakaret edenler de... Ama Galliano geç de olsa dersini almıştı, cevap vermedi.
Dün kendi adını taşıyan markasındaki yetkileri de elinden alındı. John Galliano markası şimdilik kreatif ekibe teslim edildi. Markanın yüzde 91’i zaten Christian Dior grubuna ait. Bir bar kavgasıyla, sarhoşken söylenen öfkeli sözlerle kaç yıllık kariyeri bitti. Bu kadar ağır bir bedel ödemesine gerek yoktu. Aynı şey bizde olsa ertesi gün unutulmaz mıydı?

ORTAYA KARIŞIK